Sayfalar

İzleyiciler

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Genital Siğil, Kondilom, HPV Resimleri - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Genital Siğil, Kondilom, HPV Resimleri - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"

Kıl Dönmesi Ameliyatı izle - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Kıl Dönmesi Ameliyatı izle - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"

Kandan ve idrardan kanser teşhisi

Kan ve idrardan kanserli hücrelerin DNA'sını gösteren bir teknik sayesinde kanserin, birkaç yıla kadar bu biyolojik sıvılar sayesinde teşhis edilmesi planlanıyor.



Fransız, Alman ve Amerikalı bilimadamları, kan, idrar ve lenf gibi biyolojik sıvılarda tümörlerin DNA izlerini görebilmek için bir teknik geliştirdi.

Bilimadamları tümör hücrelerinin öldüklerinde içlerindeki maddeyi hücre dışına bırakmasından yola çıktı. Değişime uğramış DNA'nın biyolojik sıvılarda çok az oranda bulunduğunu belirten bilimadamları bugüne dek bunların izlerine rastlamanın imkansız olduğunu vurguladı.

Menopoz psikolojisine acil müdahale

Menopoz öncesi dönemde başlayan, 5 yıl sürebilen ruhsal sorunlar zamanında müdahale edilmediğinde klinik depresyona dönüşebiliyor. Menopozdaki kadınların ruhsal sorunlarının tedavisinde, hormonlar ve antidepresanlar birlikte kullanılıyor. Uzmanlar, kadınlara bu dönemde sosyal ve mesleki kimliklerini de korumalarını öneriyorlar.



Kadınların ömrünün üçte birini kapsayan menopozdaki ruhsal ve fiziksel sorunların başarıyla çözümlenmesi, hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşıyor. Menopoza giriş yaşı dünya genelinde 51 iken, ülkemizde bu yaş 46-48 arası kabul ediliyor. Dişiliğin mimari olan östrojen hormonu, aynı zamanda kadınları ciddi sağlık sorunlarından da koruyucu bir özelliğe sahip. Bu yüzden de kadınlar erkeklere oranla sağlık açısından her zaman şanslı sayılıyorlar. Ancak menopoz sonrasında östrojen üretimi olmadığından, kadınlar bu koruyucu etkiden yoksun kalıyor.

Bu erken dönemde görülen şikayetler, kadın yaşamını zorlaştıracak boyutlara ulaşıyor. Nedenler arasında östrojenin kan düzeyindeki azalma ve son zamanlarda progesteron, androjen gibi diğer hormonların da etkisinden söz ediliyor.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Tiroit tedavisinde en güncel yöntemler

Tiroit hastalarının bir kısmı ilaçla tedavi edilirken, bir kısmı da ilaçsız olarak izleniyor. Tiroidin çok ya da az çalışmasına bağlı olarak endokrinoloji uzmanı tarafından düzenlenen tedavilerle olumlu sonuçlar elde ediliyor.
Hastalık ve Tedavileri
Tiroit bezi, boyunda bulunan çok önemli bir iç salgı bezi. Salgıladığı hormonlarla vücudumuzda birçok metabolik olayı kontrol ediyor. Bu yüzden tiroit bezinin fonksiyon bozukluklarında vücutta önemli rahatsızlıklar yaşanıyor ve pek çok organ da bu bozukluktan etkileniyor. Tiroit bezinin hızlı çalışarak aşırı tiroit hormonu üretmesi (hipertiroidi) ya da yavaş çalışmasına bağlı olarak yetersiz hormon üretimi (hipotiroidi) şeklinde ortaya çıkan hastalıkların kendilerine özel tedavi yöntemleri bulunuyor. İşte bu güncel tedavi yöntemlerini özetleyen 3 soru ve 3 cevap.


İlaçsız tedavi uygulanıyor mu?

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Hasar gören kalbe yara bandı!

ABD’li bilimadamları kalp krizinden ölümleri azaltacak önemli bir buluşa imza attı.

Uzmanlar, hasarlı kalbi onaran yara bandı geliştirmeyi başardı.
Karbon içeren ve kalınlığı bir saç teline eşit olan bantın üzerinde sağlıklı kalp hücreleri bulunuyor. Kalbe ‘yapıştırılan’ bant yeni hücre gelişimini sağlayarak hasarlı bölgeyi onarıyor. Rhode Island Eyaleti’ndeki Brown Üniversitesi tarafından geliştirilen bant sadece kalp krizinde değil diğer kalp hastalıklarının tedavisinde de kullanılabilecek.

20 Mayıs 2011 Cuma

Renkler hastalıkların habercisi

Uzmanlar, insan vücudunda görülen bazı renk değişimlerinin önemli hastalıkların habercisi olabileceğine dikkat çekiyor. Peki, hangi renkler, hangi hastalıkları haber veriyor?




Hastalıkların renkleri de olur mu demeyin… İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu birçok hastalığın kendisini renklerle belli ettiğini söylüyor. Karagözoğlu, vücudun hangi renklerde alarm verdiğini ise şöyle sıralıyor: BEYAZ
Albinizm:
Konjenital olarak melanin pigmentinin yokluğudur. Normalde derinin rengini veren farklı miktarlardaki melanin pigmentidir. Genetik olarak doğumdan itibaren melanin yoksa genel olarak beyaz renkli bir ten rengi olur. Saçlar, kaşlar kirpiklerde beyaz renklidir.