Sayfalar

İzleyiciler

kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ağustos 2011 Salı

Özofagus Kanseri Tanısı

Özofagus Kanseri Tanısı



Özofagus kanserinin klinik belirtisi spesifik değildir ve muayene bulguları pratik olarak yoktur. Bu nedenle tanısı yardımcı inceleme yöntemleri ile konur.



Özofagus kanserinde başlıca uygulanacak işlemler;



1. Hikâye ve fizik muayene

2. Akciğer grafisi, tam kan sayımı, detaylı biyokimya

3. Çift kontrastlı özofagogram

Özofagus Kanseri Cerrahi Tedavisi (Yemek borusu Kanseri)


Özofagus Kanseri Ameliyatı videosu izle

Özofagus Kanseri Cerrahi Tedavisi





Erken evre kanserler için cerrahi standart yaklaşım olmasına rağmen, cerrahi sırasında klinik olarak tespit edilenden daha yaygın hastalık ortaya çıkmakta ve hastaların sadece yarısına küratif cerrahi uygulanabilmektedir.(132) Küratif bir cerrahi tedavinin uygulanması için pre-operatif dönemde tümör hakkında detaylı bilgi sahibi olmak gerekir. Buda ancak; tümörün gerçek evrelendirilmesinin yapılması, güvenilir yaşam süresi tahmini ve kullanılan tedavi modalitelerinin sağlıklı olup olmadığının

bilinmesi ile sağlanır.

Özofagus (Yemek borusu) Kanserleri Hakkında Bilmek İstedikleriniz



Özofagus kanseri geç belirti verdiği için genelde hastalara ileri evrede teşhis konulabilen ve hızla yayılan bir hastalıktır. Dünyada tüm kanserler arasında 6. Sırada olup, Türkiye’de tüm kanserlerin % 2’sini oluşturmaktadır. Coğrafi yerleşime göre sıklığında farklılık görülen bu kanser türü en sık Doğu Anadolu bölgemizde görülmektedir.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Mide Kanseri Epidemiyolojisi Epidemiyoloji

Mide Kanseri Epidemiyolojisi


Epidemiyoloji


Mide kanseri her yıl bir milyondan fazla yeni vaka ile tüm dünyada kanser ölümlerinin ikinci önde gelen nedenidir. Mide kanseri insidansı 1940’dan bu yana batı ülkelerinde gittikçe azalmasına rağmen, Güney ve Orta Amerika, Uzak Doğu ülkelerinde hala yüksek seviyede stabil kalmaktadır.

Mide Kanseri ve Adjuvan Tedavi Nedir

Mide Kanseri ve Adjuvan Tedavi Nedir


Evreleme ve operatif tekniklerdeki gelişmelere rağmen küratif cerrahi ardından 5 yıllık sağkalım oranlarının %30-40 arasında değişmesi ve nükslerin hem lokal (lenf bezi), hem de sistemik (karaciğer, kemik) özellikte olması mide kanserinde adjuvan tedavinin gerekliliği fikrinin gelişmesine yol açmıştır.


Adjuvan tedavi, primer tümör çıkarıldıktan sonra var olduğu teorik olarak kabul edilen mikrometastazlara yönelik tedaviye denir. Mide kanserinde adjuvan tedavi konusunda fikir birliği oluşturan kanıta dayalı çalışmalar ne yazıkki çok azdır.


Ulusal Kanser Enstitüsündeki (NCI) araştırmacılar küratif rezeksiyon olmuş hastayı intraoperatif radyoterapi (İORT) alan ya da İORT almayan olarak randomize etmişlerdir. İORT, genel sağkalımda konvansiyonel tedavi üzerine bir kazanç sağlamamıştır. Gastrointestinal sistem çalışma grubunun lokal olarak rezeke edilemeyen pankreas ve gastrik adenokarsinomlu hastalarda yaptığı çalışmalar kombine tedavinin optimal radyoterapi veya yalnız kemoterapiden daha üstün olduğunu göstermiştir. Tipik olarak 5-FU kemoterapisiyle kombinasyon kemoradyoterapisi hem adjuvan hemde neoadjuvan düzende bu konsept üzerine değerlendirilmiştir.

Mide Kanseri ve Neoadjuvan tedavi Nedir

Mide Kanseri ve Neoadjuvan tedavi Nedir


Neoadjuvan kemoterapinin tedavideki rolü, bugün en fazla araştırma yapılan alanlardan biridir. Neoadjuvan tedavinin başlıca avantajları, cerrahi sırasında etrafa daha az tümör hücresi saçılması ve birde tümörün kemoterapiye olan duyarlılığının ölçülmesidir. Dezavantajı ise erken evre tümörlerin gereğinden fazla tedavi edilmesidir.

9 Ağustos 2011 Salı

Prostat Kanseri Nedir? Prostat Kanseri Tedavisi, Üroloji

ÜROLOJİ - PROSTAT KANSERİ
PROSTAT KANSERİ NEDİR?

Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.Erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir.



Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.Yine Amerika'da her yıl 200.000 yeni hasta ve 38.000 ölüm saptanmaktadır.Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.
Prostat mesanenin altında, rektumun önünde yerleşmiş ceviz büyüklüğünde birbezdir.

31 Temmuz 2011 Pazar

'Ben haritası' ile cilt kanseri tanısı!

Uzmanlara göre, güneş ışınlarının zararlı etkilerinin artmasıyla giderek daha fazla kişide rastlanan deri kanserinde erken tanı, deri yüzeyi incelenerek oluşturulan "ben haritası" sayesinde mümkün olabiliyor.

Uzmanlara göre, güneş ışınlarının zararlı etkilerinin artmasıyla giderek daha fazla kişide rastlanan deri kanserinde erken tanı, deri yüzeyi incelenerek oluşturulan “ben haritası” sayesinde mümkün olabiliyor.
Medicana International Ankara Hastanesi dermatoloji uzmanı Dr. Banu Öztürk Başsoy, “Ben haritası” ile benlerdeki şüpheli değişimlerin izlenmesinin, tanı ve tedavide büyük fayda sağladığını belirterek, deri yüzeyindeki tüm yapıların 100 kat büyütülerek incelenmesini sağlayan yöntemin, pek çok cilt hastalığının, özellikle de deri kanserlerinin erken teşhisinde güvenilir bir yöntem olduğunu bildirdi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), son 25 yılda deri kanserlerinin görülme sıklığının 4 kat arttığı uyarısında bulunduğuna işaret eden Başsoy, deri kanserlerinin gelişiminin, yaşam boyunca alınan güneş ışığının toplam dozu ve güneş yanıklarıyla yakından ilişkili olduğunu söyledi.
Deri kanserlerinin, vücuttaki benlerden gelişen “Malign Melanom” ve “melanom dışı deri kanserleri” olduğunu anlatan Başsoy, deri yüzeyinde yapılan bu kanser türlerinin tespitine yönelik incelemelerle ilgili şu bilgileri aktardı:
“Deri yüzeyi mikroskopisi) olarak adlandırılabilecek dermatoskopi, deri yüzeyindeki renk, kıl, damar, gözenek gibi yapıların 10-100 kat büyütülmüş haliyle incelenmesine olanak sağlar. Bu yöntem, son 25 yılda özellikle ben ve benlerden köken alan deri kanserlerinin erken tanı ve takibinde öne çıktı. Ancak bu yöntem, sadece ben takibinde değil, iyi ya da kötü huylu, pigmentli (renkli) tüm lezyonların incelenmesinde, ayırıcı tanısında ve izlenmesinde de oldukça faydalıdır.”

10 Haziran 2011 Cuma

Parkinson hastalığının cilt kanseri ile ilgisi

Parkinson hastalığının, cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanomaya yakalanma riskini artırabileceği belirlendi.

ABD'de daha önceki 12 araştırmanın sonuçlarını inceleyen bilimadamları, parkinson hastası kadınların cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanomaya yakalanma riskinin sağlıklı kişilerden 1,5 kat fazla olduğu sonucuna vardı. Parkinson hastası erkeklerde ise bu riskin 2 kat fazla olduğu görüldü.

28 Kasım 2010 Pazar

Kolorektal Kanseri Belirtileri ve Bulguları

Kolorektal kanserin ilk evrelerinde genellikle belirti olmaz. Kendi*ni gösteren pek çok belirti sindirimle ilgili başka rahatsızlıklara bağ*lanabilir. Bu belirtiler kolorektal kansere bağlıysa hastalık erken ev*relerini geçip ilerlemiş demektir. Bu nedenle birkaç haftadan uzun süren sindirim sorunlarıyla ilgili belirti ve bulguları hekiminize anlat*malısınız.

4 Ekim 2010 Pazartesi

Kolon Kanseri Tanısı

Kolon Kanseri Tanısı Sonrası

İnsanlar kanser tanısı karşısında çok farklı tepkiler verir. Pek çok kişi hastalık ve tedavi hakkında olabildiğince çok şey öğrenmek ister*ken, bazıları da tedaviyle ilgili ayrıntıları uzman ekibe bırakmayı ter*cih eder. Kanser tanısının getirdiği stres, bireyin tedavi sürecine ne de*rece aktif katılmak istediğine karar vermesini zorlaştırabilir, bilginin ve verilmesi gereken kararların çokluğu da bunaltıcı olabilir.
Karar vermeniz gerekecek pek çok konuda ve aklınıza gelecek so*rularda size yardımcı olacak bir destek sisteminiz olması önemlidir. Bir akrabanız, yakın bir arkadaşınız ya da kanserlilere yardım alanın*da uzmanlaşmış bir psikolog yardımcınız olabilir.

Tedavinizi planlayıp yönlendirecek çeşitli uzmanlardan oluşan bir ekiple çalışacaksınız. Sindirim sistemi hastalıklarında uzman bir gas*troenterolog; biyopsiyle alınan dokuları inceleyen bir patolog, bir cerrah, kanser tedavisini yönetecek bir onkolog ve radyasyon tedavi*si kullanılacaksa bir radyasyon onkoloğu bu ekipte yer alabilir.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Kanserli hasta sayısı 2 milyona yaklaştı

Kanseri yenenlerin sayısında büyük artış

Bilim insanları, kanser hastalarının hayatta kalma oranlarının arttığına dikkat çekerek yakın zamanda tedavisinin bulunacağından umutlu olduklarını belirttiler.
Araştırmacılar, bilimdeki ilerlemeler ile gelişen tedavi yöntemleri sayesinde, kanser hastalarının hayatta kalma oranlarında gözle görülür bir artış olduğunu kaydetti.
İngiliz The Telegraph gazetesindeki bir makale, İngiliz Kanser Araştırma Derneği, bunun bir başarı olduğunu vurgularken, kanserle mücadele konusunda atılacak daha çok adımın olduğunu da hatırlattı.

Kanseri en fazla yenen gruplar

28 Haziran 2010 Pazartesi

Kanser Çeşitleri

Kanser Çeşitleri Adacık Hücre Kanseri



Nadir bir tür olan adacık hücresi kanserinde kanser (kötücül) hücreleri, pankreasın belirli dokularında bulunur. Pankreas yaklaşık 15 cm. uzunluğunda, bir ucu daha geniş, diğer ucu daha dar olan ince bir pear benzeri bir organdır. Pankreas, midenin arkasında, ince barsağın oluşturduğu bir halkanın içinde yer alır. Daha geniş olan sağ tarafı baş, orta bölümü gövde ve ince sol tarafı ise kuyruk olarak adlandırılır. Vücutta pankreasın temel olarak iki işlevi vardır. Gıdaların sindirimini sağlayan salgıları ve gibi, gıdaların kullanımını ve depolanmasını yöneten insülin gibi hormonları üretir. Sindirim salgılarını üreten pankreas bölümü ekzokrin pankreas olarak adlandırılır. Pankreas kanserlerinin yaklaşık % 95'i ekzokrin pankreastan kaynaklanır. Pankreasın hormon üreten bölgelerinin adacık hücresi adı verilen özel hücreleri vardır ve endokrin pankreas olarak adlandırılır. Pankreas kanserlerinin sadece % 5'i bu hücrelerden kaynaklanır. Bu özet endokrin pankreas kanseri (adacık hücresi kanseri) hakkında bilgi vermektedir.




Pankreastaki adacık hücreleri, vücudun şekerli gıdalarının depolanmasını ve kullanımını düzenleyen insülin gibi hormonlar üretir. Pankreastaki adacık hücreleri kanserleştiğinde, gereğinden fazla hormon üretebilirler. Böyle aşırı hormon üreten adacık hücre kanserlerine işlevsel (fonksiyonel) tümörler denir. Bazı adacık hücre kanserleri ise aşırı hormon üretmezler ve işlevsiz (non-fonksiyonel) tümörler olarak adlandırılırlar. Adacık hücrelerinde vücudun başka bölümlerine yayılmayan tümörler de gelişebilir. Bunlar selim (iyicil) tümörler olarak adlandırılırlar ve kanser değildirler. Hekimin saptanan tümörün kanser mi, yoksa selim bir tümör mü olduğunu ayırt etmesi gereklidir.