Sayfalar

İzleyiciler

28 Kasım 2010 Pazar

Unutma ve Nedenleri ( Bellek ) Öğrenmenin tersi olan bir bellek işlevi

Öğrenmenin tersi olan bir bellek işlevidir. Yani, öğrenilenlerin zihinde yeniden canlandırılamamasıdır. Unutmayla ilgili çeşitli kuramlar ileri sürülmüştür. Unutmanın tanımlanması ve türleri kuramların bu konudaki görüşlerine göre belirlenir.Fizyolojik temellere dayanan kuramlara göre, unutma öğrenilenlerin ya da anıların beyindeki izlerinin zamanla aşınıp silinmesi sonucu olur.Koşullanma yoluyla öğrenme kuramına göre; pekiştirilmeyen, ödüllendirilmeyen tekrarlar; uyaranlarla tepkiler arasındaki bağı zayıflatır, unutma ya da diğer bir deyişle, sönme olur.
Bir çok öğrenilen şey ve anılar bellekte saklı olmalarına karşın, unutulmuş gibi görünebilir. Freud ve diğer psikanalistler bunu baskı kavramıyla açıklarlar. Onlara göre, kişiye acı veren anılar bilinçten uzaklaştırılarak bilinç dışına atılır.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Egzersiz ile kanser ve bunamadan kurtulabilirsiniz

Egzersiz yapmanın sadece formunuzu korumaya yardımcı olacağını zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kanser ve bunama da dahil bedensel ve ruhsal birçok hastalıktan korunmak için fiziksel aktiviteler şaşırtıcı şekilde işe yarıyor.

Sigarayı hayatınızdan çıkarmak kadar sporu yaşam biçimi haline getirmek de yapacağınız en akıllı seçimlerden olacak. Bunu ortaya çıkaran ise Doğu Anglia Üniversitesi'nden Leslie Alford oldu.

8 Kasım 2010 Pazartesi

Organ Bağışı - Organ Bağışı Hakkında Merak Ettikleriniz

ORGAN BAĞIŞI HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

Bizim yada en sevdiklerimizden birinin organ nakline ihtiyacı olursa ne yaparız? Onları yaşatmak için nelerden vazgeçebileceğimizi bir düşünün! Bir gün daha bizimle kalması için neleri feda edebileceğimizi? Ve bu durumdaki binlerce gözü yaşlı insanı…..



Lütfen… Organ bağışına destek verelim, duyarlılık gösterelim!
Okan Bayülgen Muhabbet Kralı 08.Şubat.2010 Konusu : Organ nakli - Organ Bağışı

4 Ekim 2010 Pazartesi

Veteriner Anatomi Atlası (3 Cilt JPEG Formatında)

Üç ciltlik Atlas 3 klasör içinde sayfaları jpeg formatındadır...






Download Links:


PART 1

PART 2

PART 3

Antik Dönemlerden Yakın Tarihe Anadolu’da Tıp

ANADOLU’DA TIP
Günümüzde hastalandığımızda hemen bir sağlık kurumuna gidip rahatlıkla tedavi olabiliyoruz. Gelişen tıp ve eczacılık sayesinde birçok hastalığın tedavisi artık çok kolay. Hatta çoğu hastalık, aşı gibi, önceden alınan önlemlerle başlamaya fırsat bile bulamıyor. Peki, bu durum eskiden nasıldı? Antik dönemlerde insanlar hastalanınca ne yapıyorlardı? Elbette hastalıklar insanlık tarihi boyunca hep oldu, hatta insandan önce de vardı. Hastalıklarla yaşamayı öğrenen insan onun tedavisini de zaman içinde öğrenecekti. Büyücülük ve sihirle başlayan tıp tarihinin Anadolu’daki geçmişi de çok ilginç…




Tıp tarihi araştırmaları, deontoloji ve tıp tarihi, antropoloji, arkeoloji bilim dallarının ortak çalışmalarıyla yapılıyor. Ülkemizde de Anadolu tıp tarihiyle ilgili araştırmalar yapılıyor. Biz de Anadolu tıp tarihiyle ilgili çok sayıda araştırması bulunan Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nden (GATA) Doç. Dr. Adnan Ataç’ı ziyaret ettik ve ondan geçmiş dönemlerdeki Anadolu tıbbıyla ilgili bilgiler aldık.
Tarih boyunca çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Anadolu, birçok bilim dalının doğuşuna da tanıklık etti. Bunlardan en önemlisi belki de tıptı. Anadolu’daki ilk bulguları günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan Anadolu tıbbı, Osmanlı dönemine kadar gelişmesini sürdürdü. İlk zamanları “Antikçağ tapınak tıbbı” olarak bilinen Anadolu tıbbının en önemli yapıları olan asklepionlar (ilk hastaneler), Bergama, Efes, Yumurtalık, İzmit, İznik ve Ereğli gibi kentlerde yapıldı. Osmanlı döneminde de Konya, Kayseri, Çankırı, Tokat, Amasya, Manisa ve Divriği gibi kentlerde darüşşifalar (hastaneler) kuruldu. Sağlıkla ilgili bu kadar yapıyla birlikte, İstanköylü (Kos Adası) Hipokrates (MÖ 460-370), Bergamalı Galen (131-200), Bursalı Asklepiades (MS 1. yüzyıl), Efesli Rufus (MS 1. yüzyıl), Anavarzalı Dioskorides (MS 1. yüzyıl), Efesli Soranus (MS 2. yüzyıl), Kayserili Areteaus (MS 4. yüzyıl), Hacı Paşa, Mahmud Şirvani (1375-1450), Şerafed-din Sabuncuoğlu (1385-1465), Şemseddin-i İtâki, Akşemseddin, Molla Gürani, Mustafa Behçet Efendi (1774¬1834) gibi çok sayıda ünlü tıp adamı da Anadolu’da yaşadı ve tıbbın gelişmesine katkıda bulundu. Yalnızca sağlık alanındaki yapılara ve doktorlara bakıldı¬ğında bile Anadolu’nun tıp tarihi açısından ne kadar önemli olduğu görülebilir.
Tarih boyunca Anadolu’da tıbbı, Antik dönem, Hitit dönemi, Antik Batı Anadolu dönemi, Selçuklu dönemi ve Osmanlı dönemi olarak ele alabiliriz. Antik dönemde, Anadolu’da yapıldığı bilinen ilk tıbbi girişim “trepenasyon” denen beyin delme ameliyatlarıdır. On bin yıl öncesinden kalan insan kafataslarında bilinen en eski cerrahi girişimlerin izleri bulunmuştur. Üstelik izler, ameliyattan sonra kişinin bir süre daha yaşadığını da gösteriyor. Bundan hemen sonra, neolitik dönemden kalan epilasyon aletlerinin bulunması, bedendeki kılların da alındığının gösteriyor. Bu aletlerden çok sayıda bulunması epilasyonun, günümüzde olduğu gibi, eskiden de yaygın olarak yapıldığını gösteriyor. O zamanlarda beyin ameliyatlarının nasıl yapıldığı konusunu daha önce 486. sayımızda (Mayıs 2008) ayrıntılı biçimde ele almıştık.

Antik Batı Anadolu Tıbbı

Hitit Döneminde Tıp

Selçuklu Döneminde Tıp

Osmanlı Döneminde Tıp

Kolon Kanserinde Tanı ve Tedavi Öncesi Değerlendirme

Belirti veya bulgular nedeniyle ya da laboratuvar test sonuçları kanseri düşündürdüğü için kanserden şüpheleniliyorsa tanıya yönelik testler yapılır.

Bazen hekim endoskopik muayenenin veya kolonoskopi ya da sigmoidoskopi sırasında alınan tümör veya polip biyopsilerinin so*nuçlarına dayanarak ön tanı koyar. Bu özellikle tek bir prekanseröz veya iyi huylu polip bulunduğu ve bireyin veya ailesinin kanser öykü*sü olmadığı durumlar için geçerlidir. Öte yandan hekimler genellikle tanı koymadan önce tüm etmenleri değerlendirmek için bir dizi test yaptırılmasını önerir.

Tanıya Yönelik Testler

Aşağıda sıralanan testler, hekimin bir dizi sonuca varmasına yar*dım edebilir. Kanser kuşkusunu doğrulamaya ya da elemeye yardım edebilirler. Kanser bulunduysa, derecesini (ne kadar agresif olabileceğini) saptamaya, boyutunu (evresini) değerlendirmeye ve kolorektu-mun dışına sıçrayıp sıçramadığının (metastaz yapıp yapmadığının) anlaşılmasına yardım edebilir.

Kolonoskopi

Kolorektal Kanserin Erken Saptanması İçin Biyomarkerler

Kolon kanseri taramasında basit bir kan testi kolonoskopinin yerini alabilir mi?

Kolorektal kanser tarama testi önerildiğinde insanlar, "Bunu ger*çekten yapmak zorunda mıyım?" derler. Çok az tıbbi test bu tür bir tepkiye neden olur. Peki, kolorektal kanseriniz olup olmadığını ya da ris*kinizin yüksek olup olmadığını, ko*lesterol düzeyinize bakılması kadar kolay gösterecek bir kan testi olsay*dı? Taramaya yaklaşım kesinlikle değişirdi. Dolayısıyla kolorektal kan*serler daha çok önlenebilir ya da en kolay tedavi edilebileceği evrede er*ken saptama olasılığı artardı.

Kan Testi Engelleri

Bu tip bir kan testi geliştirilmesi için araştırmacıların bir biyomarker tanımlaması gerekiyor. Yani var ol*duğunda ya da yüksek düzeyde bu*lunduğunda kişinin kolorektal kan*sere yakalanmış olduğunu veya ya*kalanma riskinin yüksek olduğunu gösterecek olan ve kanda ölçülebi*len biyolojik bir molekül ya da hücre düzeyindeki bir işleyişte değişiklik saptanması gerekiyor. Bu tip bir bi*yomarker bulmak kolay değildir. Son birkaç yıl içinde kolorektal kanser bi-yomarkeri konusunda bir dizi umut verici haber başlığına rastlandı. An*cak geniş kapsamlı araştırmalarda, bir kanser tarama testi için gereken özgüllüğü ya da duyarlılığı taşımadıklarının ortaya çıkmasıyla bunların çoğu elendi.