Sayfalar

İzleyiciler

1 Temmuz 2010 Perşembe

Kısırlık - Kısırlık Nedir - Kısırlık Tanısı - Kısırlık Tedavisi

Kısırlık Tanısı



Tüm tıbbi yaklaşımlarda oldugu gibi tanı öncesi görüşme ve öykü olma kısırlık için çok önemli bir aşamadır. Adet düzeni , kötü alışkanlıklar, meslek, çalışma koşulları, cinsel ilişki sıklığı geçirilmis hastaliklar , geçirilmis ameliyatlar vb ögrenilmelidir.Bu görüsmeler sırasında çiftlerin tüm sorunlarını ve psikolojik durumlarını ifade etmeleri önemlidir.Görüşmeler sirasinda erkeğin de bulunmasının gerekliliğinin nedeni budur. Çünkü yapilan çalismalarda sadece psikolojik bozukluk ve depresyona bağlı kısırlık vakalari bildirilmektedir.



(Değişik iki hastada çekilmiş ve rahim ve tüplerin durumu görülmektedir.)

Aydınlanma çağında meslek olarak Hekimliğin gelişimi ve Fransız Edebiyatında Dr.İmges

AYDINLANMA ÇAĞINDA BİR MESLEK OLARAK HEKİMLİĞİN GELİŞİMİ VE FRANSIZ EDEBİYATINDA DOKTOR İMGESİ
Yrd. Doç. Dr. Ahmet TARCAN

Özet

Bu çalışmada öncelikle 18.yüzyıl Fransız Tıp tarihi özetlenmekte, Tıp-Felsefe ilişkisi ele alınarak Hekimliğin yüzyıllar boyu nasıl gelişerek bir bilim dalı haline geldiği anlatılmaktadır. Daha sonra 18.yüzyıl Fransız Edebiyatında Hekimlik Mesleğinin nasıl yer aldığı incelemektedir. Bu bağlamda Voltaire, Rousseau, Montesquieu gibi Fransız Edebiyatının önde gelen isimlerinin konuya yaklaşımı örnekleriyle ortaya konulmaktadır.


I. 18.Yüzyıl Tıp Tarihi: Genel Bir Bakış

18.yüzyılda tıp bugün bildiğimiz anlamda kendi başına bağımsız bir bilim dalı değildir. Bu yüzyılda sağlık hizmetleri ve hekimlik felsefenin, dinin, büyücülüğün etkisi altındadır.

I.1 Felsefenin Etkisi

Tıp felsefenin etkisi altındadır. Çünkü 18.yüzyıl Rousseau, Voltaire, Diderot gibi büyük filozofların yetiştiği bir çağdır. Bu büyük dehalar her alanda olduğu gibi sağlık alanında da fikirlerini ifade etmişler ve toplumu bu konularda etkilemişlerdir. Dolayısıyla dünya tarihine Felsefe çağı diye geçen bu yüzyılda Tıbbın Felsefenin etkisi altında kalmış olması son derece doğaldır. Felsefenin bu bilim dalı üzerinde etkili olmasının bir başka nedeni de 16, 17, 18 yüzyıla kadar Filozof kavramının tanımıyla yakından ilgilidir. Bu yüzyıllarda "Filozof " bütün bilim dallarını bilen kişi olarak tanımlanıyordu. Tıp da bir bilim dalı olduğuna göre felsefecilerin Tıp bilimine karşı ilgisiz kalmaları düşünülemezdi. İlk çağlardaki hekimlerin aynı zamanda birer filozof olması da bu sonucu ortaya çıkarmaktaydı.

Somnilokuy ( Uykuda Konuşma ) Nedir

Somnilokuy (Uykuda Konuşma) NedirSomnilokuy, uyurken 30 saniyeden fazla süren konuşma ve mırıldanmalardır. Neler konuştuğunuzu veya yürüdüğünüzü nadiren hatırlarsınız.

Uykuda konuşmak medikal bir problem olarak düşünülmüyor, ancak yatakta eşinizi uyandırıyorsanız, sinir bozucu bir durum olabilir.



Uyku Problemleri

Amerika’da yaklaşık 70 milyon insanın uyku problemleri var, ve bu insanların yaklaşık %60’ı uzun zamandır bu sorunlardan muzdarip. Uyku problemleri çok yaygın olmasına rağmen, çoğunlukla teşhis konulmaz ve tedavi edilmezler.


Bruxism (Diş Gıcırdatma)

Bruxism, uykuda veya sizin kaygılı veya gergin olmanıza neden olan durumlarda ortaya çıkan dişleri birbirine sürttme, gıcırdatma ve çeneyi sıkma olaylarıdır.

Bruxism, hafif ve sadece bir kere gerçekleşebilir, yada şiddetli ve sık sık ortaya çıkabilir. Bruxism genellikle geceleri olur. Dişleriniz veya çeneniz zarar görene kadar dişlerinizi gıcırdattığını ve çenenizi sıktığınızı farkedemezsiniz.

Dişlerini gıcırdatan insanlarda ayrıca horlamaya ve uyku apnesine de sık rastlanmaktadır.


Hipersomniya

Hipersomniya, gün içinde çok fazla uyuma veya gece uykusunu gündüzde sürdürmektir.

Hipersomniya, gün içinde kendinizi yorgun veya uyuşuk hissetmenize neden olmaz, çünkü uykunuzu yeterli miktarda alamamışsınızdır.

Eğer sizde hipersomniya varsa, gece yeterli düzeyde uyusanız da gün içinde uyumak için büyük bir istek duyarsınız ve kendinizi uykulu hissedersiniz. Uyanık ve dikkatli olmanız gereken zamanlarda, kendinizi sık sık şekerleme yaparken bulursunuz.

Diğer semptomları ise sinirlilik, hafif depresyon, konsantrasyon bozukluğu, ve hafıza kaybı olabilir.

Jet Lag

Jet lag, belirli zaman farklılıkları olan bölgeler arasında yapılan uçak yolculuğu neticesinde görülür.

Bedenimizin sıcaklığı, açlık, ve ne zaman uyuyup ne zaman kalkacağımız 24 saatlik bir döngüden oluşan “günlük ritim” tarafından kontrol edilir.



Zaman farkı olan bir yere seyahat ettiğimizde, günlük ritmimiz uyum sağlamak için yeterince hızlı olamaz. Günlük ritmimiz günlerce orjinal programını uygulayabilir. Bunun sonucunda, bedenimizin gün ortasında uyku vakti geldiği konusunda bizi uyardığını farkederiz, veya gece uyumamız gerekirken bedenimiz bize ayakta kalmamız gerektiğini söyleyebilir.

Terleme ve Kramplar

Terleme ve Kramplar

İnsan vücudu, adeta bir biyolojik mucize olarak nitelendiriliyor. Hastalıklara karşı savaşma, doğum, sindirim, kan dolaşımı gibi her biri kendi içinde bağımsız ama aynı zamanda birbirine sıkı sıkıya bağlı olayların her gün sayısız kez gerçekleştiği vücudumuzda iskelet sistemi de ayrı bir mühendislik harikası.

Yürüme, koşma, zıplama, atlama, denge sağlama gibi hareketleri yapabilmemizi sağlayan iskelet sistemimiz, hareket etmemize yardımcı olan kaslarla sarılıdır. Parmağımızı oynatmaktan iç organlarımızın çalışmasına kadar pek çok alanda görev yapan kasların bir kısmı istemsiz olarak çalışır.

Kramplar genellikle yetişkinlerde görülüyor olsa da, bazı durumlarda çocuklarda da rastlanabilir. Özellikle bulantı ve kusma gibi rahatsızlıklarda, aşırı sıcakta, kalsiyum eksikliğinde, su kaybı ile doğru orantılı kramplar görülebilir.

TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) Patoloji Soruları Özeti [2002-2005]

2005 NİSAN

1.Aşağıdaki araşidonik asit metabolitlerinden hangisi trombosit agregasyonunu indükler?
TxA2
2.Aşağıdaki inflamatuvar mediatörlerden hangisi karşısında verilen etkiyi gerçekleştirmez?
Oksijen Metabolitleri -Vazokonstrüksiyon
3.Aşağıdakilerden hangisinde granülomatöz inflamasyon görülmez?
Difteri
4.Venöz pulmoner emboliler en sık aşağıdaki bölgelerin hangisinden köken alır?
Dizin üstündeki bacak venleri
5.Akciğer alveolleri ve böbrek glomerüllerindeki Tip IV kollajene karşı antikorların gelişimi sonucu ortaya çıkan hastalık aşağıdakilerden hangisidir?
Good Pasture Sendromu
6.Özellikle üst solunum yollarının küçük ve orta boy damarlarını tutarak yaygın nekroz ve glomerülonefrite yol açan hastalık aşağıdakilerden hangisidir?
Wegener Granülomatözü
7.Kaposi sarkomu, malign lenfomalar ve multipl myelomda rolü olduğu düşünülen virus aşağıdakilerden hangisidir?
Human Herpes 8
8.Çocuklarda özellikle aortada, intraselüler lipid depolanması ile karakterize aterosklerotik lezyonlara ne ad verilir?
Yağlı çizgilenme
9.Romatizmal kalp hastalıkları dışında, erişkinlerde mitral kalp kapağı hastalığının en sık görülen nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Miksomatöz dejenerasyon
10.Gastrektomi sonrası hücrede DNA sentez bozukluğu sonucu ortaya çıkan anemi tipi aşağıdakilerden hangisidir?

Vaka Çalışmaları / Sınav, Test

VAKA ÇALIŞMALARI
Bu Test 25 Sorudan oluşmaktadır

--------------------------------------------------------------------------------



1. Bir vaka sonrası istanyona geri dönerken bir inşaat kazası çağrısı aldınız. Siren ve ışıklarınızı açıp yola koyulduğunuzda; flaşörleri açık, öğrencilerin inmekte olduğu bir okul otobüsünün arkasına geldiniz. Ne yapmalısınız?

Solunum Değerlendirilmesi

SOLUNUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Solunumun değerlendirilmesi ilk muayene ile başlar. Amaç, ilk anda hastanın yaşamını tehdit eden bir sorun varsa, sorunu saptayarak ortadan kaldırmak ve soluk yolunun devamlılığını sağlamaktır. İlk muayeneyi pratik açıdan uygunsa baştan ayağa (ikinci ) muayene takip etmelidir.

İLK DEĞERLENDİRME

İlk muayenede amaç, hastanın yaşamsal fonksiyonlarını tehdit eden bir unsur varsa onu saptamaktır. Öncelikle bak - dinle - hisset yöntemiyle solunum değerlendirilir. Kişinin solunumu horlama veya hırıltı şeklindeyse, muhtemelen soluk yolunda sorun vardır. İkinci olarak solunumun yeterli olup olmadığı değerlendirilir. Hasta bilinçli ise ve zorlanmadan konuşabiliyorsa, hastanın soluk yolu açık ve solunumu yeterli demektir.

Bilinç düzeyi değişken hastalarda ileri değerlendirme yapılmalıdır. Hastanın göğüs hareketleri değerlendirilmelidir. Normalde kişinin göğsü her nefes alışta yükselir, her nefes verişte alçalır. Erişkin kişinin solunum sayısı genelde dakikada 12 ila 20 arasındadır. Düzenli aralıklarla ve kendiliğinden gerçekleşir (spontan ). Düzensiz solunum, ciddi bir sorun olduğunu düşündürür ve oksijen desteği gerektirir. Göğüs bölgesi asimetrik hareketler açısından izlenmelidir. Göğsün bir tarafı yükselirken diğer tarafı yükselmiyorsa buna paradoksal solunum denir ve yelken göğsü düşündürür.

Hastanın solunumu yoksa yada soluk yolunda bir sorunu olduğunu düşünüyorsanız, yaralanma durumuna uygun olarak başa pozisyon verilen manevralardan birini kullanarak soluk yolunu açın. Soluk yolunun açıklığı sağlandıktan sonra solunumu değerlendirin. Solunum yeterliyse, oksijen verildikten sonra dolaşım değerlendirilir. Solunum yetersizse veya yoksa, suni solunuma başlanır. Hastanın solunumunu desteklemek üzere bag valv mask (balon maske ), demand valv resüsitatör; nazofarengeal airway, orofarengeal airway, endotrakeal tüp gibi araç gereçler kullanılmışsa, göğüs hareketleri izlenir. Amaç, işlem doğru yapılıyor mu, malzeme doğru yerleştirilmiş mi onu saptamaktır. Solunumun değerlendirilmesi, soluk yolunun açıklığının sağlanması, solunumun desteklenmesi ve kullanılan araç gereçler daha sonra anlatılacaktır.