psikoloji ve bilinç
taa en başlardan Aristo ve Platon'un yaşadığı devirlerden geliyor bilince duyulan merak ve araştırma isteği. Daha sonra İngiliz empiristleri ve çağrışımcılar da katılıyor bu meraklıların içine, lakin bu kadar merak konusu olan bilinç bir davranışçılar tarafından dikkat çekmiyor.
Psikolojiyi felsefeden ayırarak bir bilim haline getiren Wilhelm Wundt psikolojinin konusunun bilinci ve bilincin elemanlarını olduğunu ortaya koydu. Bilinç daha basit elementlere ayrılarak analiz edilebilirdi. Materyalizm, pozitivizm ve empirisizmin egemen olduğu 1879 yılında Wundt deterministik bir görüşle her sonucun bir nedeni olduğunu söylüyordu. psikolojinin çalışma metodu olarak da bilinç deneyimlerini aktaran iç gözlem yöntemiydi.Wundt'un psikolojisinden yola çıkan Titchener ise yapısalcılığı ortaya koyarak bilincin yapısına odaklanmıştı. Charles Darwin'in evrim teorisinden etkilenen Spencer ve Hall soyarıtımı görüşüne katılmış ve işlevi ön plana koyan görüşüyle William James'in İşlevselcilik ekolünü ortaya koymasına neden olmuştur. Lakin james bu ekolü yapısalcılığı eleştirmek için ortaya atmış ve sonucunda titchener'in ortaklığıyla işlevselcilik ortaya çıkmıştır. işlevselcilik ingiltere'de ortaya çıkmasına rağmen Amerikan kültürüne oldukça uygun özellikler taşıması nedeniyle uygulamalı psikoloji şeklinde yayılmıştır. Bu yayılmada ekonomik koşulların ve savaşların etkisini de unutmamak gerekir. uygulamalı psikoloji öznel olan işlevselciliği biraz daha nesnel hale getirmiş ve psikolojinin hayata uygulanmasını sağlamıştır. Giderek nesnelleşen psikoloji sonunda davranışçılık ekolünün