Sayfalar

İzleyiciler

biology etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
biology etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Haziran 2011 Pazar

Omurilik sıvısından Alzheimer teşhisi

Alman bilim adamlarına göre, omurilik sıvısındaki bir protein kullanılarak alzheimer hastalığının gelişimi riski yüzde 80 oranında tahmin edilebiliyor.
Alman doktorların 58 hastanın omurilik sıvısından alınan örnekleri inceleyerek 3 yıl yürüttükleri bir araştırmaya göre, omurilik sıvısındaki beta amyloid adlı bir protein kullanılarak alzheimer hastalığının gelişimi riski tahmin edilebiliyor.

18 Haziran 2011 Cumartesi

Alkol Bağımlarının çocukları da tehlikede !

Ebeveynini alkol içerken ya da sarhoş gören çocuklar risk altında...
Ebeveynini alkol içerken ya da sarhoş gören çocukların aşırı alkol içme riskinin daha fazla olduğu belirlendi.

İngiltere'de 13-16 yaşındaki 5 bin 700 çocuğun katıldığı kamuoyu yoklaması, anne-babasını devamlı içerken ya da birkaç kez sarhoş gören çocukların aşırı alkol içme riskinin 2 kat fazla olduğunu gösterdi.

DNA analizinde bir buluş, bir mucize tedavi

ABD'DE yaşayan 14 yaşındaki Alexis Beery'nin bir türlü teşhis konulamayan hastalığına, kişiye özgü DNA analizi çare oldu.

Alexis'in sık sık nefessiz kalmasının nedeni kişiye özel DNA analizi yapılarak bulundu.

Mutasyona uğramış bir gen yüzünden nefes borusunda spazm meydana geldiği anlaşılan Beery, hormon tedavisiyle iyileştirildi.

13 Haziran 2011 Pazartesi

İleri düzey kanser cihazı

Kanseri hücre düzeyinde tespit eden ileri düzey cihazı tanıtıldı.

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi(SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'nda hizmete giren Pozitron Emisyon Tomografi Bilgisayarlı Tomogrofi (PET-BT) cihazı, düzenlenen bir toplantı ile tanıtıldı.

10 Haziran 2011 Cuma

Günde bir elma yiyen kişinin evine doktor girmez

Günde sadece bir elmanın daha ince bir vücuda kavuşulmasına yardımcı olabileceği belirtildi.
Iowa Üniversitesinden Dr. Adams ve ekibince yapılan araştırmada, elma kabuğunda bulunan ursolik asidin, yağları eritme ve kas geliştirme özelliği sayesinde daha ince bir vücuda kavuşulmasına yardımcı olabileceği tespit edildi.
Fareler üzerinde yapılan deneylerde elmanın kas yapımını yüzde 15 artırdığı, vücut yağlarını da yarıdan fazla azalttığı belirlendi. Ursolik asidin farelerde kas yoğunluğunu artırmasına karşın toplam vücut ağırlığını artırmadığı saptandı.

Parkinson hastalığının cilt kanseri ile ilgisi

Parkinson hastalığının, cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanomaya yakalanma riskini artırabileceği belirlendi.

ABD'de daha önceki 12 araştırmanın sonuçlarını inceleyen bilimadamları, parkinson hastası kadınların cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanomaya yakalanma riskinin sağlıklı kişilerden 1,5 kat fazla olduğu sonucuna vardı. Parkinson hastası erkeklerde ise bu riskin 2 kat fazla olduğu görüldü.

Kalbin kendi kendini yenilemesini sağlayan bir ilaç

Kalbin kendi kendini yenilemesini sağlayan bir ilacın fareler üzerinde denenerek başarılı olduğu belirlendi.
Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, çocuklarda kalbin gelişiminde anahtar rol oynayan timosin beta 4 (TB4) adlı proteinin, yetişkinlerin kalbinde ''uykudaki'' kök hücreleri uyandırabildiği saptandı.

26 Mayıs 2011 Perşembe

Bebekler uyudukça boyları uzuyor

Yeni bir araştırma büyüklerin öteden beri söylediği bir olguyu doğruladı. Bebekler uyudukça boyları uzuyor.
Atlanta'daki Emory Üniversitesi'nde bir araştırmacı bebeklerin anne babalarıyla iletişim kurabilmelerine yardımcı olmak istiyor.
Bebeklerin akıllarından geçeni söyleme becerileri yok. Dolayısıyla davranışlarıyla iletişim kurmaya çalışıyor ve çoğu anne baba bebeklerini anlamada zorluk çekiyor.

Kanser tedavisinde genetik bilgilerin önemi

Yeni bir araştırmaya göre meme kanseri hastasının genetik bilgileri doktorların kemoterapi tedavisinin hasta üzerinde etkili olup olmayacağını tespit etmesinde yarar sağlıyor. Meme kanserinden her yıl milyonlarca kadın hayatını kaybediyor.
Meme kanseriyle mücadelede etkili tedavi ve önleyici ameliyat arasında seçim yapmak önemli bir karar. Yeni bir araştırmaya göre kanser hastasının genetik bilgileri kemoterapi tedavisinin en iyi yol olup olmadığına ışık tutuyor. Genetik bilgi şu anda da hastalığın önceden tahmin edilmesi ve önlenmesinde önemli rol oynuyor.

Yaşlandıkça öğrenmenin zorlaşmasının nedeni nedir

Yaşlandıkça öğrenmenin zorlaşmasının nedeninin, katlanılan stres olduğu bildirildi.
Amerikalı araştırmacılar, yaşlandıkça beyinde öğrenme için gerekli olan sinir hücrelerinin stres nedeniyle büzüştüğünü ve şekillenme özelliğini yitirdiğini belirtti.
Araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları incelemelerde, beynin orta yaşta, gençlikte olduğu kadar çevik olmadığının görüldüğünü, strese maruz kalan genç hayvanların toparlanabildiğini ancak orta yaşta bu kabiliyetin yitirilmeye başladığını açıkladı.

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Hasar gören kalbe yara bandı!

ABD’li bilimadamları kalp krizinden ölümleri azaltacak önemli bir buluşa imza attı.

Uzmanlar, hasarlı kalbi onaran yara bandı geliştirmeyi başardı.
Karbon içeren ve kalınlığı bir saç teline eşit olan bantın üzerinde sağlıklı kalp hücreleri bulunuyor. Kalbe ‘yapıştırılan’ bant yeni hücre gelişimini sağlayarak hasarlı bölgeyi onarıyor. Rhode Island Eyaleti’ndeki Brown Üniversitesi tarafından geliştirilen bant sadece kalp krizinde değil diğer kalp hastalıklarının tedavisinde de kullanılabilecek.

24 Nisan 2011 Pazar

DNA örneğinden mükemmel eş!

Biyoloji öğrencilerinin verdiği çöpçatanlık hizmeti sayesinde en uygun partner genetik özelliklere bakılarak bulunuyor.

Almanya'da kurulan bir çöpçatanlık şirketi, başvuranlar için en uyumlu genetiğe sahip adayları buluyor. Mühih'te biyoloji öğrencileri tarafından verilen Gmatch hizmeti, kişilerin DNA örneklerini alarak, gen havuzlarında en uygun partneri arıyor.

Menisküste çığır açacak tedavi!

Cambridge Üniversitesi’nde geliştirilen ‘Radikal Kıkırdak Tedavisi’ menisküs sorunu yaşayanlara umut oldu.

Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları, eklem iltihabından kaynaklı menisküs, kalça ve el iltihabı gibi hastalıklar için çığır açıcı bir tedavi geliştirdi.

‘Radikal Kıkırdak Tedavisi’ adı verilen yeni yöntemde, doktorlar iltihaplı bölgeyi tamamen alarak yerine kıkırdağı yeniden oluşturacak kök hücreleri içeren geçirgen, çift katmanlı bir protez yerleştirdi. Kemik iliğinden alınmış bu kök hücrelerin zarar görmüş bölgede kıkırdağı yeniden oluşturması bekleniyor.


İnsanlar bağırsak gruplarına ayrılabilir

Bilim adamları, insanların kan gruplarına benzer bir şekilde ‘bağırsak grupları’ açısından da sınıflandırılabileceğini ve bu buluşun birçok hastalığın tedavisinde çığır açabileceğini ortaya çıkardı.

Almanya’daki Avrupa Moleküler Biyoloji Labaratuvarı’nda yapılan araştırmaya göre, insan bağırsakları ırk, yeme alışkanlıkları, kilo, yaş veya sağlık durumundan bağımsız olarak üç farklı türe ayrılıyor.

Kalsiyum takviyesine dikkat!

Yaşlıların kemik kırılmalarına karşı kalsiyum hapı almasının, kalp krizi ve felç riskini beşte bir oranında artırdığı bildirildi.
British Medical Journal tarafından yayınlanan yeni bir araştırma, kalsiyum takviyesinin D vitaminiyle birlikte alınsa bile kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini artırdığını gösterdi.

27 Mart 2011 Pazar

Antibiyotiklerin öksürüğe faydası az

Kötü bir öksürüğünüz varsa, balgam da çıkarıyorsanız antibiyotik almanızın fazla bir faydası olmayabilir.
Cardiff Üniversitesinden bilim adamları Avrupa genelinde 13 ülkede, 3 bini aşkın yetişkini kapsayan bir araştırma yaptı.
Araştırmada balgam çıkaran hastalara doktorların genellikle antibiyotik verdikleri belirlendi.
Ancak antibiyotiklerin hastaların çabuk toparlanmasını sağladıkları gözlenmedi.
Araştırmanın sonuçları, Avrupa Solunum Yolları Dergisi'nde yer aldı.

Duruma en iyi uyum gösteren hayatta kalır

Binlerce farklı bakteri dizisi üzerinde yapılan araştırma, güçlü olanın değil 'duruma en iyi uyum gösterenin' hayatta kaldığını gösterdi.

Bakteriler üzerinde yapılan ve 25 yıl süren araştırmaya göre bazen en güçlü olan değil, en iyi uyum sağlayabilen canlılar hayatta kalıyor.
Science dergisinin haberine göre Michigan State Üniversitesi’nden Richard Lenski ve arkadaşları, E. Coli tipi bakterilerle yaptıkları araştırmalarda şaşırtıcı sonuçlar elde ettiler. Daha güçsüz olan organizmaların güçlü olanların önüne geçtiğini kaydeden araştırmacılar, ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra bu durumun bir satranç oyunundan çok da farklı olmadığını gördüler.

19 Mart 2011 Cumartesi

En çok görülen kanser türü

Guatr ve Tiroid Kanseri Derneği Başkanı ve nükleer tıp uzmanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, nükleer kazalardan sonra ortaya çıkan en yaygın, en sık kanser türünün tiroid kanseri olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Aktolon, Japonya'da bugün itibariyle toplam 4 nükleer reaktördeki hasar nedeniyle radyasyon sızıntısı saptandığını ve bu radyasyon sızıntılarından birinin de Tokyo yakınında olduğunu söyledi. Dünyada bugüne kadar toplam 99 nükleer kazanın kayda geçtiğini ifade eden Aktolun, 99 kazanın 57'sinin 1986'daki Çernobil olayı sonrasında meydana geldiğini ve bunların çoğunun ABD'de olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Aktolun, nükleer kazaların çoğunluğunun insan hatası ile oluştuğunu dile getirerek, doğal felaket sonrasında reaktör hasarlarının pek yaygın görülmediğini, bu açıdan Japonya'da yaşanan reaktör patlamaları ve sızıntısının nadir olduğunu kaydetti. Nükleer kazalar sonucu etrafa saçılan radyoaktif elementlerin iki tür radyasyon yaydığını vurgulayan Aktolun, şöyle devam etti:
“Birincisi parçacık radyasyonudur. Cildimize bulaşırsa zarar verir. Nefesimizle, su ve gıda ile vücudumuza girer, kanser yapıcı etkisi yüksektir. Etkileri daha ziyade uzun süre sonra ortaya çıkar. Yarı ömrü onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca yıl olan radyoaktif elementler açığa çıkabilir. Patlamadan sonra uzakta bulunan insanlar bile bu radyasyondan etkilenir. İkincisi iyonizan yani delici radyasyondur. Vücuda girer, diğer taraftan çıkar, bu arada vücuda bir miktar radyasyon enerjisi bırakır. Kanser yapıcı etkisi vardır ama daha ziyade kısa vadeli akut etkilerden sorumludur.”
Japonya'nın tecrübeleri

8 Mart 2011 Salı

Kandaki bileşen sayısı

Araştırmacılar, 3 yıllık detaylı bir araştırma ile insana ait kan örneklerinde 4 bin 229 bileşen bulunduğunu tespit ettiler.

Bir tıp doktorunun hasta kişinin kanındaki sadece 10-20 kimyasalı analiz ettiğini söyleyen Kanada'da Alberda Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar, sağlık problemlerinin teşhis ve tedavisi için kanda potansiyel olarak bakabilecekleri 4 bin 229 bileşen belirlediklerini açıkladılar.
"Public Libary of Science One" isimli dergide yer alan çalışmada, doktorlar tarafından şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların teşhisinde kan kimyasalları ya da metabolitler (ara ürünler) rutin olarak analiz edildiği kaydediliyor.
Ancak araştırmacılar, kan kimyasında dengesizlikle karakterize olan diğer yüzlerce hastalığın da bu yeni araştırma sayesinde teşhis edilebileceğini belirttiler.

27 Şubat 2011 Pazar

Sırt ağrısı 4 milyon yıl önce de vardı

Bilim adamları, sırt ağrısının bundan 4 milyon yıl önce de görüldüğünü açıkladılar.

Cambridge Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar, yaklaşık yarım milyon yıl öncesinde yaşamış 45 yaşındaki bir adamın fosilleşmiş omurgasını incelediler ve sırt kemiklerinde yırtılma ve aşınmadan şikayetçi olduğunu belirlediler.
Araştırma ekibi tarafından analiz edilen fosil kayıtları, sırt problemlerinin 4 milyon yıl öncesinde de oldukça belirgin olduğunu gösterdi.
Bilim adamları, milyonlarca yıl öncesinde de spondilolistez (bir omurganın diğeri üzerine kayması) gibi çeşitli sırt problemlerinin görüldüğünü tespit etmiş oldular.