Sayfalar

HPV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HPV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ekim 2011 Cuma

Rahim Ağzında Yara, Servikal Erozyon Ve HPV Virüsü

Rahim ağzında yara veya kronik servisit ( Rahimde yara, Rahim yarası) kadın doğum muayenelerinde çok sık görülen bir problemdir. Tıbbi olarak “servikal erozyon” diye adlandırılır. Servisit kelimesinin anlamı rahim ağzı iltihabı, enfeksiyonudur.
Rahimağzında yara rahim ağzını kaplayan normal epitel hücrelerinin kaybolup daha kırmızı olan rahim kanalındaki endoservikal hücrelerinin dışarı transformasyon alanına doğru uzanarak yayılmasıdır . Bu yayılmış olan hücreler daha çok kanladığı için kırmızı renkte görülürler ve eğer bir enfeksiyon da eklenirse kanamaya daha yatkın olurlar. Bu enfekte doku eğer tedavi edilmez ise müzminleşir ve kronik servisit yani yaraya dönüşür.

6 Haziran 2011 Pazartesi

Rahim Ağzında Yara, Servikal Erozyon Ve HPV Virüsü

Rahim ağzında yara veya kronik servisit ( Rahimde yara, Rahim yarası) kadın doğum muayenelerinde çok sık görülen bir problemdir. Tıbbi olarak “servikal erozyon” diye adlandırılır. Servisit kelimesinin anlamı rahim ağzı iltihabı, enfeksiyonudur.
Rahimağzında yara rahim ağzını kaplayan normal epitel hücrelerinin kaybolup daha kırmızı olan rahim kanalındaki endoservikal hücrelerinin dışarı transformasyon alanına doğru uzanarak yayılmasıdır . Bu yayılmış olan hücreler daha çok kanladığı için kırmızı renkte görülürler ve eğer bir enfeksiyon da eklenirse kanamaya daha yatkın olurlar. Bu enfekte doku eğer tedavi edilmez ise müzminleşir ve kronik servisit yani yaraya dönüşür.

Rahim ağzı yarası kimlerde görülür?
Rahim ağzında yara oluşumunun yaş ve normal doğum sayısı ile doğrudan bir alakası yoktur. Her yaş kadında görülebilmektedir. Rahim kanalının dışa dönmesi ektropion veya eversion olarak isimlendirilmekte olup genellikle kronik servisit ile karışmaktadır.
Rahim ağzı yarası'nın HPV enfeksiyonu ile bir ilgisi var mıdır?
Rahim ağzında yara görülmesi bir enfeksiyonun veya rahim ağzındaki bir hücre değişimini düşündüreceği için mutlaka incelenmesi ve pap smear testi yapılması gerekir. Rahim ağzı yarası mutlaka HPV varlığı anlamına gelmez fakat bu rahim ağzındaki yara görüntüsü sıklıkla HPV enfeksiyonuna bağlı hücresel değişiklere bağlı da olabilmektedir. Hekim mutlaka rahim ağzında yara görüntüsü varlığında bir HPV virüsü enfeksiyonunu da göz önünde bulundurur.
Rahim ağzı yarasının en sık nedenleri nelerdir?
Yaranın tam sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte en sık sebep serviksi etkileyen enfeksiyonlardır. Klamidya,trikomonaz, HPV virüsü, gonore gibi enfeksiyonlar tedavi edilmedikleri takdirde sıklıkla yaraya sebep olmaktadırlar. Diğer sebepler ise çok sık cinsel ilişki, hormonal değişiklikler ve bazı kimyasal faktörler ( spermisidler ,prezervatif üzerindeki kimyasallar ve kremler ) ve sık vajinal duştur. Cinsel birleşme sırasında penisin yarattığı yada vajinal tampon kullanımının yol açtığı travmanın risk faktörü olduğu da inanılmaktadır .

Rahimağzı yarası kadında ne gibi belirtiler verebilir?
Rahim yarası sıklıkla herhangi belirti vermez ve yapılan rutin jinekolojik muayene sırasında jinekolog tarafından saptanır. Buna rağmen bir çok kadında rahimağzındaki yaraya bağlı en sık şikayet devam eden kokusuz, kaşıntısız bol miktarda beyazımtrak olan akıntılardır. Eğer yara büyük ise “spotting” tarzında ara kanamalar veya ilişki sonrası kanamalar sıklıkla görülmektedir.
Rahim ağzı yarası kısırlığa sebep olur mu?
Rahim ağzı yaraları birçok kadında servikal mukusun (rahim ağzı salgısı) değişmesine sebep olarak spermlerin rahim içine geçişini zorlaştırarak kısırlık problemlerine de yol açabildiği bilinmektedir. Hamilelerde ise vajinal akıntının fazla miktarda olması ve tekrarlayan , tedaviye cevap vermeyen vajinal enfeksiyonlar rahim ağzı yarasını düşündürmelidir.
Servikal Erozyon, Rahimde Yara tanısı nasıl konur? Vajinal Akıntı Kaşıntı ne anlama gelir?
Yaranın tanısı çok kolaydır ve doktor tarafından yapılan jinekolojik muayenede göz ile kolaylıkla konulmaktadır. Mutlaka pap smear testi yapılmalıdır. Smear testinin güvenli bir şekilde alınamayacağı taze kanamalı , çok büyük rahim ağzı yaralarında ,lezyonlarda ve şüpheli yaralarda doğrudan smear testine gerek duymadan kolposkopik inceleme ve kolposkopk biopsi yapılması daha doğrudur.
Rahim ağzındaki yaranın tedavi nasıl yapılır? Tedavide hangi yöntemler tercih edilmelidir?
Yaranın (kronik servisit) antibiyotik veya fitil ile yani bir ilaç ile tedavisi mümkün değildir. Tedavinin prensibi rahim ağzında enfekte olup değişime uğramış dokunun ortadan kaldırılarak (destruksiyonu) o bölgenin tekrar normal rahim ağzı epiteli ile kaplanmasına olanak sağlanmasıdır. Yara tedavisinde kullanılan yöntemler:
  • Koterizasyon (Yakma tedavisi, Elektokoter tedavisi) : Yara yakma ülkemizde en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Elektrokoter olarak isimlendirilen bir cihaz ve elektrik yardımı ile rahim ağzındaki yara olan kısım ısı verilerek yakılır. Ortalama işlem4- 5 dakika sürmektedir. Yakılan kısım bir süre içinde (yaranın büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 ay) iyileşerek yerini normal yüzeye bırakır. Hasta işlem sırasında az bir ağrı hisseder. Genellikle bir anestezi uygulanmasına gerek yoktur. Yara yakma muayenehane şartlarında kolaylıkla uygulanabilmektedir. İşlem sonrası bir süre vajinadan fitil şeklinde ilaç kullanması (genellikle biokadin fitil), havuz –denize girilmemesi ve yaklaşık 1 ay kadar süre cinsel ilişki kısıtlaması gerekmektedir. Yakma işlemi sonrası ilk ay kadınlarda kanlı veya sulu akıntı veya az miktarda ara kanama gibi şikayetler sıklıkla görülmektedir.Özellikle doğurmamış kadınlarda rahim kanalında daralma yapabileceği ve kısırlığa sebep olabileceği için yakma en son seçenek olmalıdır.Başarı oranı diğer yöntemlerde olduğu gibi% 80-90’dır.
  • Kriyoterapi (Yara Dondurma ): Uzun bir çubuk ile rahim ağzındaki yara olan kısmın “Nitrous oxide gazı” ile dondurulup dokunun harap edilmesi işlemidir. Muayenehane şartlarında yapılabilen kolay, risksiz, ucuz , hızlı ve yan etkileri az olan bir işlemdir. Ağrısı olduğu için lokal veya genel anestezi genellikle gerekmemektedir. İşlem ortalama 3-5 dakika sürmekte olup hasta için epey konforlu bir metodtur. İşlem sonrası bir süre vajinadan fitil şeklinde ilaç kullanması (genellikle biokadin fitil) ,havuz –denize girilmemesi ve 1 ay kadar süre cinsel ilişki kısıtlaması mutlaka gerekmektedir. Tedavi sonrası genellikle uzun süren akıntı sıklıkla görülür. Vajinal akıntı ve bazen de kaşıntı olabilmektedir, endişe yaratmamalıdır. Tedavinin başarı şansı diğer yöntemlerdeki gibi %8 0-90 'dır. Kriyoterapi tedavisinin başarısızlığın en sık nedeni yaranın kriyoterapi probundan daha büyük ve geniş olmasına bağlıdır. Bunun için büyük ve geniş yaralarda tercih edilmez, istenilen sonuç alınmaz. Unutmamak gerek ki, doğurmamış kadınlarda rahim ağzında daralma yapmayacağı için ilk tercih edilen yöntem olmalıdır. Kısırlık veya doğurganlığı olumsuz etkileme gibi bir riski yoktur.
  • Lazer tedavisi (laser tedavisi): Üllemizde çok sık kullanılan bir yöntem değildir.CO2 lazer tedavisi kriyoterapi için büyük olan yaralarda doğurmamış hastalarda etkilidir. Bunun dışında diğer yöntemlere belirgin herhangi bir üstünlüğü yoktur ve epey pahalı bir yöntemdir. Lazer tedavisi basit bir lokal anestezi ile muayenehane şartlarında kolaylıkla yapılabilinir.Lazer tedavisi sonucu oluşan ve istenmeyen en sık komplikasyon uzun süren kanamadır.Bu tedavi şeklinin başarı şansı diğer yöntemlerde de olduğu gibi %80-90 'dır.

21 Mart 2011 Pazartesi

Prezervatif niçin kullanılır?

Prezervatif niçin kullanılır?

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardaki artış endişe veriyor. Uzmanlara göre, yapılması gereken çok basit: Prezervatifin sadece doğum kontrolü için değil, cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıkları önlemek için kullanıldığı unutulmamalı.
HIV, AIDS, HPV, herpes, frengi, hepatit B, gonore, mikoplazma, üreoplazma, klamidya, molluskum, kasık biti, uyuz. Bütün bunlar korunmasız cinsel ilişki ile kadınlara bulaşan hastalıkların bazıları…

Ntv'nin haberine göre, korunmasız cinsel ilişki nedeniyle yaygınlaşan cinsel hastalıklar kadınları daha çok etkiliyor. Bu hastalıklardan korunmanın en etkili yolu ise prezervatif kullanmaktan geçiyor.

Korunmasız cinsel ilişkiyle kadınlara bulaşan hastalıkların listesi bir hayli kabarık. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aykut Coşkun, hem kadınlar hem de erkekler açısından çok ciddi tehdit oluşturan hastalıklar hakkında şunları söylüyor:

“Cinsel ilişkiyle kadınlara bulaşan hastalıkları HIV (AIDS), HPV (genital siğiller ve rahim ağzı kanseri virüsü), herpes (genital uçuk), frengi- sifiliz, hepatit B, gonore (bel soğukluğu), şankroid (yumuşak yara), granüloma inguinale, mikoplazma, üreoplazma, klamidya, molluskum, kasık biti ve uyuz gibi birçok bulaşıcı enfeksiyon olarak sıralamak mümkün. Korunmasız cinsellik, kronik pelvik enfeksiyonlardan kronik pelvik ağrıya, kısırlıktan, rahim ağzı, vajina ve vulva kanserine, hepatit B virüsü ile karaciğer sirozuna ve AIDS'e kadar giden çok sayıda sistemik hastalığa neden olmaktadır. Ayrıca bu enfeksiyon ajanları ile etkilenmiş kadınlar, aktif bulaştırıcı rolü de üstlenir. Erkeklerde ise genital siğil, penis kanseri, kronik prostat iltihabı ve sistemik hastalıklara yine Hepatit’e ve AIDS’e sebep olur.”

29 Eylül 2010 Çarşamba

Genital Siğil, Kondilom, HPV Resimleri

Aşağıda verilen hpv virüsüne ait genital siğilleri içeren resimler eğitim ve bilgilendirme amaçlıdır.. Genital siğller 1-2 tane olabileceği gibi daha yaygın da olabilmektedir. Değişik boyutlarda olabilen genital siğiller hakkında bir fikir edinmeniz için aşağıdaki resimleri inceleyebilirsiniz..

kadında vajina girişine ve labia minora (küçük dudaklar) yerleşmiş çok sayıda küçük boyutta genital siğil, kondilom. HPV

3 Eylül 2010 Cuma

Kadın Anatomisi, Genital Anatomi, Cinsel Bölge,HPV

Kadın üreme organlarını ve genital anatomiyi incelerken iki bölümde irdelemek uygundur. Dış genital organlar olarak büyük dudaklar (labia majora), küçük dudaklar (labia minora), klitoris ve kızlık zarı (hymen)gözlenir. İç genital organlar ise daha çok üreme ile ilgili olup hazne (vajina, vajen)), rahim ağzı, rahim (uterus), tüpler (kanallar) ve yumurtalıklar (overler) olarak değerlendirilmektedir.

KADININ DIŞ GENİTAL ORGANLARI:


Labia majora veya büyük dudaklar

29 Ağustos 2010 Pazar

Erkekte HPV Resimleri, Kondilom Genital Siğil Fotoğrafları

HPV virüsuna bağlı genital siğiller (kondilom) tek olabileceği gibi genellikle birden fazla bulunmaktadır. Aşağıdaki hpv-genital siğil resimlerinde kondilomlar ok işareti ile gösterilmiş olup değişik sayı ve büyüklüktedirler ve sadece eğitim -bilgilendirme amaçlı siteye konmuşlardır.

Kadında HPV Resimleri, Kondilom Genital Siğil Görüntüleri

HPV virüsuna bağlı genital siğiller (kondilom) tek olabileceği gibi genellikle birden fazla bulunmaktadır. Aşağıdaki hpv-genital siğil resimlerinde kondilomlar ok işareti ile gösterilmiş olup değişik sayı ve büyüklüktedirler ve sadece eğitim -bilgilendirme amaçlı siteye konmuşlardır.

Genital Siğil, Kondilom, HPV Resimleri

ağıda verilen hpv virüsüne ait genital siğilleri içeren resimler eğitim ve bilgilendirme amaçlıdır.. Genital siğller 1-2 tane olabileceği gibi daha yaygın da olabilmektedir. Değişik boyutlarda olabilen genital siğiller hakkında bir fikir edinmeniz için aşağıdaki resimleri inceleyebilirsiniz..

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Kondilom ,HPV Tedavisinda Alternatif Yöntemler


Genital siğillerin ve kondilomların tedavisinde daha nadir kullanılan veya henüz araştırma aşamasında olan tedavi yöntemleri vardır. Bunların bir kısmı hekimler tarafından tercih edilmelerine rağmen bir kısmı ise artık hiç kullanılmamaktadır. Sizlere bir fikir vermesi açısından
klasik tedavi yöntemleri dışında kalan tüm bu tedavi seçeneklerini aşağıda sınıfladık.
 

Salisilik Asit :
Yaygın olmayan genital siğil tedavisinde eskiden ilk tercihlerden biri idi , fakat günümüzde yaygın kullanılmamaktadır. Genelde salisilik asit bir poliakrilik veya kollodion baz içinde bulunur. Bazı yayınlar tedavinin başlamasından 2 hafta sonra siğil  lezyonlarının % 18’inde tam veya kısmi iyileşme bildirmiştir. Diğer bir avantajı hastanın kendisinin tedaviyi uygulayabilmesidir; fakat buna bağlı olarak da lezyon çevresinde irritasyon  ve hassasiyet sık görülmektedir. Genital siğillerin tedavisinde yaygın yan etkileri ve ciltte hassasiyet yapması dolayısı ile artık tedavide yeri yoktur.

HPV Tedavisi Sonrası Genital Bakım, Cinsel Temizlik

HPV tedavisinde,genital siğillerin tedavi şekli kadar tedavi sonrası genital bölgenin bakımı hem nüksler hem de sağlıklı doku iyileşmesi açısından önem arzeder. Genital siğillerin tedavisi sonrası , tedavi ister koterizasyon (yakma) ister kriyoterapi (dondurma) yöntemi ile yapılsın, genital hijyene özellikle dikkat etmek gerekmektedir. Tedavi edilmiş HPV, human papillom virus lezyonlarının bulunduğu bölgelerin daha “çabuk iyileşmesi” ve  tedavi edilen bölgede “iz” kalmaması için bazı kurallara dikkat etmek gerekmektedir.Benim tedavi sonrası genital bölge bakımı için olan önerilerim;
  • Doktorunuzu verdiği antibiyotik ilaçlarını ağızdan düzenli alın,
  • Tedavi edilmiş bölgeye iyileşmeyi hızlandırıcı lokal kremleri  doktorunuzu önerisi doğrultusunda  düzenli kullanın,

Güvenli Seks, Güvenli Cinsellik Ve HPV , Kondilom

İstenmeyen gebelikler ya da cinsel temas yoluyla bulaşan hastalıklar, önlem alınmayan cinsel ilişkilerin taşıdığı ciddi sağlık risklerini oluşturmaktadır. HPV başta olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasının en büyük nedenini, birden çok eşle ve korunmadan cinsel ilişkiye girmektir.

Güvenli seks veya güvenli cinsellik, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara, cinsel hastalıklara  yakalanmamak veya yakalanma risklerini azaltmak için alınacak  önlemlerdir. Güvenli cinsel davranışların başında ise cinsel ilişkiden kaçınma ya da cinsel ilişkiyi ertelemek ön planda akla gelmektedir. Prezervatif hem sizi, hem birlikte olduğunuz kişiyi koruyacak, cinselliği endişesiz yaşamanın sağlayacaktır. Gerçekte düzenli ve doğru kullanıldığında hamilelikten,tam olamasa da HPV den, HIV ya da cinsel yolla bulaşan diğer  hastalıklardan koruyan tek ve en güvenilir yöntemdir.

Prezervatif Kullanımı, Kondom, Kaput.. Ve HPV


Prezervatif  (kaput ) kullanımı hem gebeliğe karşı bir koruyucu hem de cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklara karşı iyi  bir korunma sağlar. Bu nedenle prezervatif;  güvenli bir cinsel ilişki söz konusu olduğunda en iyi korunma yöntemidir. Ülkemizde de gittikçe sık kullanılan prezervatifi temin etmek hem kolay hem de ucuzdur. Güvenli seks ve güvenli cinsel hayat için prezervatif kullanımı çok önemlidir.

Prezervatif takılması hpv enfeksiyonuna karşı kesin bir koruma sağlar mı?

Erkekte Penis Hastalıkları, Penis Kanseri Ve HPV

 
Erkek genital organlarının ve özellikle penisin hastalıkları ve penisin lezyonları, enfeksiyonlara bağlı hastalıklardan ve kansere kadar birçok deri hastalıklarını içermektedir. Herpes Genitalis   ( genital uçuk) ve HPV’nin (genital siğiller) neden olduğu hastalıklar özellikle genç ,cinsel aktif  ve çok partnerli insanlarda artmaktadır. Uyuz ve bit  deriden deriye bulaşma  ile  cinsel  geçiş ile sık olarak bulaşmaktadır. Erkekte diğer sık rastlanan deri hastalıkları, örneğin psoriazis (sedef hastalığı) ve liken planus genital bölgede anormal  görünüşe sahip olabilirler ve erkekler bu anormal lezyonlardan tedirginlik duyarlar. Erkek genital bölgesinin  allerjik kontakt dermatiti kondomlardan – prezervatiflerden (Örneğin latex alerjisi) , hijyenik deodorant spreylerden ve spermisitlerden kaynaklanabilir. Squamos cell karsinom, kanser olarak  penisin en sık rastlanan kanser türüdür, fakat nadirdir. Penis kanserinin HPV enfeksiyonu ile olan ilgisi bilinmektedir. Penisin squamos cell kanserinin önlenmesi; risk faktörlerinin ortaya çıkarılması, tüm kanser öncesi  lezyonların erken tanınması ve fimozis hastalığının  tedavisi ile sağlanabilir.

Kaşıntı Ve HPV, Vajinal Kaşıntı, Genital Kaşıntı

Kadınlarda dış genital organda , yani vulvada görülen  kaşıntı sık gözlenen ve genellikle  çok rahatsız edici bir yakınmadır. Bazen bu dış genital organda olan kaşıntı HPV virüsünün ve bu virusa bağlı gelişmekte olan siğillerin tek ve en erken belirtisi olabilmektedir. Kaşıntı dış genital organda olabildiği gibi makat etrafına da yayılabilmektedir.
Peki dış genital organda, vulva ve vajina da olan bu kaşıntı sadece HPV  sebebi ile mi  olur?  Tabii ki hayır. Bir çok genital enfeksiyon, alerjen durum hatta vulva kanseri de genelde kaşıntı olarak belirti vermektedir. Bu sebeple  vücudun en kapalı tutulan bölgesi olan vulva ve vajinadaki bir kaşıntı kadın tarafından “basit bir mantar” veya “pişik” olarak değerlendirilmemeli ve mutlaka bir jinekoloji muayenesi için başvurulmalıdır.
Vulva yani kadındaki dış genital, cinsel  hastalıklarının pek çoğunda ortak bir semptom ve şikayet olarak kaşıntı ön plana çıkmaktadır. Vulvanın değişik sabunlarla yıkanması, tüylerin alınması, kullanılan petlere reaksiyon (özellikle parfüm gibi katkı içeren petlere) ve epilasyon gibi olaylar da enfeksiyon sebebi olmaksızın kaşıntılara neden olabilirler. Menopozda vulvanın östrojen eksikliğine bağlı cildindeki değişikler ve idrar kaçırma (üriner inkontinansın) irritasyon ve kaşıntıya neden olabileceği de unutulmamalıdır.

Vajinal Akıntı, Vajinal Mantar Ve HPV Genital Siğil

Vajinal akıntının anormal hal alması kadınlarda hayat kalitesini ve yaşama biçimini etkileyen en önemli durumlardan birisi olarak nitelenebilir.
Vajinal akıntı  neden olur? Vajinal akıntı ne zaman bir hastalık belirtisi olabilir?

Vajina normal olarak nemli ve kendine has bir ph değeri bir yapıya sahiptir.Vajina duvarlarındaki ve vajinanın içinde bulunan rahim ağzındaki bezelerden salgılanan sıvılar bu nemliliği, ıslaklığı ve tabii ki normal florayı  sağlar. Normal vajinal akıntı berraktır ve sıvı yumurta akını andırır, koku yapmaz. Bu ıslaklığın kıvamı yumurtlama dönemi sırasında, ovulasyon döneminde  yaklaşık olarak adetin başlangıcından itibaren 14. gün civarı, biraz değişir ve sıvılaşabilir.

Rahim Ağzında Yara, Servikal Erozyon Ve HPV Virüsü

Rahim ağzında yara veya kronik servisit    ( Rahimde yara, Rahim yarası) kadın doğum muayenelerinde  çok sık görülen  bir problemdir. Tıbbi olarak “servikal erozyon” diye adlandırılır. Servisit kelimesinin  anlamı rahim ağzı iltihabı, enfeksiyonudur.
Rahimağzında yara rahim ağzını kaplayan normal  epitel hücrelerinin kaybolup daha kırmızı olan rahim kanalındaki endoservikal hücrelerinin  dışarı transformasyon alanına doğru uzanarak  yayılmasıdır . Bu yayılmış olan  hücreler daha çok kanladığı için kırmızı renkte görülürler ve eğer bir  enfeksiyon da eklenirse kanamaya daha yatkın olurlar. Bu enfekte  doku eğer tedavi edilmez ise müzminleşir  ve  kronik servisit yani yaraya dönüşür.
Rahim ağzı yarası kimlerde görülür? 
Rahim ağzında yara oluşumunun yaş ve normal doğum sayısı ile doğrudan bir alakası yoktur. Her yaş kadında görülebilmektedir. Rahim kanalının dışa dönmesi ektropion veya eversion  olarak isimlendirilmekte olup genellikle  kronik servisit ile karışmaktadır.

Anus Kanseri, Rektum Kanseri Ve HPV

HPV anüs (makat) kanseri yapar mı? Tabii ki HPV enfeksiyonu anüs ve rektum kanseri için en önemli risk faktörlerinden biridir. Anal seks  bu riski daha da fazla arttırmasına rağmen normal cinsel hayatı olan fakat HPV enfeksiyonuna maruz kalmış kadın ve erkeklerde de bu risk fazladır.
Kadınlarda rahim ağzı kanserine neden olan HPV virüsünün yol açtığı anüs kanseri cinsel yönden aktif her yaştaki kadın ve erkeği tehdit etmektedir. Rahim ağzı kanserinin erken teşhisinde önemli rol oynayan  ve kadın için hayat kurtarıcı olan "rahim ağzı pap smear" testi gibi, erkeklere de yapılan "anal smear" anüs kanserinin erken teşhisinde çok önemli rol oynayabilmektedir.
Anüs kanserinin görülme sıklığının rahim ağzı kanseriyle neredeyse aynı oranda olduğunu göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Anüs kanseri anüs yoluyla cinsel ilişkiye girenlerde, toplumun diğer kesimlerine oranla 35 - 40 kat daha sık gelişmesine rağmen  bu şekilde ilişkiye girmeyen diğerlerinin riskten muaf olduğu anlamına gelmemektedir. Rahim ağzı kanserine milyonda 400 oranında rastlanırken anüs kanserinde bu oran heteroseksüel kadın ve erkeklerde milyonda 8, eşcinsellerde milyonda 350 sıklıkla görünmektedir. Araştırmalar kadınlarda meme kanserinden sonra en çok görülen kanser tipinin rahim ağzı kanseri olduğunu da göstermektedir.

İhmal edilmiş genital siğil, makat anüs etrafını tamamen kaplamış, kapatmış
HPV sonrası gelişen anüs kanseri(ok ile gösterilen)

Vulva Kanseri ve Human Papilloma Virus, HPV

Vulva, kadın dış genital organlarını vulva büyük ve küçük dudaklar (labia majora, labia minora), klitoris ve vagen girişini içeren bölgeye verilen isimdir. Tüm genital kanserlerin yaklaşık % 4'ünü vulva (dış genital organ) kanseri meydana getirir, ancak erken tanı oranı % 2 civarındadır. Genelde 60 yaşın üstünde görülür. Sıklıkla menopoz sonrası yıllarda ortaya çıkmaktadır. Yaşa bağlı ciltte "atrofi" önemli rol oynamaktadır.

Fakat günümüzde HPV virüsünün yaygınlaşması ile HPV ye bağlı “vulva kanseri” görülme yaşı doğurganlık yıllarına kadar inmiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalar vajen ve vulva kanserlerinin yaklaşık yüzde 60’ı HPV’yle ilişkili olarak değerlendirmektedirler.

Vulva kanserleri cildi de döşeyen çok katlı dokunun kanseri olup  squamoz tipte kanserlerdir. En sık görülen “squamoz tip kanser” dışında daha nadir olarak vulva da Paget hastalığı, bazal hücreli kanser, ve malign melanom da gözlenebilmektedir.

Vulva kanserleri öncelikle bölgesel olarak büyür, daha sonra çevre dokulara atlayarak lokal idrar yollarına, anüse ve vaginaya ilerler. En son aşamada lenf damarlarına ulaşarak tüm vücuda  vücuda kolayca yayılır.

Ağız Kanseri, Dil Kanseri Boğaz Kanseri Ve HPV


Ağız kanserleri sıklıkla  40 yaşın üzerinde ortaya çıkar ve erkeklerde oluşma olasılığı kadınlara oranla 2 kat fazladır. Ağız kanserlerinin oluştuğu en sık  bölgeler ; dil, ağız tabanı, dil köküne yakın yumuşak damak kısımları, dudaklar ve dişetleridir. Ağız kanseri erken dönemde teşhis edilerek tedavi sağlanmazsa yayılarak sürekli ağrı, fonksiyon kaybı, yüz ve ağız deformiteleri, hatta ölümlere neden olabilmektedir. 
Ağız kanserleri ve dil kanseri nedenleri nelerdir?
Ağız kanserlerinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte sigara, tütün ürünleri, alkol, HPV virüsü  ve bazı besinlerdeki karsinojen maddelerin ağız kanseri riskini arttırdığı bulunmuştur. Genetik yatkınlıkta ağız  ve dil kanserleri için önemli risk faktörleri arasındadır.

HPV İle İlgili Kısa Kısa Bilimsel Notlar

HPV İnfeksiyonları
•        En yaygın seksüel geçişli hastalıktır.
•        ABD de 20 milyon infekte kişi vardır.
•        Yılda 5.5 milyon yeni infeksiyon oluşmaktadır.
•      Çoğu asemptomatiktir, gerçek prevalans bilinmiyor.
•        Tüm seksüel aktif kişilerin % 75'i yaşamlarının bir yerinde infekte oluyorlar.
•        Bunların çoğunluğu geçici infeksiyon olduğu için: ABD de tüm popülasyonun % 15 i şu anda infekte durumdadır.
•        Yeni infeksiyonların % 74 ü 15-24 yaş grubundadır.
•        Seksüel aktif adölesanların % 50 si cinsel yaşamın ilk 3 yılında infekte oluyor.
Dünyada Serviks Kanseri
•        Her iki dakikada bir kadın ölüyor.
•        Ölümlerin % 80’i gelişmekte olan ülkelerdedir.
•       Taramalar sürmesine rağmen kadınlar risk altında olmaya devam etmektedir.
 •       HPV enfeksiyonu kolayca bulaşır, genellikle ilk cinsel ilişkiden hemen sonra bulaştığı saptanabilir.
•        Kadınların yaklaşık % 80’i yaşamlarının bir anında HPV ile enfekte olur.

@Mi_DeliMiDeli