Sayfalar

27 Şubat 2011 Pazar

Fasiyal Sinir (Yüz Felci) Nedir - Fasiyal Sinir Ve Hastalıkları

FASİAL SİNİR


Yüz siniri, yedinci kafa çifti.







Fasiyal sinir, emosyonel mimik ifadelerde, konuşmada, çiğnemeda, yutmada önemli fonksiyonu olan kasları motor inerve eder. Ayrıca tad duyusunu, göz yaşı ve tükrük salgılanması ile ilgili sinir liflerini taşır. Fasial sinir sistemi, presentral girustan yüz kaslarına kadar etkilenip değişik klinik tabloların ortaya çıkmasına neden olur. En sık görülen Bell paralizisinden başlıyarak,sinirin topografik lezyonlarına göre semptomlar ele alınmıştır. Bunun yanında mevcut tedavi olanakları tartışılmıştır.

YÜZ FELCİ (FASIAL PARALIZI)

Genital Sistem Gelişim Kusurları

KADINDA GENİTAL SİSTEM GELİŞİM KUSURLARI Embriyonik gelişim döneminde rahimağzı (serviks ) ve rahim (uterus), sağlı sollu yerleşmiş Müller kanallarının orta hatta birleşmesinden ve kaynaşmasından meydana gelir. İlk birleşmede iç duvarlar orta hatta ince bir septum (perde) oluşturur. Kaynaşma ilerledikçe bu septum rahimağzından rahime doğru (aşağıdan yukarı) incelerek kaybolur. İşte Müller anomalileri bu birleşmenin hiç olmaması ya da birleşme ve kaynaşmanın yetersiz olmasından kaynaklanan doğumsal anatomik bozukluklardır.
Müller anomalileri gebe kalmış ve doğurmuş kadınlarda çok ender görülürler. Daha çok tekrarlayan düşükleri olan, erken doğum, rahimiçi gelişme geriliği, önceki doğumlarında bebeklerinde duruş bozuklukları (makat, yan ya da çapraz duruş) yaşamış olan kadınlarda yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılırlar.
Bu hastalıklar gebe kalamamaya değil, daha çok gebeliği sürdürüp canlı çocuk sahibi olamamaya neden olurlar.
Sınıflandırma
Class I: bazı organların hiç olmaması
vajinal agenezi: vajinanın olmaması. 1/5000 kadında görülür.
rahimağzı, rahim, Fallop tüplerinin olmaması da ender görülen durumlardır.
kombine agenezi: Mayer-Rokitanski sendromu adı verilen bu gelişim kusurunda vajina, rahimağzı, rahim ve tüpler yoktur. Yumurtalıkların işlevleri normal olduğundan dış görünümlerinde hiç bir sorun olmayan bu kadınlarda hiç adet görmemiş olma söz konusudur.
Class II: unikorn uterus
Burada söz konusu olan, müller kanallarından birinin hiç olmamasıdır. Bu yüzden asimetrik bir genital anatomi vardır.
Class III: uterus didelphis (didelfis okunur)
Bu durumda da her iki müller kanalı orta hatta hiç yaklaşmamış ve birleşmemiştir. Bu yüzden de iki rahim ve iki rahimağzı vardır. Çoğu durumda da vajinayı ortadan ikiye ayıran bir septum sözkonusudur (çift vajina).
Class IV: uterus bicornis (bikornis okunur)
Burada kısmi bir birleşme olmuş, ancak kaynaşma hiç olmamıştır. Rahimin üst yüzünde bir çöküntü vardır
Class V: uterus septus
Birleşme tam olmuş ancak içteki septum (perde) rahimağzından yukarıya doğru kaybolurken belli bir aşamada duraklamıştır. Duraklamanın olduğu yere göre rahimağzına yakın bir bölgeden, rahimin tepesinin iç kısmına kadar olan bir yerde belli bir uzunlukta septum (perde) söz konusudur. Rahim iç boşluğu (endometrium) bu septum nedeniyle iki ayrı bölüme ayrılır.
Class VI: DES (Dietilstilbestrol) anomalileri:
Annelerinin kendilerine gebe olduğu dönemlerde düşük tehdidi nedeniyle DES kullandıkları kadınlarda oluşan gelişim kusurlarıdır. Başta T şekilli rahim olmak üzere çok çeşitli yapısal kusurlara yol açmış olan "DES faciası" ülkemizi Avrupa kadar etkilemediğinden bu tür gelişim kusurları ülkemizde fazla değildir.
Class VI hariç, class sayısı arttıkça gelişim kusurunun toplumda görülme sıklığı da artar. Yani Class I'deki anomaliler ender görülürken, özellikle Class V ve Class VI anomalileri doğurganlıkla ilgili problem yaşayan kadınlarda sık görülürler.


Resimde sırayla komplet septum (rahimağzına kadar uzanan), inkomplet septum (rahimin içinde kalan) ve uterus bicornisin çeşitli ağırlık derecelerindeki görünümleri şematik olarak yer almaktadır.
Nasıl tanı konur?

Vazektomi ( Erkeğe Uygulanan Cerrahi Sterilizasyon )

Vazektomi (Cerrahi Sterilizasyon)

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor/uzman uyarısı ya da önerisi değildir.

Vazektomi (erkeğe uygulanan cerrahi sterilizasyon) erkekte sperm hücrelerinin testislerden depolandıkları bölgelere geçişinin cerrahi yöntemlerle kalıcı olarak bozulması işlemidir.
Bu işlem sonrasında ejakülasyon esnasında boşalan sıvının dış görünüşünde hiç bir değişiklik olmaz, ancak sıvıda sperm hücreleri olmadığından gebelik oluşmaz.



Bu yöntemle sperm “kanallarında” ciddi hasar oluştuğundan tüplerin eski haline getirilmesi çok zordur.
Erkek üreme sisteminin ana organı olan testislerin temel görevi gebelik için gerekli olan spermlerin üretilmesidir. Üretilen spermler vas deferens adı verilen kanallar tarafından taşınarak penis ucuna açılan ürethraya kadar ulaşır. Bu yolculuk sırasında prostat bezinden salgılanan sıvı içine karışarak orgazm sırasında penis dışına atılır. Orgazm sırasında erkekten boşalan sıvı testisler tarafından değil prostat bezi tarafından üretilir.

Sırt ağrısı 4 milyon yıl önce de vardı

Bilim adamları, sırt ağrısının bundan 4 milyon yıl önce de görüldüğünü açıkladılar.

Cambridge Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar, yaklaşık yarım milyon yıl öncesinde yaşamış 45 yaşındaki bir adamın fosilleşmiş omurgasını incelediler ve sırt kemiklerinde yırtılma ve aşınmadan şikayetçi olduğunu belirlediler.
Araştırma ekibi tarafından analiz edilen fosil kayıtları, sırt problemlerinin 4 milyon yıl öncesinde de oldukça belirgin olduğunu gösterdi.
Bilim adamları, milyonlarca yıl öncesinde de spondilolistez (bir omurganın diğeri üzerine kayması) gibi çeşitli sırt problemlerinin görüldüğünü tespit etmiş oldular.

Diş ağrısına karşı karanfil yağı

Birçoğumuz reçeteli ilaçların yanında bir sağlık sorunumuz olunca doğal tedavilere de yöneliyoruz. Peki bu tedaviler herkes için aynı şekilde yararlı mı ya da bilim bu tedaviler hakkında ne söylüyor?

Karanfil yağının diş ağrısını geçirdiği belirtiliyor. Doğal bir alternatif olan karanfil yağ, karanfil bitkisinin yaprağından çıkarılıyor. Hindistan ve Endonezya'ya ait olan bu yağ, aneljezik ve antibakteriyal özellikleri bakımından araştırmacılar tarafından çeşitli araştırmalara tabi tutuldu. buna göre, karanfil yağının bakteriler tarafından tetiklenen diş ağrısı vakalarında yardımcı olduğu belirlendi.
Fakat yağın herkes için kullanılması uygun olmadığını söyleyen araştırmacılar, güçlü ve sert bir tadı olduğunu belirttiler. Fazla miktarda tüketildiğinde çok ciddi yan etkilere yol açabiliyor. Örneğin, karaciğer ve solunum yolunda sorunlara neden oluyor.

21 Ocak 2011 Cuma

Dünyada ikinci gırtlak nakli

ABD'de cerrahlar bir kadına gırtlak nakli yaparak, hastanın sesine kavuşmasını sağladı.
California'daki Davis Hastanesi'nden yapılan açıklamada, ses tellerinin bulunduğu gırtlak dışında, 52 yaşındaki Brenda Charett Jensen'e tiroid bezi ve soluk borusu nakli de yapıldığı belirtildi. Ekimde yapılan ve çok zor olan ameliyat 18 saat sürdü. Ameliyattan 13 gün sonra solunum cihazı olmadan nefes alabilen Jensen, 11 yıl aradan sonra sesine kavuştu ve ilk kelimelerini söyleyebildi. 2 aylık "eğitimden" sonra da kolayca konuşmaya başladı.

Uzağı görememe, ya da Miyopluk neden yaygınlaşıyor?

Miyopluk neden yaygınlaşıyor?

Miyopluğun en yaygın görüldüğü Singapur, Hong Kong ve Tayvan gibi ülkelerde, yirmi otuz yıl kadar önce genç erişkinlerin %25 kadarı miyop iken, günümüzde bu oranın yaklaşık %80'e ulaştığı belirtiliyor. Batılı ülkelerde bu oran %30-50 arasında değişmekle birlikte, miyopluğun orada da hızla yayılmakta olduğu görülüyor. Peki, bu gizemli salgına yol açan etmenler ne olabilir?
Uzağı görememe, ya da miyopluğun salt genlerden kaynaklanan bir durum olmadığı açıkça ortada. Araştırmalar çok okumanın miyopluğa yol açtığı yönündeki çok eskilere uzanan inancın da bir geçerliliği olmadığını ortaya koyarken, salgın hastalıklarla ilgili geniş ölçekli çalışmalar da çağdaş yaşam biçemlerinin kimi yönlerinin çocuklarda görme bozukluklarına yol açtığını gözler önüne seriyor.

Miyopluğa neden olan unsurlar tam olarak bilinmese de, anatomik özelliği onlarca yıldır biliniyor. Normal gözde mercek ışığı doğrudan ağkatmana, ya da retinaya odaklar ve ağkatman da görüntüyü kaydedip beyne iletir.
Uzağı görememe ne demektir? (Miyopluk)
Oysa, miyoplarda gözküresinin genelde normalden daha uzun olması, gözün arkasındaki ışığa duyarlı ağkatmanı ile önündeki merceğin arasındaki mesafenin de uzamasına neden olur. Sonuçta, uzak nesnelerden gelen ışığın ağkatmanının önünde odaklanmasına bağlı olarak beyne bulanık bir görüntü iletilir.

@Mi_DeliMiDeli