Böbrek hastalarına 'oruç' uyarısı - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Tıp Ders Notları ----------------- Sağlıklı Yaşam / İlkyardım / sağlık Haberleri ------------- Hastalık ve Tedavileri
İzleyiciler
30 Temmuz 2011 Cumartesi
29 Temmuz 2011 Cuma
Böbrek taşı kimlerde olur?
Böbrek Taşları neden olur ?
Böbrek taşları kimlerde olur?
Böbrek taşları idrardaki tuzların ve minerallerin birbirine yapışması sonucunda oluşur. Bu oluşan taşlar böbreklerde kalabilir veya idrar yollarında gezebilirler. Boşaltım sistemi dediğimiz ve atık maddeleri vücuttan atan sistem böbrekler, idrar boruları, mesane ve idrar yolundan ibarettir. Böbreklerde üretilen idrar, bu sistemde taşınarak mesanede depolanır ve sonra dışarı atılır. Taşlar da bunların herhangi bir yerinde bulunabilirler.
Böbrek taşları kimlerde olur?
Böbrek taşları idrardaki tuzların ve minerallerin birbirine yapışması sonucunda oluşur. Bu oluşan taşlar böbreklerde kalabilir veya idrar yollarında gezebilirler. Boşaltım sistemi dediğimiz ve atık maddeleri vücuttan atan sistem böbrekler, idrar boruları, mesane ve idrar yolundan ibarettir. Böbreklerde üretilen idrar, bu sistemde taşınarak mesanede depolanır ve sonra dışarı atılır. Taşlar da bunların herhangi bir yerinde bulunabilirler.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
böbrek taşı,
böbrek taşları
Burun estetiği yaptırmak için şartları var!..
Burun estetiği yaptıranların üç şartı
Estetik operasyonlarda hastaların operasyondaki ve operasyon sonrası beklentileri 10 yıl öncesine göre farklılaştı, artık bilinçli, ne istediğini bilen bir hasta profili oluştu.
Estetik - Plastik Cerrahi
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Naser Dadaşzade, hastaların burun estetiğiyle ilgili başlıca üç beklentisi olduğunu söylüyor: İyi görünüş, iyi nefes alabilmek, estetikten sonra morluk ve şişliğin oluşmaması. Burun estetiğinde birçok işlem yaptıklarını belirten Dr. Naser Dadaşzade, her hastanın özel olduğunu, dolayısıyla burun estetiğinden beklentilerinin de burnundaki dış görüntü ve iç sorunlarla şekillendiğini söylüyor. Burun içindeki C şeklinden kaynaklanan sorun yüzünden oluşan deviasyon nedeniyle sağlıklı nefes alıp vermenin mümkün olmadığını anlatan Dr. Dadaşzade, estetik operasyonlarda en çok düzeltme yaptıkları kusurları şöyle sıralıyor:
Estetik operasyonlarda hastaların operasyondaki ve operasyon sonrası beklentileri 10 yıl öncesine göre farklılaştı, artık bilinçli, ne istediğini bilen bir hasta profili oluştu.
Estetik - Plastik Cerrahi
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Naser Dadaşzade, hastaların burun estetiğiyle ilgili başlıca üç beklentisi olduğunu söylüyor: İyi görünüş, iyi nefes alabilmek, estetikten sonra morluk ve şişliğin oluşmaması. Burun estetiğinde birçok işlem yaptıklarını belirten Dr. Naser Dadaşzade, her hastanın özel olduğunu, dolayısıyla burun estetiğinden beklentilerinin de burnundaki dış görüntü ve iç sorunlarla şekillendiğini söylüyor. Burun içindeki C şeklinden kaynaklanan sorun yüzünden oluşan deviasyon nedeniyle sağlıklı nefes alıp vermenin mümkün olmadığını anlatan Dr. Dadaşzade, estetik operasyonlarda en çok düzeltme yaptıkları kusurları şöyle sıralıyor:
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Burun estetiği
Hipertansiyon hasta sayısı
Hipertansiyon hasta sayısı artıyor
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Yard.Doç. Dr Sedat Üstündağ, ülkemizde 18 yaş üzeri her üç kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu iddia etti.
Sağlıklı Yaşam
Üstündağ, yaptığı açıklamada, hipertansiyonun her yıl 7 milyon insanın erken ölümüne yol açan çok tehlikeli ve yaygın bir hastalık olduğunu belirtti. Hipertansiyonu, ''damardaki kan basıncının normalden fazla yükselmesi'' olarak tanımlayan Üstündağ, normal bir insanda büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun ise 80 mmHg civarında olması gerektiğini, bunun dışındaki tansiyon değerlerinin hipertansiyon olarak kabul edildiğini bildirdi.
Hipertansiyon hastalığının ilk dönemlerde kişilerde bazı belirtiler gösterdiğini ifade eden Üstündağ, şunları söyledi:
''Hipertansiyon hastaları, kan basıncının yükseldiği ilk dönemlerde kalabalığa, gürültüye ve kapalı ortamlara tahammül edemezler. Sıcağa dayanamazlar. Stres yaratan olaylar karşısında yüzlerine sıcak basar. Kulaklarda çınlama, enseden başlayarak omuzlara yayılan bir ağrı hissederler. Bu dönemde uyku bozuklukları hipertansiyonun belirtileri arasında yer alır. Bu durumdaki bireyler mutlaka kan basıncını ölçtürmelidir. Kan basıncını ölçmeden hipertansiyon erken teşhis ve tedavisi uygulanamaz. Erken tanı için düzenli tansiyon kontrolü önemli. Hipertansiyon vakalarında ise tedavinin kapsamlı bir şekilde planlanması ve hastanın da yaşam boyu sürecek olan bu plana uyması, hayat tarzını değiştirmesi gerekir.''
Üstündağ, hipertansiyonun başlangıçta öldürücü bir hastalık olmadığını, tedavi edilmediği taktirde kalp krizi, böbrek yetmezliği, beyin kanaması gibi öldürücü sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
''Her üç kişiden birinde var''
Türkiye'de hipertansiyon hastası sayısının hızla arttığını ifade eden Üstündağ, şunları söyledi:
''Türk Nefroloji Derneği'nce 2009 yılında 10 binden fazla insan üzerinden yapılan ''CREDİT'' çalışmasında, ülkemizde 18 yaş üzeri her üç kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğu ortaya çıktı. Yani Türkiyede yaşayan her yüz kişiden 32 kişi hipertansiyon hastası.
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Yard.Doç. Dr Sedat Üstündağ, ülkemizde 18 yaş üzeri her üç kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu iddia etti.
Sağlıklı Yaşam
Üstündağ, yaptığı açıklamada, hipertansiyonun her yıl 7 milyon insanın erken ölümüne yol açan çok tehlikeli ve yaygın bir hastalık olduğunu belirtti. Hipertansiyonu, ''damardaki kan basıncının normalden fazla yükselmesi'' olarak tanımlayan Üstündağ, normal bir insanda büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun ise 80 mmHg civarında olması gerektiğini, bunun dışındaki tansiyon değerlerinin hipertansiyon olarak kabul edildiğini bildirdi.
Hipertansiyon hastalığının ilk dönemlerde kişilerde bazı belirtiler gösterdiğini ifade eden Üstündağ, şunları söyledi:
''Hipertansiyon hastaları, kan basıncının yükseldiği ilk dönemlerde kalabalığa, gürültüye ve kapalı ortamlara tahammül edemezler. Sıcağa dayanamazlar. Stres yaratan olaylar karşısında yüzlerine sıcak basar. Kulaklarda çınlama, enseden başlayarak omuzlara yayılan bir ağrı hissederler. Bu dönemde uyku bozuklukları hipertansiyonun belirtileri arasında yer alır. Bu durumdaki bireyler mutlaka kan basıncını ölçtürmelidir. Kan basıncını ölçmeden hipertansiyon erken teşhis ve tedavisi uygulanamaz. Erken tanı için düzenli tansiyon kontrolü önemli. Hipertansiyon vakalarında ise tedavinin kapsamlı bir şekilde planlanması ve hastanın da yaşam boyu sürecek olan bu plana uyması, hayat tarzını değiştirmesi gerekir.''
Üstündağ, hipertansiyonun başlangıçta öldürücü bir hastalık olmadığını, tedavi edilmediği taktirde kalp krizi, böbrek yetmezliği, beyin kanaması gibi öldürücü sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
''Her üç kişiden birinde var''
Türkiye'de hipertansiyon hastası sayısının hızla arttığını ifade eden Üstündağ, şunları söyledi:
''Türk Nefroloji Derneği'nce 2009 yılında 10 binden fazla insan üzerinden yapılan ''CREDİT'' çalışmasında, ülkemizde 18 yaş üzeri her üç kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğu ortaya çıktı. Yani Türkiyede yaşayan her yüz kişiden 32 kişi hipertansiyon hastası.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
hasta,
hipertansiyon,
sayısı
İnsanlardaki ve hayvanlardaki A tipi grip virüsü
A tipi giribe karşı süper antikor bulundu
İnsanlardaki ve hayvanlardaki A tipi grip virüsünün tüm alt tiplerine karşı etkili bir antikor bulundu.
Tıptaki Son Gelişmeler
İngiltere'deki resmi bir tıbbi araştırma kuruluşu National Institute for Medical Research ile İsviçre'deki özel bir bilimsel araştırma kuruluşu Humabs'tan bilim adamlarının ortak çalışması sonucu bulunan, F16 adlı süper antikorun, A tipi grip virüsünün şu an mevcut olan 16 alt tipinin tamamına karşı etkili olduğu bildirildi.
Bilim adamları, dün Science dergisinde yayınlandıkları bilimsel araştırmada, F16 antikorunun, insan vücudundaki çok nadir görülen antikorları bulma şansını artırmak amacıyla çok büyük miktarlardaki insan plazma hücrelerini test etme imkanı veren yeni bir yöntemle ortaya çıkarıldığı belirtti.
Bilim adamları, x ışınları yardımıyla hücrelerin yapısını görme imkanı veren röntgen kristalografisinin kullanıldığı yeni yöntemle bulunan F16 antikorunun verildiği fareler ile dağ gelinciklerinin, A tipi grip virüsünün iki ana grubunda yer alan tüm alt tiplerine karşı korunduklarının gözlendiğini kaydetti.
Araştırmacılar, çalışmalarının, henüz başlangıç aşamasında bulunmasına karşın, tüm grip virüsü türlerine karşı tek tip aşı geliştirilmesinin yolunu açabilecek olması bakımından önemli olduğunun altını çizdi.
Grip virüsü bulaşan kişinin vücudundaki antikorların virüslerdeki hemagglutinin adı verilen proteini hedef aldıklarının belirlendiğini belirten araştırmacılar, A tipi grip virüsünün bilinen 16 alt tipinin de söz konusu proteinin hızlı bir şekilde değişmesi sonucu sonucu ortaya çıktığını kaydetti.
İnsanlardaki ve hayvanlardaki A tipi grip virüsünün tüm alt tiplerine karşı etkili bir antikor bulundu.
Tıptaki Son Gelişmeler
İngiltere'deki resmi bir tıbbi araştırma kuruluşu National Institute for Medical Research ile İsviçre'deki özel bir bilimsel araştırma kuruluşu Humabs'tan bilim adamlarının ortak çalışması sonucu bulunan, F16 adlı süper antikorun, A tipi grip virüsünün şu an mevcut olan 16 alt tipinin tamamına karşı etkili olduğu bildirildi.
Bilim adamları, dün Science dergisinde yayınlandıkları bilimsel araştırmada, F16 antikorunun, insan vücudundaki çok nadir görülen antikorları bulma şansını artırmak amacıyla çok büyük miktarlardaki insan plazma hücrelerini test etme imkanı veren yeni bir yöntemle ortaya çıkarıldığı belirtti.
Bilim adamları, x ışınları yardımıyla hücrelerin yapısını görme imkanı veren röntgen kristalografisinin kullanıldığı yeni yöntemle bulunan F16 antikorunun verildiği fareler ile dağ gelinciklerinin, A tipi grip virüsünün iki ana grubunda yer alan tüm alt tiplerine karşı korunduklarının gözlendiğini kaydetti.
Araştırmacılar, çalışmalarının, henüz başlangıç aşamasında bulunmasına karşın, tüm grip virüsü türlerine karşı tek tip aşı geliştirilmesinin yolunu açabilecek olması bakımından önemli olduğunun altını çizdi.
Grip virüsü bulaşan kişinin vücudundaki antikorların virüslerdeki hemagglutinin adı verilen proteini hedef aldıklarının belirlendiğini belirten araştırmacılar, A tipi grip virüsünün bilinen 16 alt tipinin de söz konusu proteinin hızlı bir şekilde değişmesi sonucu sonucu ortaya çıktığını kaydetti.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
A tipi girip,
r antikor
28 Temmuz 2011 Perşembe
Dünya Hepatit Farkındalık Günü
A tipi hepatitlerin, özellikle sosyo ekonomik ve kültürel düzeyi yüksek kesimde yaşayan kişiler başta olmak üzere, genç erişkin döneme doğru kaydığı bildirildi.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği Denizli Temsilcisi Prof. Dr. Hüseyin Turgut, 28 Temmuz Dünya Hepatit Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, viral hepatitlerin (bulaşıcı sarılık hastalıkları) ciddi halk sağlığı sorunları arasında yer aldığını belirtti.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği Denizli Temsilcisi Prof. Dr. Hüseyin Turgut, 28 Temmuz Dünya Hepatit Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, viral hepatitlerin (bulaşıcı sarılık hastalıkları) ciddi halk sağlığı sorunları arasında yer aldığını belirtti.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
dünya,
Farkındalık,
Günü,
hepatit
27 Temmuz 2011 Çarşamba
Bölünen uyku hafızaya zarar veriyor
ABD Stanford Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, bölünen uykunun bilinen nesneleri tanımayı zorlaştırdığını ortaya çıkardı.
ABD'nin California eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi'nde fareler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, bölünen uyku bilinen nesneleri tanımayı zorlaştırıyor.
BBC'nin yansıttığı araştırmada, İngiliz uyku uzmanlarının da, beynin gün içerisindeki olayları ya da kararları değerlendirmek için derin uykuyu kullandığını söylediğine dikkat çekiliyor.
ABD'nin California eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi'nde fareler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, bölünen uyku bilinen nesneleri tanımayı zorlaştırıyor.
BBC'nin yansıttığı araştırmada, İngiliz uyku uzmanlarının da, beynin gün içerisindeki olayları ya da kararları değerlendirmek için derin uykuyu kullandığını söylediğine dikkat çekiliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)