Sayfalar

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Hormonlu Spiral: İntrauterin Sistem

Hormonlu Spiral: İntrauterin Sistem

Kadınların dilediği en iyi korunma yöntemi, yıllarca kafala*rını bir daha meşgul etmeyecek, kısırlaştırma kadar güven*li, ama geri dönüşü de olan, uygulanması basit ve taham*mülü kolay korunmadır. Avrupa piyasasına sürüldüğünden bu yana elde edilen olumlu deneyimlere bakılacak olursa, hormonlu spiral Mirena, bu taleplere en yakın yöntemdir.

Rahim İçi Araç (Spiral)

Rahim İçi Araç (Spiral)

Giderek daha popüler bir doğum kontrol yöntemi haline gelen rahim içi araçlar 40 yıla yakın bir süredir kullanılmaktadır.Dünyanın her yanında kadınlar bu yöntemi etkin ve güvenilir bulmuşlardır.Günümüzde en yaygın kullanılan geri dönüşlü uzun etkili doğum kontrol yöntemidir.Tanım olarak rahim içine yerleştirilen küçük plastik bir cisimdir.
3 çeşidi vardır:
Katkısız spiraller
Bakırlı spiraller
Hormonlu spiraller
Etki mekanizması:Bakırlı spiraller spermin yumurtaya ulaşmasına,yumurta transportuna ve döllenmeye engel olarak ,hormonlu (progesteron hormonu içeren) spiraller spermlerin rahim ağzından geçmesini engelleyerek doğum kontrol etkisini gösterirler.Rahim içi araç varlığında gebe kalma riski % 1 ‘den azdır.

Kadında Cerrahi Sterilizasyon (Tüp Bağlanması)

Kadında Cerrahi Sterilizasyon (Tüp Bağlanması)

KADINDA CERRAHİ STERİLİZASYON(TÜP BAĞLANMASI)
Tüp bağlanması, başka çocuk istemeyen ve doğurganlığını sona erdirmek isteyen çiftler için en güvenilir yöntemlerden biridir.Cinsel fonksiyon bozukluğu veya vücudun diğer işlevlerinde bozukluğa sebep olmaz.
Bu işlem iki şekilde yapılır:
Minilaparotomi:Çok küçük bir kesi ile tüplere ulaşılıp bağlanır. Laparoskopi:Tüpler laparoskop kullanılarak (kapalı ameliyat) bağlanır.
Tüp bağlanması hormonları etkilemez adet düzenini bozmaz,kadınlık görünümünde ve cinsel işlevde değişikliğe neden olmaz.
Etki mekanizması:Normal şartlarda yumurta ile sperm tüpte karşılaşır ve döllenme olur.Tüplerin bağlanmasıyla bu önlenmiş olur.Başarısızlık oranı 1000’de 2 kadardır.

Doğum Kontrol Yöntemleri Bariyer Yöntemleri

Bariyer Yöntemleri

Bariyer ile Doğum Kontrolü

Eğer gebeliğe elverişli günlerde spermlerin döllenmeye hazır yumurta ile temasını önleyen güvenilir korunma araçları olmasaydı, önceki bölümlerde sizlere tanıttığımız doğurganlığı saptama yöntemleri çoğu çiftin aşk hayatını fena halde kısıtlardı.

Bariyer yöntemleri denen bu araçlar yalnızca acil du*rumda kullanmak için uygundur. Adından da belli oldu*ğu gibi, bu yöntemler dölyatağına giden yolda spermlerin (bazı durumlarda hastalık kaynaklarının da) önüne bariyer kurar, set çeker.

Rahim dışı gebeliğin sona erdirilmesi

Rahim dışı gebeliğin sona erdirilmesi

Döllenme sırasında, bir spermatozoid'le fallop borusunun üçte bir dış kıvrımında karşılaşan yumurtacık, yumurtayı veya embriyo*nun ilk hücresini oluşturur. Bölünmeye baş*layan bu yumurta, döl yatağına doğru iler*ler. Burada yuvarlanır ve prensip olarak sümüksü zar içine yerleşir. Plasenta'nın oluş*masını da bu hazırlar.

Güneşe bakmak körlük riskini artırıyor

Güneşe bakmak körlük riskini artırıyor

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Orhan, güneş ve ultraviyole ışınlarının gözleri tehdit ettiğini belirterek, hiçbir zaman güneşe doğrudan bakılmaması ve ultraviyole blokajı yapabilen güneş gözlüklerinin alınması gerektiğini söyledi.

13 Temmuz 2010 Salı

Cevizin bunamaya karşı da koruyucu etkisi var

Bunamaya karşı ceviz

Bilim adamları, kalp ve damar sağlığı açısından oldukça yararlı olduğu bilinen cevizin, bunamaya karşı da koruyucu olabileceğini ortaya koydu.
İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlanan habere göre, Hintli doktor Abba Chauhan'ın New York Enstitüsünden bilim adamlarıyla birlikte yaptığı araştırmada, ceviz türü kuruyemişlerin içerdiği vitaminlerin, antioksidanların ve yağ asitlerinin bunama riskini azaltmak ve Alzheimer hastalığının gelişim sürecini yavaşlatmakta etkili olabileceği gözlemlendi.
Bunama belirtisi gösteren fareler üzerinde yapılan testlerde, cevizle beslenen farelerdeki beyin faaliyetlerinin diğerlerine nazaran düzelme gösterdiğini gözlemleyen bilim adamları, kuruyemiş verilmeyen hayvanlar da ise belirtilerin her geçen gün arttığını tespit etti.

@Mi_DeliMiDeli