Sayfalar

İzleyiciler

4 Ekim 2010 Pazartesi

Antik Dönemlerden Yakın Tarihe Anadolu’da Tıp

ANADOLU’DA TIP
Günümüzde hastalandığımızda hemen bir sağlık kurumuna gidip rahatlıkla tedavi olabiliyoruz. Gelişen tıp ve eczacılık sayesinde birçok hastalığın tedavisi artık çok kolay. Hatta çoğu hastalık, aşı gibi, önceden alınan önlemlerle başlamaya fırsat bile bulamıyor. Peki, bu durum eskiden nasıldı? Antik dönemlerde insanlar hastalanınca ne yapıyorlardı? Elbette hastalıklar insanlık tarihi boyunca hep oldu, hatta insandan önce de vardı. Hastalıklarla yaşamayı öğrenen insan onun tedavisini de zaman içinde öğrenecekti. Büyücülük ve sihirle başlayan tıp tarihinin Anadolu’daki geçmişi de çok ilginç…




Tıp tarihi araştırmaları, deontoloji ve tıp tarihi, antropoloji, arkeoloji bilim dallarının ortak çalışmalarıyla yapılıyor. Ülkemizde de Anadolu tıp tarihiyle ilgili araştırmalar yapılıyor. Biz de Anadolu tıp tarihiyle ilgili çok sayıda araştırması bulunan Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nden (GATA) Doç. Dr. Adnan Ataç’ı ziyaret ettik ve ondan geçmiş dönemlerdeki Anadolu tıbbıyla ilgili bilgiler aldık.
Tarih boyunca çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Anadolu, birçok bilim dalının doğuşuna da tanıklık etti. Bunlardan en önemlisi belki de tıptı. Anadolu’daki ilk bulguları günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan Anadolu tıbbı, Osmanlı dönemine kadar gelişmesini sürdürdü. İlk zamanları “Antikçağ tapınak tıbbı” olarak bilinen Anadolu tıbbının en önemli yapıları olan asklepionlar (ilk hastaneler), Bergama, Efes, Yumurtalık, İzmit, İznik ve Ereğli gibi kentlerde yapıldı. Osmanlı döneminde de Konya, Kayseri, Çankırı, Tokat, Amasya, Manisa ve Divriği gibi kentlerde darüşşifalar (hastaneler) kuruldu. Sağlıkla ilgili bu kadar yapıyla birlikte, İstanköylü (Kos Adası) Hipokrates (MÖ 460-370), Bergamalı Galen (131-200), Bursalı Asklepiades (MS 1. yüzyıl), Efesli Rufus (MS 1. yüzyıl), Anavarzalı Dioskorides (MS 1. yüzyıl), Efesli Soranus (MS 2. yüzyıl), Kayserili Areteaus (MS 4. yüzyıl), Hacı Paşa, Mahmud Şirvani (1375-1450), Şerafed-din Sabuncuoğlu (1385-1465), Şemseddin-i İtâki, Akşemseddin, Molla Gürani, Mustafa Behçet Efendi (1774¬1834) gibi çok sayıda ünlü tıp adamı da Anadolu’da yaşadı ve tıbbın gelişmesine katkıda bulundu. Yalnızca sağlık alanındaki yapılara ve doktorlara bakıldı¬ğında bile Anadolu’nun tıp tarihi açısından ne kadar önemli olduğu görülebilir.
Tarih boyunca Anadolu’da tıbbı, Antik dönem, Hitit dönemi, Antik Batı Anadolu dönemi, Selçuklu dönemi ve Osmanlı dönemi olarak ele alabiliriz. Antik dönemde, Anadolu’da yapıldığı bilinen ilk tıbbi girişim “trepenasyon” denen beyin delme ameliyatlarıdır. On bin yıl öncesinden kalan insan kafataslarında bilinen en eski cerrahi girişimlerin izleri bulunmuştur. Üstelik izler, ameliyattan sonra kişinin bir süre daha yaşadığını da gösteriyor. Bundan hemen sonra, neolitik dönemden kalan epilasyon aletlerinin bulunması, bedendeki kılların da alındığının gösteriyor. Bu aletlerden çok sayıda bulunması epilasyonun, günümüzde olduğu gibi, eskiden de yaygın olarak yapıldığını gösteriyor. O zamanlarda beyin ameliyatlarının nasıl yapıldığı konusunu daha önce 486. sayımızda (Mayıs 2008) ayrıntılı biçimde ele almıştık.

Antik Batı Anadolu Tıbbı

Hitit Döneminde Tıp

Selçuklu Döneminde Tıp

Osmanlı Döneminde Tıp

Kolon Kanserinde Tanı ve Tedavi Öncesi Değerlendirme

Belirti veya bulgular nedeniyle ya da laboratuvar test sonuçları kanseri düşündürdüğü için kanserden şüpheleniliyorsa tanıya yönelik testler yapılır.

Bazen hekim endoskopik muayenenin veya kolonoskopi ya da sigmoidoskopi sırasında alınan tümör veya polip biyopsilerinin so*nuçlarına dayanarak ön tanı koyar. Bu özellikle tek bir prekanseröz veya iyi huylu polip bulunduğu ve bireyin veya ailesinin kanser öykü*sü olmadığı durumlar için geçerlidir. Öte yandan hekimler genellikle tanı koymadan önce tüm etmenleri değerlendirmek için bir dizi test yaptırılmasını önerir.

Tanıya Yönelik Testler

Aşağıda sıralanan testler, hekimin bir dizi sonuca varmasına yar*dım edebilir. Kanser kuşkusunu doğrulamaya ya da elemeye yardım edebilirler. Kanser bulunduysa, derecesini (ne kadar agresif olabileceğini) saptamaya, boyutunu (evresini) değerlendirmeye ve kolorektu-mun dışına sıçrayıp sıçramadığının (metastaz yapıp yapmadığının) anlaşılmasına yardım edebilir.

Kolonoskopi

Kolorektal Kanserin Erken Saptanması İçin Biyomarkerler

Kolon kanseri taramasında basit bir kan testi kolonoskopinin yerini alabilir mi?

Kolorektal kanser tarama testi önerildiğinde insanlar, "Bunu ger*çekten yapmak zorunda mıyım?" derler. Çok az tıbbi test bu tür bir tepkiye neden olur. Peki, kolorektal kanseriniz olup olmadığını ya da ris*kinizin yüksek olup olmadığını, ko*lesterol düzeyinize bakılması kadar kolay gösterecek bir kan testi olsay*dı? Taramaya yaklaşım kesinlikle değişirdi. Dolayısıyla kolorektal kan*serler daha çok önlenebilir ya da en kolay tedavi edilebileceği evrede er*ken saptama olasılığı artardı.

Kan Testi Engelleri

Bu tip bir kan testi geliştirilmesi için araştırmacıların bir biyomarker tanımlaması gerekiyor. Yani var ol*duğunda ya da yüksek düzeyde bu*lunduğunda kişinin kolorektal kan*sere yakalanmış olduğunu veya ya*kalanma riskinin yüksek olduğunu gösterecek olan ve kanda ölçülebi*len biyolojik bir molekül ya da hücre düzeyindeki bir işleyişte değişiklik saptanması gerekiyor. Bu tip bir bi*yomarker bulmak kolay değildir. Son birkaç yıl içinde kolorektal kanser bi-yomarkeri konusunda bir dizi umut verici haber başlığına rastlandı. An*cak geniş kapsamlı araştırmalarda, bir kanser tarama testi için gereken özgüllüğü ya da duyarlılığı taşımadıklarının ortaya çıkmasıyla bunların çoğu elendi.

Kolon Kanseri Tanısı

Kolon Kanseri Tanısı Sonrası

İnsanlar kanser tanısı karşısında çok farklı tepkiler verir. Pek çok kişi hastalık ve tedavi hakkında olabildiğince çok şey öğrenmek ister*ken, bazıları da tedaviyle ilgili ayrıntıları uzman ekibe bırakmayı ter*cih eder. Kanser tanısının getirdiği stres, bireyin tedavi sürecine ne de*rece aktif katılmak istediğine karar vermesini zorlaştırabilir, bilginin ve verilmesi gereken kararların çokluğu da bunaltıcı olabilir.
Karar vermeniz gerekecek pek çok konuda ve aklınıza gelecek so*rularda size yardımcı olacak bir destek sisteminiz olması önemlidir. Bir akrabanız, yakın bir arkadaşınız ya da kanserlilere yardım alanın*da uzmanlaşmış bir psikolog yardımcınız olabilir.

Tedavinizi planlayıp yönlendirecek çeşitli uzmanlardan oluşan bir ekiple çalışacaksınız. Sindirim sistemi hastalıklarında uzman bir gas*troenterolog; biyopsiyle alınan dokuları inceleyen bir patolog, bir cerrah, kanser tedavisini yönetecek bir onkolog ve radyasyon tedavi*si kullanılacaksa bir radyasyon onkoloğu bu ekipte yer alabilir.

D Vitamini ve Kolon Kanseri

D Vitamini Kolon Kanseri Hastalarında Sağkalım Oranını Artırabilir mi?

Yakın tarihli bir araştırmanın bulgularına göre D vitamini insanların, kolorektal kanser tanısının ardından daha uzun yaşamasına yardım edebilir.

Araştırmacılar, yıllar önce, Hemşire Sağlığı Araştırması veya Sağlık Çalışanları İzleme Araştırması adları verilen ileriye yönelik sağlık araştırmalarından birine kaydolmuş olup da kolorektal kansere yakalanan 304 kişide D vitamini düzeylerine baktı. Yukarıda adı geçen araştırmalar kapsamında tüm katılımcılardan kolon kanseri tanısı konmadan önce periyodik olarak kan örnekleri alınmıştı.

Araştırmacılar tanı konmadan önce D vitamini düzeyleri en yüksek düzeyde olanların herhangi bir nedene bağlı ölme olasılıklarının D vitamini düzeyleri en düşük düzeyde olanlarla karşılaştırıldığında daha düşük olduğunu ortaya çıkardı. Tanı öncesinde yüksek düzeyde D vitamini kişinin kolon kanseri nedeniyle ölme olasılığını da azaltıyordu, ama bu etki diğeri kadar belirgin değildi.

Kolon Kanseri Tedavi Seçenekleri

Kanser tedavisi ve bu tedavilerin sonuçları ameliyat tekniklerinde ve ilaçlardaki gelişmeler sonucu son birkaç on yıldır büyük ilerleme gösterdi. Kanserin nasıl ilerlediği ve tedaviye nasıl cevap verdiği ko*nularındaki bilgimizin artmasının da bunda bir rolü var. Kolorektal kanser tanısı almış olmak önemlidir, ama her evresinde uvgun tedavi seçenekleri vardır.

Kolon Tedavisi

Çoğu durumda kolon kanseri tanısı ivedilikle ameliyat yapılması*nı veya hemen tedaviye başlanmasını gerektiren acil bir durum değil*dir. Uzmanlardan oluşan ekiple bir araya gelmek, onlardan tedavi se*çeneklerini dinlemek, onların önerilerini tartışıp değerlendirmek için zaman vardır. Hekimlerle görüşebilir, ikinci bir görüşe başvurabilir, klinik deneyleri araştırabilir ve sizdeki kanserin tedavisinde deneyim*li bir tedavi merkezi seçebilirsiniz.

Tedavi seçenekleriniz kanserin evresi ve bulunduğu yer, genel sağ*lık durumunuz, başka bir rahatsızlığınız olup olmadığı, yaşınız ve bi*reysel tercihleriniz gibi çeşitli faktörlere bağlı olacaktır.
Tedavi seçenekleri konusunda en iyi değerlendirmeyi kanser uz*manları yapabilir, ancak sizin tercihleriniz ve seçimleriniz de tedavi planının önemli bir parçasıdır. Ne kadar tedavi istediğinize karar ver*meye hakkınız var. Bazı durumlarda, insanlar mümkün olan en agre-sif tedaviyi yeğler. Bazıları sınırlı tedavi ister ya da tedavi istemez ve*ya sadece belirtileri kontrol altına almak için palyatif tedavi isterler.

Kolon Tedavi

Adjuvan Tedavisi: Radyoterapi ve Kemoterapi

Adjuvan tedavi deyimi ameliyata ek uygulanan bir ya da daha faz*la tedavi için kullanılır (Adjuvan ne demek). Örneğin ameliyata ek olarak radyasyon ve/veya kemoterapi uygulanabilir. Kanser belirtisi yoksa, ama yinele-yebileceğine ilişkin belirtiler varsa, adjuvan tedavi önerilebilir.

Radyoterapi (Işın tedavisi)

Bu tedavide, kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili rad*yasyon parçacıkları kullanılır. Radyasyon tedavisi, barsak duvarının tamamını tutmuş ya da aşmış olan rektal kanserler için yapılan ameli*yatların sonrasında veya öncesinde rektal tümörü küçültmek amacıy*la da kullanılabilir. Kolon kanserinde radyasyon ender olarak kullanı*lır. Radyasyonun amacı primer tümör bölgesinde kanserin yerel olarak yinelemesini engellemektir. Radyasyon kemoterapiyle birlikte veya ke-moterapiye alternatif olarak kullanılabilir