Sayfalar

İzleyiciler

17 Mart 2011 Perşembe

Maya ve Mantarlar

Maya ve Mantarlar

Maya ve mantarların büyük çoğunluğu, doğada saprofit veya komensal olarak toprak, kaya, su, bitki, balık, insekt, besin, hayvan ve hatta insanlarda yaşarlar. 110.000'den fazla mantar türü tespit edilmiştir. Bunlardan çok azı insanlarda ve genellikle deride mikotik (dermatofitler) enfeksiyonlara sebep olurlar. Bilinçsiz antibiyotik kullananlar*da, immün sistemi baskılananlarda, immün yetersizlik olanlarda ve hijyenik kurallara uymayanlarda ağız içinde, protezlerinde ve/veya dudaklarında maya ve mantar enfek*siyonları sık oluşur.

Mikroorganizmaların İsimlendirilmeleri, Mikroorganizma İsimleri

Mikroorganizmaların İsimlendirilmeleri, Mikroorganizma İsimleri

Mikroorganizmalar, Cari von Linne (1753) tarafından kullanılan binominal (çift isim*lendirme) sisteme göre adlandırılmaktadır. Buna göre, mikroorganizmaların adı iki ke*limeden oluşmaktadır. İlki Cins ismini, ikincisi tür ismini göstermektedir. Genellikle latince kökenli isimler verilerek tüm dünyada birörneklilik sağlanmaya çalışılmakta*dır. Canlılar alemi içerisinde hayvanlar alemi içerisinde incelenen mikroorganizmala*rın sistematiğine baktığımızda; soldan sağa Alem Filum, Sınıf, Takım, Familya, Kabile, Cins ve Türleri bulunmaktadır.

Mikroorganizmaların Cins ve Tür İsimlerine Bazı örnekler

Streptococcus mutans, Str. salivarius, Str. sanguis, Str. milleri, Str. viridan, Str. pneumoniae, Str. agalactiae, Str. faecium, Str fecalis
Peptostreptococcus anaerobius, P.asacccarolyticıs, P. indolicus, P. magnus,
Staphyolococcus aureus, Staph. epidermitis, Staph. haemolyticus, Staph. hyicus, Staph. caseolyticus, Staph. saprophyticus

Mikroorganizmaların Hücre Yapıları

Mikroorganizmaların Hücre Yapıları

Ökaryötik Hücre Nedir; Ökaryötik yapılı canlı hücresinin (alg, maya, mantar, protozoon, ve gelişmiş canlılar) temel özelliği, genetik şifreleri taşıyan DNA'nın bir zarla çevrili olan çekirdekte bulun*masıdır.

Prokaryotik Hücre Nedir; Prokaryotik yapıdaki hücrelerde (Bakteriler) ise hücre duvarların kompleks olması ve tek kromozomdan ibaret olan genetik materyalin sitoplazma içerisinde dağınık bir şe*kilde bulunmasıdır.

Bakterilerde Hücre Yapısı

Bakteri hücresi ışık mikrokobu ile incelendiğinde, yuvarlak (kok), basil (çomak, çu*buk), virgül, filament (uzun saç benzeri) gibi morfolojik yapısı ile, kapsül, flagella ve spor gibi yapıları görülebilir. Gram boyama metodu kullanıldığında hücre duvarı yapı*sı hakkında (Gram pozitif veya Gram negatif) bilgi edinilir

Bir bakteri hücresinin ana yapıları merkezden dışa doğru şunlardır:

1- Genetik materyal (kromozom)
2- Sitoplazma
3- Sitoplazmik membran
4- Periplazmik boşluk
5- Hücre duvarı
6- Kapsül (bazılarında)
7- Pilus/fimbria (bazılarında)
8- Flagella (bazılarında)
9- Spor (bazılarında)

Genetik Materyal (Çekirdek, DNA)

Bakteri hücresi elektronmikroskop ile incelendiğinde; genetik materyalin, memeli hücrelerindeki gibi bir zarla çevrilmediği, fibriler yapıda merkezde olmakla beraber si*toplazma içerisinde dağınık bir şekilde olduğu ve mitotik aygıt bulunmadığı görülür. Bakterilerde DNA yapısındaki genetik yapının 1 kromozomlu olduğu kabul edilir. Yak*laşık 1 mcm boyundaki bir bakteri hücresinin kromozomunun boyu 1 mm (1000 mcm) kadardır. Bu da kromozomun sitoplazma içerisinde ancak katlanarak sığabilece*ğini anlatır. Bakteri kromozomunun moleküler ağırlığı, yaklaşık 2-3 X 109 daltondur.

Sitoplazma Nedir ve Sitoplazma İçi Yapılar, Sitoplazma Özellikleri

Bakteri hücresinin iç kısmı sitoplazma sıvısı ile doludur. Sitoplazma, saydam, hafif akış*kan kıvamda ve kolloidal karakterdedir. Sitoplazmada bakteri hücresinin yaşlanmasına bağlı olarak artan ve ozmotik olarak inert nötral polimer yapısında bir kısım granüller bulunabilir. Bakteri hücresi bu granülleri rezerv maddeler olarak kullanır. Bazı bakteri*ler protein ve nükleik asit sentezi sırasında bu granülleri karbon kaynağı olarak kullanır. Bazı bakterilerdeki sülfür granüllerini okside ederek hidrojen sülfür (H2S) oluşturur.

Sitoplazmada mikrokopla görülemeyen ancak ultra santrifüj teknikleri ile ortaya konabilen bazı yapılar bulunur. Bunların en önemlisi ribozomlardır. Ribozomlar, ribo-nükleik asid ile protein moleküllerinin karışımlarından ibaret enzimleri yapan ünite*ler olarak bilinirler. Ribozomlar bakteri hücresi için gereken her türlü protein ve enzi*min sentezlendiği ünitelerdir. Ribozomlar yaklaşık 10-20 nanometre (nm) çapındadırlar. Bir bakteri hücresinde 10000-15000 kadar bulunabilir. Temel olarak ribozomal PNA'yı oluştururlar. Hücre rRNA'sının % 80-90'ı ribozomlarda bulunur. Bakteri ribo-zomları 70 S'lik ribozomal RNA özelliği gösterirken, ökaryotik hücrelerde 80 S'lik ribozomal RNA bulunur.

Bakteri sitoplazmasında sık rastlanan bir yapıda "ekstra kromozomal genetik elementler" olarak tanımlanan plazmidlerdir. Bunlar DNA yapısında olup, bakteri genomundan bağımsız olarak replikasyon (çoğalma) yaparlar. Bir bakteriden diğerine F pilusları va*sıtasıyla aktarılabilen-bulaştırılabilen- plazmidler, toplumda bilinçsiz antibiyotik kullanımı neticesinde artan antibiyotiklere dirençlilikten, enterik bakterilerde enterotoksin sentezinden ve barsaklara tutunma faktörlerinin hücrede sentezinden sorumlu genleri taşımakla sorumludurlar. Bazı bakterilerde bakteri virusları olarak da bilinen bakteriofaj genomlar (DNA veya RNA) da bulunur.

Sitoplazmik Membran Nedir

Hücre zarı, hücre membranı olarak da bilinen bu yapı, fosfolipid ve protein yapısında*dır. Ökaryotların aksine bakteri sitopiazmik membranında sterol bulunmaz. Sito*piazmik membranın başlıca görevleri,
1- Hücreye girecek-hücreden çıkacak maddelerin taşınması ve seçimi,
2- Sitoplazmanm sarılarak kolloidal yapısının korunması,
3- Enzimlerin birçoğunun depolanması,
4- DNA replikasyonu sırasında mezozom oluşturmak,
5- Hücre için gerekli bir çok protein, lipid, enzim vs'nin sentezinde gerekli madde*lerin taşınması, barındırılmasını sağlamak,
6- Hidrolitik enzimlerin periplazmik aralığa salgılanması ve hücre dışındaki besinle*rin parçalanması ve hücre içine alınacak hale getirilmesinde yardımcı olmaktır.

Periplazmik Boşluk

Hücre duvarı ile sitopiazmik membran arasında kalan bu kısım, jelimsi karakterde olup peptidoglikan ile doludur. Periplazmik aralık olarak da tanımlanan bölgede bazı proteinler, enzimler ve oligosakkaridler bulunur. Bunlar jel içerisinde serbestçe diffüze olurlar. Periplazmik proteinler arasında, hücre dışından içeriye alınacak besinleri par*çalayacak enzimler bulunur. Periplazmik oligosakkaridler ise ozmoregulasyonda gö*revlidirler.

Hücre Duvarı Yapısı, Bakteri Hücre Duvarı

Bakteri hücresinin sitopiazmik membranı ile kapsülü arasındaki yapılar (pilus ve flagellalar hariç) hücre duvarını oluştururlar. Hücre duvarının yapısı; Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerde birbirinden farklıdır. Bakterilerin Gram negatif veya pozitif olarak sınıflandırılmaları hücre duvarlarındaki yapı farklılarından ötürüdür. Gram po*zitiflerde protein ağırlıklı yapı olduğundan mor, Gram negatiflerde hücre duvarı LP ve LPS ağırlıklı olduğundan pembe boyanırlar. Bu farklılık rutin mikrobiyolojide oldukça pratik bir şekilde bakterilerin tasnifinde işe yarar. Hekimlikte kullanılacak antibi*yotiklerin seçiminde de bu özellik göz önünde tutulur.

16 Mart 2011 Çarşamba

Şizofrenide Bakım Nasıldır?

Şizofreni tedavisinde hem ilaç tedavisi, hem de psikososyal rehabilitasyon gerekir. İlaçlar bazı semptomların kontrol altına alınmasına yarar; bazı durumlarda ise kısa bir süre hastaneye yatış gerekli olabilir. Bazıları yeterince iyileşip normal yaşamlarını sürdürecek hale gelebilirler. Buna karşılık, çoğu hastaların belirtileri sorun yaratmaya devam eder ve bu nedenle uzun bir süre, belki de hayatları boyunca ilaç kullanmaları gerekir.

İlaç tedavileri önemlidir fakat hastalığı tamamiyle iyileştirmezler. Diğer tıbbi rahatsızlıklar gibi şizofreni olan kişilerin de daha sağlıklı olmaları ve daha iyi işlev görebilmeleri için destek ve anlayışa ihtiyaçları vardır. İlaçla hastalık belirtileri kontrol altına alınmış olanların eskiden sahip oldukları becerileri yeniden kazanmak, yeni beceriler geliştirmek ve hastalıkla başa çıkmayı öğrenmek için bireysel ve sosyal programlar yardımcı olabilir. Genellikle, şizofrenisi olan insanların

Şizofrenlere Verilen Hizmetler Nelerdir?

Şizofrenler birkaç hafta, hatta ay hastanede yatırılabilirse de, hastane tedavisinin amacı kişinin, yeniden toplum içine dönebileceği şekilde belirtilerini düzeltmektir. Genellikle, hastaneden çıkan kişiler tam iyileşmemiştir fakat, eğer çıkışlarından sonra destek görürlerse hastalıkları kontrol altına alınabilir. Hastaneden çıkıştaki sağlık durumunu koruyabilmeleri için yetenek ve işlevlerine uygun özel bazı hizmetlere ihtiyaç duyarlar. Birçok farklı araştırma ve raporda, hastane tedavisiyle birlikte yürütülmesi gereken alanlar aşağıda belirtiliştir:

1.Tıbbi Tedavi
Aile hekimi veya pratisyen hekim, psikiyatrist, klinik, hastane, sağlık ocağı tarafından yürütülür. Buraya fiziksel bakım(ağız/göz bakımı) da dahildir.

2.Destekleyici Konutlar
Sorumluluk yükleri kaldırılmış veya azaltılmış barınma yerleridir; ev-içi programların yürütüldüğü grup evleri; denetim ve destekli yurtlar; "dernek evi" modeli.

3.Sevgi ve arkadaşlık
Kendini kabul eden aile ve arkadaşlar.

4.Toplumsal destek
Uğrak merkezleri, dernekler, boş-zaman terapisi, toplumsal-beceri eğitimi, bedensel faaliyetler, boş zaman kullanma eğitimi.

Şizofrenlerin İhtiyaçları Nelerdir, Şizofrenlerin İhtiyaçları Nasıl Karşılanır?

"Ben, insanların benim de herkes gibi olduğumu anlamalarını istiyorum. Ben bir bireyim ve toplumdan bu şekilde davranış bekliyorum. Beni, şizofreni diye etiketlenmiş bir kutuya kapatmasınlar."

Şizofreni nedeniyle acı çeken birinin ihtiyaçları herkesinkine benzer. Aradaki fark, şizofrenlerin bu ihtiyaçlarını hastalıkları nedeniyle, doyurmayı becerememelerindedir.

Temel ihtiyaçlar şu şekilde sıralanabilir:
*Temiz, güvenli ve rahat bir ev
*Değerli, zevkli ve sorunsuz bir iş yapmak
*Kabul eden ve yargılamayan ilişkiler

Şizofreni (İçe kapanma)

Şizofreni (İçe kapanma)
Şizofreni Nedir?
Şizofreni İçe kapanma, gerçeklere kayıtsızlık ve şahsiyet ikileşmesi, zihin bölünmesi, İçe yönelik düşünce yapısının yerleşmesi şeklinde beliren bir psikozdur. Şizofren kendine Özgü bir Dünya da yaşamakta, ilksel ve benmergezci (egosantrik) bir düşünce yapısına sahip bulunmaktadır. Kendi iç dünyasına yerleşmiş olan Şizofren Bir düşler aleminde yaşamaktadır. Bu hastalığa yakalanma yaşı genellikle 15-35 yaşları arasındadır. Vakaların büyük bir kısmında kalıtsal anıklık söz konusudur.
 

ŞİZOFRENİ TANISI NASIL KONUR ?
Şizofrenide görülen belirtiler başka psikiyatrik hastalıklarda da görülebilir.
Hiçbir belirti tek başına tanı koydurucu değildir. Tanı psikiyatri uzmanı tarafından hastanın ruhsal muayenesi, hasta yakınları ile görüşme ve çoğu zaman hastanın klinik izlenmesi sonucu konur.
Şizotipal kişilik bozukluğu, şizoaffektif bozukluk, bipolar duygulanım bozukluğu şizofreni ile sıklıkla karışan bozukluklardır.
Bazı bedensel hastalıkların seyri sırasında da benzer belirtiler görülebilir, bu nedenle ayırıcı tanıyı yapabilmek için fizik muayene ve kan tahlillerinin yapılması gerekir.
Alkol ve madde bağımlılığı olan veya bazı ilaçları kullanan kişilerde de benzer belirtiler olabilir. Hastanın öyküsünün alınması sırasında buna dikkat edilmeli ve öyküde bu durumlardan bahsediliyorsa buna yönelik tetkiklerin yapılması gerekmektedir.

ŞİZOFRENİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR