Sayfalar

İzleyiciler

17 Mart 2011 Perşembe

Sigara Nasıl Bırakılır, Sigara Bırakma Yolları

Sigara Nasıl Bırakılır, Sigara Bırakma Yolları

Gerçekten de sigarayı bırakmak her zaman sanıldığı kadar kolay olmaz. Ama dünya üzerinde her gün sigaraya yeni başlayanlar kadar bırakan kişilerin de olduğunu bilmek insanı rahatlatıyor. Güvenilir istatistiklere sahip olmalarından dolayı Amerika'ya baktığımızda sadece son 25 yıl içinde 50 milyon kişinin sigarayı bıraktığını görmekteyiz. Yani aşağı yukarı ülkemizin nüfusuna yakın bir sayı. Bizim ülkemizde ise kesin bir rakam verememekle birlikte herhalde aynı zaman diliminde sigara içenlerin korkunç derecede arttığı bir gerçek. Yıllardan beri girmek için uğraştığımız Avrupa Birliği'nde (Yunanistan'la Portekiz'i saymazsak) sigara içme oranı giderek düşmekte. Neden onların bıraktığı, günlük hayatta halka açık yerlerde içimini yasakladığı, kesinkes zararlı olduğu ve içerdiği nikotin nedeniyle aynı esrar veya alkol gibi bağımlılık yaptığı bilinen sigarayı biz içelim? Yurtdışına gidenler bilirler, buralarda sigara içenlere ikinci sınıf insan muamelesi yapılır. Bunlar bahçede, apartman boşluklarında, kapı kenarlarında sigara içerler. Lokantalarda istedikleri yerlere oturamazlar, sigara içilmeyecek bir yerde içtiklerinde para cezası öderler. Artık bir yıldır sigaranın yasaklanması ile ilgili kanun ülkemizde de çıkmış olmasına rağmen insanların duyarsızlıkları sonucu maalesef tam olarak uygulanamamaktadır. Bugün Avrupa ülkelerinde yaşayan çeşitli milletlerden insanlar arasında Türklerin özel bir yeri vardır. Öğrenci, işçi ya da göçmen olarak gittikleri ülkelerde genellikle en çok sigara içen kişiler ne yazık ki bizden çıkmaktadır. Önceden yüzyıllarca söylenen "Türk gibi kuvvetli" sözü ne yazık ki bugün, çok sigara içenlere alayla söylenen "Türk gibi sigara içme"ye dönmüştür, ülkemizi ileriye götürecek olan siz modern Türkiye Cumhuriyeti gençliğinin, böyle gereksiz ve zararlı bir alışkanlığa dur demesinin zamanı gelmiştir. Böylelikle yalnız siz daha sağlıklı olmayacaksınız, ülkemizin genel imajı da düzelecektir.

Biotin Nedir, Biotin Vitamini Nerede Bulunur

Pantotenik asit

Vücutta yardımcı enzim görevi vardır. Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında gereklidir. Bütün yiyeceklerde bulunur. Eksikliğine pek rastlanmaz.

Biotin Nedir, Biotin Vitamini Nerede Bulunur

B grubu vitaminlerindendir. Eksikliği pek görülmez. Çiğ yumurta beyazındaki bir madde tarafından (avidin tarafından) etkisizleştirilir.
Biotin İçeren Besinler; Mayalı ekmek biotin yönünden zengindir. Bu açıdan mayalanmış yiyecekler ve boza gibi içeceklerde de bol olarak bulunur.

Kolin Nedir, Kolin Maddesi

Yağların taşınması ve metabolizması için gereklidir. İnsanlarda eksikliği pek görülmez. Fosfor kapsayan yağlı (fosfolipit bulunan) yumurta sarısı, süt, organ etleri gibi yiyeceklerde çoktur. Kurubaklagillerde ve tahıllarda vardır.

Mikrobiyoloji Nedir, Mikrobiyoloji Notları

Mikrobiyoloji Nedir, Mikrobiyoloji Notları

Mikroorganizma Nedir, Mikroorganizmaların Sınıflandırılması

Mikroorganizma Çeşitleri; (tek hücreli canlılar) önceleri, hayvanlardan ve bitkilerden ayır*mak için ayrı bir grupta (protista) toplanılmıştır. Daha sonra yüksek protistalar (yeşil algler, protozoonlar, maya mantarlar, klorofitler, pirofitler ve öglonofitler) ve basit protistalar (bakteriler ile mavi-yeşil algler) olarak tasnif edilmiştir.


Mikrorganizmaları bir başka temel sınıflandırma kriteride, hücre çekirdek yapısına göre ökaryotikler (protozoonlar, mayalar, mantarlar, algler, bitkiler, hayvanlar) ve prokaryotikler (bakteriler) olarak yapılmıştır. Virüsler bu sınıflandırmalar dışında tutulmuştur.

Virüsler, Virüs Çeşitleri, Virüsler Bakteriler

Virüsler, zorunlu hücreiçi paraziti mikroorganizmalar olduklarından canlı ortam dı*şında üremezler. Bu yüzden viral hastalıkların teşhisinde 20 yüzyılın son yarısında önemli gelişmeler olmuştur. Hayvanlardaki ilk virüs izolasyonu 1898 de üretilen şap virüsüdür. İnsan virüslerinin izolasyonu daha sonraki yıllarda incelenmeye başlanmış ve 1910'da kuduz, çiçek, sarı humma ve poliomiyelit etkenlerinin virüs olduğu biline*biliyordu. 1940 yılma kadar 45 viral hastalık tespit edilebilmişken, 1990'larda 350'den fazla virüs türü izole edilmiş durumdadır. Bu gelişmede virüs üretme ortamları olarak kullanılan, deney hayvanları, embriyolu yumurta ve nihayet doku /hücre kültürü (maymun böbrek hücre kültürü, bebek hamster böbrek hücresi, VERO, HeLa vs) tek*niklerindeki gelişmelerin, elektronmikroskopi tekniklerinin, monoklonal antikor üre*timinin, PCR'm, moleküler genetik metotlarının ve bilgisayar teknolojilerindeki geliş*melerin önemli katkısı bulunmaktadır.

Maya ve Mantarlar

Maya ve Mantarlar

Maya ve mantarların büyük çoğunluğu, doğada saprofit veya komensal olarak toprak, kaya, su, bitki, balık, insekt, besin, hayvan ve hatta insanlarda yaşarlar. 110.000'den fazla mantar türü tespit edilmiştir. Bunlardan çok azı insanlarda ve genellikle deride mikotik (dermatofitler) enfeksiyonlara sebep olurlar. Bilinçsiz antibiyotik kullananlar*da, immün sistemi baskılananlarda, immün yetersizlik olanlarda ve hijyenik kurallara uymayanlarda ağız içinde, protezlerinde ve/veya dudaklarında maya ve mantar enfek*siyonları sık oluşur.

Mikroorganizmaların İsimlendirilmeleri, Mikroorganizma İsimleri

Mikroorganizmaların İsimlendirilmeleri, Mikroorganizma İsimleri

Mikroorganizmalar, Cari von Linne (1753) tarafından kullanılan binominal (çift isim*lendirme) sisteme göre adlandırılmaktadır. Buna göre, mikroorganizmaların adı iki ke*limeden oluşmaktadır. İlki Cins ismini, ikincisi tür ismini göstermektedir. Genellikle latince kökenli isimler verilerek tüm dünyada birörneklilik sağlanmaya çalışılmakta*dır. Canlılar alemi içerisinde hayvanlar alemi içerisinde incelenen mikroorganizmala*rın sistematiğine baktığımızda; soldan sağa Alem Filum, Sınıf, Takım, Familya, Kabile, Cins ve Türleri bulunmaktadır.

Mikroorganizmaların Cins ve Tür İsimlerine Bazı örnekler

Streptococcus mutans, Str. salivarius, Str. sanguis, Str. milleri, Str. viridan, Str. pneumoniae, Str. agalactiae, Str. faecium, Str fecalis
Peptostreptococcus anaerobius, P.asacccarolyticıs, P. indolicus, P. magnus,
Staphyolococcus aureus, Staph. epidermitis, Staph. haemolyticus, Staph. hyicus, Staph. caseolyticus, Staph. saprophyticus

Mikroorganizmaların Hücre Yapıları

Mikroorganizmaların Hücre Yapıları

Ökaryötik Hücre Nedir; Ökaryötik yapılı canlı hücresinin (alg, maya, mantar, protozoon, ve gelişmiş canlılar) temel özelliği, genetik şifreleri taşıyan DNA'nın bir zarla çevrili olan çekirdekte bulun*masıdır.

Prokaryotik Hücre Nedir; Prokaryotik yapıdaki hücrelerde (Bakteriler) ise hücre duvarların kompleks olması ve tek kromozomdan ibaret olan genetik materyalin sitoplazma içerisinde dağınık bir şe*kilde bulunmasıdır.

Bakterilerde Hücre Yapısı

Bakteri hücresi ışık mikrokobu ile incelendiğinde, yuvarlak (kok), basil (çomak, çu*buk), virgül, filament (uzun saç benzeri) gibi morfolojik yapısı ile, kapsül, flagella ve spor gibi yapıları görülebilir. Gram boyama metodu kullanıldığında hücre duvarı yapı*sı hakkında (Gram pozitif veya Gram negatif) bilgi edinilir

Bir bakteri hücresinin ana yapıları merkezden dışa doğru şunlardır:

1- Genetik materyal (kromozom)
2- Sitoplazma
3- Sitoplazmik membran
4- Periplazmik boşluk
5- Hücre duvarı
6- Kapsül (bazılarında)
7- Pilus/fimbria (bazılarında)
8- Flagella (bazılarında)
9- Spor (bazılarında)

Genetik Materyal (Çekirdek, DNA)

Bakteri hücresi elektronmikroskop ile incelendiğinde; genetik materyalin, memeli hücrelerindeki gibi bir zarla çevrilmediği, fibriler yapıda merkezde olmakla beraber si*toplazma içerisinde dağınık bir şekilde olduğu ve mitotik aygıt bulunmadığı görülür. Bakterilerde DNA yapısındaki genetik yapının 1 kromozomlu olduğu kabul edilir. Yak*laşık 1 mcm boyundaki bir bakteri hücresinin kromozomunun boyu 1 mm (1000 mcm) kadardır. Bu da kromozomun sitoplazma içerisinde ancak katlanarak sığabilece*ğini anlatır. Bakteri kromozomunun moleküler ağırlığı, yaklaşık 2-3 X 109 daltondur.

Sitoplazma Nedir ve Sitoplazma İçi Yapılar, Sitoplazma Özellikleri

Bakteri hücresinin iç kısmı sitoplazma sıvısı ile doludur. Sitoplazma, saydam, hafif akış*kan kıvamda ve kolloidal karakterdedir. Sitoplazmada bakteri hücresinin yaşlanmasına bağlı olarak artan ve ozmotik olarak inert nötral polimer yapısında bir kısım granüller bulunabilir. Bakteri hücresi bu granülleri rezerv maddeler olarak kullanır. Bazı bakteri*ler protein ve nükleik asit sentezi sırasında bu granülleri karbon kaynağı olarak kullanır. Bazı bakterilerdeki sülfür granüllerini okside ederek hidrojen sülfür (H2S) oluşturur.

Sitoplazmada mikrokopla görülemeyen ancak ultra santrifüj teknikleri ile ortaya konabilen bazı yapılar bulunur. Bunların en önemlisi ribozomlardır. Ribozomlar, ribo-nükleik asid ile protein moleküllerinin karışımlarından ibaret enzimleri yapan ünite*ler olarak bilinirler. Ribozomlar bakteri hücresi için gereken her türlü protein ve enzi*min sentezlendiği ünitelerdir. Ribozomlar yaklaşık 10-20 nanometre (nm) çapındadırlar. Bir bakteri hücresinde 10000-15000 kadar bulunabilir. Temel olarak ribozomal PNA'yı oluştururlar. Hücre rRNA'sının % 80-90'ı ribozomlarda bulunur. Bakteri ribo-zomları 70 S'lik ribozomal RNA özelliği gösterirken, ökaryotik hücrelerde 80 S'lik ribozomal RNA bulunur.

Bakteri sitoplazmasında sık rastlanan bir yapıda "ekstra kromozomal genetik elementler" olarak tanımlanan plazmidlerdir. Bunlar DNA yapısında olup, bakteri genomundan bağımsız olarak replikasyon (çoğalma) yaparlar. Bir bakteriden diğerine F pilusları va*sıtasıyla aktarılabilen-bulaştırılabilen- plazmidler, toplumda bilinçsiz antibiyotik kullanımı neticesinde artan antibiyotiklere dirençlilikten, enterik bakterilerde enterotoksin sentezinden ve barsaklara tutunma faktörlerinin hücrede sentezinden sorumlu genleri taşımakla sorumludurlar. Bazı bakterilerde bakteri virusları olarak da bilinen bakteriofaj genomlar (DNA veya RNA) da bulunur.

Sitoplazmik Membran Nedir

Hücre zarı, hücre membranı olarak da bilinen bu yapı, fosfolipid ve protein yapısında*dır. Ökaryotların aksine bakteri sitopiazmik membranında sterol bulunmaz. Sito*piazmik membranın başlıca görevleri,
1- Hücreye girecek-hücreden çıkacak maddelerin taşınması ve seçimi,
2- Sitoplazmanm sarılarak kolloidal yapısının korunması,
3- Enzimlerin birçoğunun depolanması,
4- DNA replikasyonu sırasında mezozom oluşturmak,
5- Hücre için gerekli bir çok protein, lipid, enzim vs'nin sentezinde gerekli madde*lerin taşınması, barındırılmasını sağlamak,
6- Hidrolitik enzimlerin periplazmik aralığa salgılanması ve hücre dışındaki besinle*rin parçalanması ve hücre içine alınacak hale getirilmesinde yardımcı olmaktır.

Periplazmik Boşluk

Hücre duvarı ile sitopiazmik membran arasında kalan bu kısım, jelimsi karakterde olup peptidoglikan ile doludur. Periplazmik aralık olarak da tanımlanan bölgede bazı proteinler, enzimler ve oligosakkaridler bulunur. Bunlar jel içerisinde serbestçe diffüze olurlar. Periplazmik proteinler arasında, hücre dışından içeriye alınacak besinleri par*çalayacak enzimler bulunur. Periplazmik oligosakkaridler ise ozmoregulasyonda gö*revlidirler.

Hücre Duvarı Yapısı, Bakteri Hücre Duvarı

Bakteri hücresinin sitopiazmik membranı ile kapsülü arasındaki yapılar (pilus ve flagellalar hariç) hücre duvarını oluştururlar. Hücre duvarının yapısı; Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerde birbirinden farklıdır. Bakterilerin Gram negatif veya pozitif olarak sınıflandırılmaları hücre duvarlarındaki yapı farklılarından ötürüdür. Gram po*zitiflerde protein ağırlıklı yapı olduğundan mor, Gram negatiflerde hücre duvarı LP ve LPS ağırlıklı olduğundan pembe boyanırlar. Bu farklılık rutin mikrobiyolojide oldukça pratik bir şekilde bakterilerin tasnifinde işe yarar. Hekimlikte kullanılacak antibi*yotiklerin seçiminde de bu özellik göz önünde tutulur.