PRİAPİSİM (Penisin kendiliğinden ağrılı sertleşmesi)
Penisin seksüel istek duymaksızın uzun süreli sertleşmesi veya orgasm sonrası bile sertiğin yitirilmemesi hali olarak tanımlanabilir.
Uzamış sertleşme (ereksiyon) ‘den ayırımı için 6 saatten fazla süren ereksiyon hali olması gerekmektedir.
İki formu vardır. Yüksek basınçlı ve alçak basınçlı tip. Yüksek basınçlı tip (arteriel = iskemik olmayan = ağrısız tip) nadir görülür.
Hasta çok ağrı duyar. Her yaşta meydana gelir.En sık 5 ile 10 yaş arasında ve 20 ile 50 yaş arasında görülür.
Gençlerde görüldüğünde sebep genellikle bir kan hastalığı olan “orak hücreli anemi“ veya bazı habis hastalıklardır.
Yaşlılarda ise sebep genellikle “idiopatik“ (nedeni bilinmeyen, bulunamayan) tir.
Özel bir hali de sertleşme sorununu gidermede veya problemi araştırmada kullanılan ve suni sertleşme yapan ilaçların (papaverin gibi) penis içine enjeksiyonunun bir komplikasyonu olarak gelişebilir.
Bunun dışında “genital bölgenin travmaları sonrasında“ veya “antidepresan ve bazı anti psikotik“ ilaçların kullanımından sonra da görülebilir.
Birden bire meydana gelir. Ağrılıdır. İdrara yapılamaz veya damlalar halinde gelir. Meni boşalsa bile sertlik devam eder. Sertleşme 1-2 gün bazen aylarca sürer.
TEDAVİ
Tıp Ders Notları ----------------- Sağlıklı Yaşam / İlkyardım / sağlık Haberleri ------------- Hastalık ve Tedavileri
İzleyiciler
4 Ekim 2010 Pazartesi
PRİAPİSİM (Penisin kendiliğinden ağrılı sertleşmesi)
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Ağrılı,
kendiliğinden,
penis,
penİs anatomİsİ,
penİs hastaliklari,
penisin,
prİapİsİm,
sertleşmesi
İlerleyen Yaşlarda, Erkeklerde Sağlıklı Cinsel Yaşamın Dengesini Bozan Diğer Bir Durum: ANDROPOZ
Andropoz Nedir?
Kadın cinsel hormonu belli bir yaştan sonra sıfıra inmekte ve menopoz denilen bu durum ortaya çıkmaktadır. Erkekte de belli bir yaştan sonra hormon seviyelerinde bir değişiklik söz konusudur. 45-50 yaşından itibaren erkeklik hormonu olan testosteron yanında böbreküstü bezinden salgılanan aynı yapıdaki hormonlar devamlı bir düşüş gösteriyorlar, ama hiç bir zaman bu seviye, ileri yaşta bile, sıfır olmuyor. “Andropoz'"olarak da adlandırılan bu durum, cinsel fonksiyonun gerilemesi yanında, cinsel arzu ve zihinsel fonksiyonlarda da düşmeye neden oluyor. Ayrıca yorgunluk hali ve uyku problemleri duygusal değişiklikler, iktidarsızlık, depresyon, cinsel güç azalması, osteoporoz, meni kalitesi ve kaslarda olumsuz etkiler, yine erkeklik/androjen hormonlarının eksikliği, vücut yapısı değişikliğine sebep olarak bilhassa karında 10-15 kg yağ tutulmasına yol açıyor.
Ortalama yaşam süresi uzadığı için yaşlanmaya bağlı sorunların artacağı ve andropoza bağlı problemlerin artması, geliştirilen tedavi yöntemleri dikkat çekiyor.
Kadın cinsel hormonu belli bir yaştan sonra sıfıra inmekte ve menopoz denilen bu durum ortaya çıkmaktadır. Erkekte de belli bir yaştan sonra hormon seviyelerinde bir değişiklik söz konusudur. 45-50 yaşından itibaren erkeklik hormonu olan testosteron yanında böbreküstü bezinden salgılanan aynı yapıdaki hormonlar devamlı bir düşüş gösteriyorlar, ama hiç bir zaman bu seviye, ileri yaşta bile, sıfır olmuyor. “Andropoz'"olarak da adlandırılan bu durum, cinsel fonksiyonun gerilemesi yanında, cinsel arzu ve zihinsel fonksiyonlarda da düşmeye neden oluyor. Ayrıca yorgunluk hali ve uyku problemleri duygusal değişiklikler, iktidarsızlık, depresyon, cinsel güç azalması, osteoporoz, meni kalitesi ve kaslarda olumsuz etkiler, yine erkeklik/androjen hormonlarının eksikliği, vücut yapısı değişikliğine sebep olarak bilhassa karında 10-15 kg yağ tutulmasına yol açıyor.
Ortalama yaşam süresi uzadığı için yaşlanmaya bağlı sorunların artacağı ve andropoza bağlı problemlerin artması, geliştirilen tedavi yöntemleri dikkat çekiyor.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
ağrılı cinsel İlişki,
andropoz,
andropoz nedir,
cİnsel İsteksİzlİk,
disparoni,
Nedir,
orgazm bozuklukları,
vajinismus
Hareket Sistemi Nedir (Lokomotor sistem) Hareket Destek Sistemi
Bu sistem içinde iskelet, eklemler ve kaslar vardır.
İskelet - Osteoloji
Vücudun bütün çatısı birçok kemiklerle beraber bazı bölgelerdeki kıkırdaklardan yapılır; bu çatının kemik parçası iskeleti meydana getirir.
Kemikler, vücudun yumuşak kısımlarına dayanak işi gören organlar olduğu gibi üzerlerine yapışan kasların kasılması ile pasif olarak hareket işinde rolleri vardır.
İskeletin yapısı, İnsan İskelet Yapısı; İskelet, kemik adı alan, beyaz sert, birbirine eklemlerle birleşik organların bütününe verilen addır.
Yabancı maddelerle ve çok defa madenî bağlama araçlarıyla normal durumdaki yerlerine göre birbirleriyle tutturularak meydana gelen iskelete sun'î iskelet denir.
İskeletin bölünümü; İskelette şu parçalar vardır:
1) Omurga (columna vertebralis), adı alan ve omurlardan meydana gelen bir kolon.
2) Arkada omurga ile önde stemum denilen bir tek kemikle birleşen Kaburgalar (Costae) ki bunlar bir araya gelerek göğüs kafesi de denen göğüsü (Thorax) yaparlar.
3) Baş (caput) olup omurganın üst ucu ile eklem yapan bu parça kafa ve yüz diye ikiye ayrılır.
4) Üsttaraf
5) Alttaraf
İskelet - Osteoloji
Vücudun bütün çatısı birçok kemiklerle beraber bazı bölgelerdeki kıkırdaklardan yapılır; bu çatının kemik parçası iskeleti meydana getirir.
Kemikler, vücudun yumuşak kısımlarına dayanak işi gören organlar olduğu gibi üzerlerine yapışan kasların kasılması ile pasif olarak hareket işinde rolleri vardır.
İskeletin yapısı, İnsan İskelet Yapısı; İskelet, kemik adı alan, beyaz sert, birbirine eklemlerle birleşik organların bütününe verilen addır.
Yabancı maddelerle ve çok defa madenî bağlama araçlarıyla normal durumdaki yerlerine göre birbirleriyle tutturularak meydana gelen iskelete sun'î iskelet denir.
İskeletin bölünümü; İskelette şu parçalar vardır:
1) Omurga (columna vertebralis), adı alan ve omurlardan meydana gelen bir kolon.
2) Arkada omurga ile önde stemum denilen bir tek kemikle birleşen Kaburgalar (Costae) ki bunlar bir araya gelerek göğüs kafesi de denen göğüsü (Thorax) yaparlar.
3) Baş (caput) olup omurganın üst ucu ile eklem yapan bu parça kafa ve yüz diye ikiye ayrılır.
4) Üsttaraf
5) Alttaraf
Hekimler, yoğun bakım yan dal uzmanlık eğitimi alamıyor
Hekimler, yoğun bakım yan dal uzmanlık eğitimi alamıyor
Sağlık Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl içinde çıkarılan ''Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Yönetmeliği'' sonrasında, bazı itirazlar üzerine yürütmenin durdurulması sonrasında, Türkiye'de yoğun bakım yan dal uzmanlık eğitimi verilemiyor.
Uzmanlar, yoğun bakımlarda hizmet kalitesinin artırılabilmesi için en kısa süre içinde uzmanlık eğitiminin önünün açılması gerektiğini belirtiyor.Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği üyesi ve Hacettepe Üniversitesi (Hü) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Yorgancı, yoğun bakımın, Türkiye'de ve dünyada her geçen gün öneminin ve ihtiyaç alanının arttan bir bilim dalı olduğunu söyledi.
Eskiye oranla daha yoğun bakım hastası olduğuna dikkat çeken Yorgancı, bu oranın gelecekte de daha da artacağından, hem uzman, hem yatak, hem de teknik imkanların artırılması gerektiğini belirtti.
Türkiye'de yoğun bakım bilim dalının henüz gelişme aşamasında olduğunu ifade eden Yorgancı, ''Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemizde yoğun bakımcının tanımı ve eğitim programı tamamen oluşturulmuş değil. Bu nedenle Türkiye'de ciddi bir yoğun bakımcı açığı bulunmaktadır'' dedi.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Hekimler,
uzmanlık,
yoğun bakım
29 Eylül 2010 Çarşamba
Genital Siğil, Kondilom, HPV Resimleri
Aşağıda verilen hpv virüsüne ait genital siğilleri içeren resimler eğitim ve bilgilendirme amaçlıdır.. Genital siğller 1-2 tane olabileceği gibi daha yaygın da olabilmektedir. Değişik boyutlarda olabilen genital siğiller hakkında bir fikir edinmeniz için aşağıdaki resimleri inceleyebilirsiniz..
kadında vajina girişine ve labia minora (küçük dudaklar) yerleşmiş çok sayıda küçük boyutta genital siğil, kondilom. HPV
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Genital Siğil,
HPV,
Kondilom,
resimleri
6T (Tedbir, Tanı, Tedavi, Telekominikasyon, Triyaj, Transport) Nedir
6T Acil Tıp Teknisyeninin görev tanımlarının temelini oluşturmaktadır.
1-TEDBİR
Acil Tıp Teknisyeni temelde kendisinin ve yaralının güvenliğinden sorumludur.Ambulans'ta görev alan Acil Tıp Teknisyeni bir çok tehlikeli olayla karşılaşmaktadır.Ambulans Operasyonları kompleks bir çok olayı içinde barındırabilmektedir.Tehlikeli Madde kazalarına giden bir Acil Tıp Teknisyeni , olaya karışan kimyasal ajanların etkilerini ve uyarı levhalarını bilme ve ayırt etme becerisine sahip olmalıdır.
Gece oluşan trafik kazalarında ise çevre güvenliğini sağlamak üzere ambulansta bulunan reflektörlerden faydalanmalıdır.Otoyolda meydana gelmiş bir trafik kazasında ; eğer olay yerine güvenlik güçleri ulaşmamış ve gerekli uyarı işaretleri yerleştirilmemişse , Acil Tıp Teknisyeni Ambulansta bulunan reflektörü en az 150 m uzağa yerleştirmelidir.Kaza geçiren araçların yanması ve infilak etme durumları söz konusudur.
Acil Tıp Teknisyeni olay yeri eğer güvenli değilse kendi güvenliğini tehlike altına atamaz.Komplike olaylarda diğer kurumlardan yardım istenmelidir.
2- TANI
Olay yeri güvenliği sağlanmış ise olaya karışan yaralılar hızlı bir şekilde değerlendirilmelidir.Solunum en önemli değerlendirme kriteridir.İlerlemiş dolşım problemi olanlar ikinci derecede öneme sahiptir.Acil Tıp Teknisyeni Solunum ve Dolaşım kontrolünü sağladıktan sonra diğer bir değerlendirme kriteri olan Şok'u kontrol etmelidir.Son sırayı ise ; Kırık , Çıkık ve yara stabilizasyonu ve değerlendirmesi almalıdır.
Acil Tıp Teknisyenin görevi mümkün olan en az sayıda ölüm ve sakat kalmayı sağlamaktır.
1-TEDBİR
Acil Tıp Teknisyeni temelde kendisinin ve yaralının güvenliğinden sorumludur.Ambulans'ta görev alan Acil Tıp Teknisyeni bir çok tehlikeli olayla karşılaşmaktadır.Ambulans Operasyonları kompleks bir çok olayı içinde barındırabilmektedir.Tehlikeli Madde kazalarına giden bir Acil Tıp Teknisyeni , olaya karışan kimyasal ajanların etkilerini ve uyarı levhalarını bilme ve ayırt etme becerisine sahip olmalıdır.
Gece oluşan trafik kazalarında ise çevre güvenliğini sağlamak üzere ambulansta bulunan reflektörlerden faydalanmalıdır.Otoyolda meydana gelmiş bir trafik kazasında ; eğer olay yerine güvenlik güçleri ulaşmamış ve gerekli uyarı işaretleri yerleştirilmemişse , Acil Tıp Teknisyeni Ambulansta bulunan reflektörü en az 150 m uzağa yerleştirmelidir.Kaza geçiren araçların yanması ve infilak etme durumları söz konusudur.
Acil Tıp Teknisyeni olay yeri eğer güvenli değilse kendi güvenliğini tehlike altına atamaz.Komplike olaylarda diğer kurumlardan yardım istenmelidir.
2- TANI
Olay yeri güvenliği sağlanmış ise olaya karışan yaralılar hızlı bir şekilde değerlendirilmelidir.Solunum en önemli değerlendirme kriteridir.İlerlemiş dolşım problemi olanlar ikinci derecede öneme sahiptir.Acil Tıp Teknisyeni Solunum ve Dolaşım kontrolünü sağladıktan sonra diğer bir değerlendirme kriteri olan Şok'u kontrol etmelidir.Son sırayı ise ; Kırık , Çıkık ve yara stabilizasyonu ve değerlendirmesi almalıdır.
Acil Tıp Teknisyenin görevi mümkün olan en az sayıda ölüm ve sakat kalmayı sağlamaktır.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Nedir,
Tanı,
Tedavi,
Tedbir,
Telekominikasyon,
Transport,
Triyaj
18 Eylül 2010 Cumartesi
Kalpte ritm bozukluğu ölüm nedeni
Kalpte ritm bozukluğu ölüm nedeni
Dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp damar hastalıklarına artık ileri yaşlarda değil, çocuk ve gençlik çağlarında da sıkça rastlandığı bilinirken, kalp hastalıklarından biri olan ve kalbin normalden hızlı ya da yavaş çalışması olarak tanımlanan ''aritmi''nin ani kardiyak ölümle sonuçlanabildiği, bu yüzden ''ciddiye alınarak'' tedavi edilmesi gerektiği bildirildi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Türkoğlu, ritm bozukluğunun belirtileri, teşhisi ve sonrasında yapılması gerekenleri anlattı.
Kalbin normal atışının dakikada 60-90 arasında olduğunu, eğer ritm bozukluğu üst seviyelere çıkarsa nabız atışının dakikada 500-600'lere çıktığını, bu durumun da kalbi aniden duraklattığını belirten Türkoğlu, şu bilgileri verdi:
Dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp damar hastalıklarına artık ileri yaşlarda değil, çocuk ve gençlik çağlarında da sıkça rastlandığı bilinirken, kalp hastalıklarından biri olan ve kalbin normalden hızlı ya da yavaş çalışması olarak tanımlanan ''aritmi''nin ani kardiyak ölümle sonuçlanabildiği, bu yüzden ''ciddiye alınarak'' tedavi edilmesi gerektiği bildirildi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Türkoğlu, ritm bozukluğunun belirtileri, teşhisi ve sonrasında yapılması gerekenleri anlattı.
Kalbin normal atışının dakikada 60-90 arasında olduğunu, eğer ritm bozukluğu üst seviyelere çıkarsa nabız atışının dakikada 500-600'lere çıktığını, bu durumun da kalbi aniden duraklattığını belirten Türkoğlu, şu bilgileri verdi:
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)