Sayfalar

İzleyiciler

29 Haziran 2010 Salı

Larenks Anatomo-Fizyolojisi

Larenksin Gelişimi
Doç. Dr. Oğuz BASUT
Larenks iki farklı taslaktan gelişir. Bukkofarengeal tomurcuktan supraglottis, trakeobronşial tomurcuktan ise glottis ve subglottis gelişim gösterir. Bu farklı gelişimin klinik önemi bulunmaktadır.
Postnatal dönemde gelişme devam eder; tiroid ve krikoid kıkırdak 20, aritenoid 30 yaşlarda kemikleşmeye başlar ve 65 yaş civarında bu kemikleşme tamamlanır.

Anatomik Özellikler
Erişkin insanda larenksin üst sınırı tiroid kıkırdak üst kenarı veya 3. servikal vertebranın korpusunun alt kenarından geçen yatay bir plan ile alt sınırı krikoid kıkırdak alt kenarı veya 6. servikal vertebra korpusunun alt kenarından geçen yatay plan arasında, hyoid kemik ile trakea arasında yerleşmiştir. Yeni doğmuş çocukta ise üst sınırını Atlas�ın alt kenarı, alt sınırını ise 4. servikal vertebranın korpusunun alt kenarı oluşturmaktadır. Yaş ilerledikçe yavaş yavaş aşağıya iner ve buluğ çağında yetişkindeki yerini alır. Vokal kordların seviyesine göre larenks üç kompartmana ayrılır:
1- Tirohyoid membran, superior larengeal arter ve ven, superior larengeal sinirin internal dalı
2- Larengeal prominens
3- Tiroid kıkırdak
4- Median krikoid ligament
5- Krikoid kıkırdak
6- Krikotiroid kas, oblik parçası
7- Krikotiroid kas, düz parçası
8- Hyoid kemik

1- Epiglot kıkırdak
2- Kuneiform tüberkül
3- Transvers ve oblik aritenoid kas
4- Larengeal ventrikül
5- Vokal kord
6- Krikoid kıkırdak
7- Tiroid bez
8- Median krikoid ligament, servikal fasyanın pretrakeal tabakası
9- Tiroid kıkırdak, servikal fasyanın yüzeyel tabakası
10- Larengeal prominens
11- Tirohyoid membran
12- Hyoid kemik
13- Preepiglottik yağ dokusu
Şekil-1: Larenks önden görünümü
Şekil-2: Larenks sagittal görünümü
Larenks kompartmanları
Supraglottik bölge:Vokal kordların üstünde kalan kısımdır. Supraglottik bölgede epiglot, ariepiglottik plikalar, aritenoidler, bant ventriküller (yalancı vokal kordlar) ve larengeal ventriküller bulunur.
Glottik bölge: Vokal kordların bulunduğu kısımdır. Her iki vokal kord, ön ve arka komissür ile Rima Glottis�den oluşur. Vokal kord yapısında vokal ligament, m.vocalis ve mukoza katları bulunur. Vokal kordun uzunluğu yeni doğanda 1,7 cm, kadınlarda 1,6-2 cm ve erkeklerde 2-2,4 cm. kadardır.
Subglottik bölge:Vokal kordların altında kalan ve 1. trakea halkasına kadar olan kısımdır.



Şekil-3: Larenksin kompartmanları

Larenksin Benign Tümörleri

Larenksin Benign Tümörleri
Doç. Dr. Oğuz BASUT
Glottisi etkileyen neoplaziler ses kısıklığı şeklinde erken semptom verirler. Larenksin diğer bölümlerindeki tümörler önce yabancı cisim hissi, globus hissi, irritasyona bağlı öksürük ve ağrıya neden olurlar. Solunum sıkıntısı ancak büyük tümör yayılımından sonra ortaya çıkar.
Vokal kord polibi
Genellikle bir akut ses travmasını (bağırma gibi) takiben vokal kord epiteli altına olan kanamayı takiben gelişen bir benign larenks lezyonudur. Hemen daima tek taraflıdır. Daha çok orta yaşlı erkeklerde görülür.
Semptomlar:
-Ses kısıklığı
Tedavi:
-Cerrahi eksizyon

Vokal kord nodülü
Yanlış fonasyon tekniğine bağlı kronik ses travması sonucunda gelişen benign larenks lezyonlarıdır. Tipik olarak vokal kordların birbirlerine en fazla temas eden 1/3 ön-2/3 arka birleşim noktasında yerleşirler ve bilateraldirler. Şarkıcı nodülü adı da verilmektedir. Profesyonel olarak sesini kullanan meslek gruplarında (öğretmen, ses sanatçısı, politikacı, pazarcı gibi) daha sık görülür.
Semptomlar:
-Ses kısıklığı
Tedavi:
-Ses ve konuşma terapisi
-Ses terapisine cevap vermeyen fibrotik nodüllerde cerrahi eksizyon yapılır.

Larenks Travmaları

Larenks Travmaları
Doç. Dr. Oğuz BASUT
Vokal travmalar (Sesin yanlış kullanımı)
Vokal travmalar, akut olarak aşırı bağırma veya uzun süre yüksek sesle konuşma sırasında ortaya çıkarlar. Ses kısıklığı ya da afoni şeklinde görülebilirler. Muayenede vokal kordlarda aşırı hiperemi, ödem baze de subepiteliyal kanamalar bulunabilir. Spontan olarak iyileşirler. Hastalara buhar inhalasyonu ve ses istirahati önerilir. Antienflamatuar ajanların faydası olabilir. Kronik olanlar ise sesini yanlış kullanan profesyonellerde görülür. Vokal kordlarda yapısal değişikliklere bağlı ortaya çıkar. Sesin doğru kullanımı öğretilmelidir.
Dış larenks travmaları
Künt (darbe, çarpma, sıkışma ve boğma nedeniyle) yada kesici (kesi, batma ve ateşli silah) yaralanmalara olabilir. Baş-boyunda intrakraniyal yaralanmalardan sonra en sık ölümle sonuçlanan travma larenks travmalarıdır. Travmanın şekli ve şiddetine bağlı olarak değişen bulgular tespit edilir. Dispne, ses kısıklığı, kanama, cilt altı amfizemi, öksürük, disfaji gibi çeşitli semptomlar görülebilir. Tedavilerinde ilk amaç hava pasajının açık tutulması ve varsa kanamanın durdurulmasıdır. Entübasyon veya trakeotomi önemli yer tutar. Hastanın hayatını tehdit eden faktörler ortadan kaldırıldıktan sonra gerekli tedavileri hasara göre belirlenerek planlanır.
İyatrojenik Yaralanmalar

Larenksin İltihapları

Larenksin İltihapları
Doç. Dr. Oğuz BASUT
Akut Larenjit
Akut larenjit genellikle akut viral üst solunum yolu enfeksiyonlarına eşlik eder. Fizik muayenede larenksin mukoza yüzeylerinde yaygın hiperemi veya vaskülarizasyonda artış görülür. Nedenler, viral, bakteriyel, toksik veya mekanik olabilir.
Semptomlar:
- Hafif ateş, halsizlik
- Ses kısıklığı
- Öksürük
- Larengoskopide kızarık, ödemli vokal kordlar
Tedavi:
- Solunum havasının nemlendirilmesi
- Bol hidrasyon ve mukolitik ajanlar
- Öksürük kesiciler, ekspektoranlar
- Ses istirahati
- Bakteriyel kontaminasyon düşünülüyorsa sistemik antibiyotik (H.influenza, streptokok ve stafilokoklara etkili)
- Belirgin ödem varlığında sistemik kortikosteroid

Quincke Ödemi
Dudakların, dilin, larenks mukozasının şişliği ile karakterize akut anjionörotik ödemdir.Ödem oluşumunda histamin serbestleşmesi sorumlu tutulmaktadır. Bu allerjik, toksik, fiziksel veya immünolojik nedenlerle meydana gelebilir.
Semptomlar:
-Dispne
-Seste boğukluk
Tedavi:
-Anti-histaminikler
-Adrenalin
-Sistemik kortikosteroid
-Ciddi solunum problemi olduğunda endotrakeal entübasyon yapılır, trakeotomi bazen gerekli olabilir.

Epiglottit
Larenks girişinin sıklıkla hiperakut seyreden, ödemli, flegmonlu iltihabıdır. Daha çok Haemophilus influenzae Tip B, Streptococcus pneumonia gibi bakterilerle oluşur. Genellikle öncesinde nazofarenks bölgesi enfeksiyonları vardır. Ağırlıklı olarak okul çağındaki çocuklarda görülür. Erişkinlerde ise sıklıkla epiglotit abseleşmeye yol açar. Çocukluk çağında dar anatomik oranlar nedeni ile çok tehlikeli, hayatı tehdit eden hastalık tablosudur. Bundan dolayı acil olarak tedavisinin yapılması gerekmektedir.
Semptomlar:
-Ateş
-Genel durumda bozulma
-Dispne
-Larengoskopide epiglot şiş, ödemli ve hiperemik
Tedavi:
-Soğuk buhar inhalasyonu
-Parenteral sistemik antibiyotikler
-Sistemik kortikosteroid
-Ciddi solunum problemi olduğunda endotrakeal entübasyon yapılır, trakeotomi bazen gerekli olabilir.

Anovulasyonun Değerlendirilmesi

Anovulasyonun Değerlendirilmesi

Biyomedikal Mühendisliği ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi nedir

Biyomedikal Mühendisliği ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi nedir

Biyomedikal Mühendisliği ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi , sağlık alanında teşhis ve tedavi amacıyla kullanılan mekanik ve elektronik cihaz ve sistemlerin tasarım, üretim, geliştirme, teknik işletme ve bakım-onarım faaliyetlerini kapsamaktadır.

İnsan Anotomisi Ve Fizyolojisi Ders Notlari (2)

Insan Anotomisi Ve Fizyolojisi Ders Notlari (2)

SİNİR SİSTEMLERİ

I. CANLILARIN SİNİR SİSTEMLERİ
1. Tek Hücrelilerde Duyarlılık
Tek hücrelilerin ve daha basit canlıların hiçbirinde sinir sistemi yoktur. Paramesyum’da, sillerin altında bulunan kaide cisimciklerinden çıkan bazı lifçikler (nörofibril), tüm sitoplazma içinde iletimi sağlarlar. Amip uyartılara karşı basit tepkiler gösterebilir. Örneğin, besine yaklaşma, iğne ucundan kaçma gibi.

2. Omurgasızlarda Sinir Sistemi
Hidra ve diğer Sölenterlerde özelleşmiş sinir hücreleri gelişmiştir. Bu hücreler vücut boyunca bir ağ görünümünde dağılırlar. Bu sinir ağının yapısında yer alan tüm hücreler birbirileriyle bağlantılıdır.
Vücudun herhangi bir yerindeki uyartı her tarafa iletilir. Bunlarda beyin görevi gören özel bir yapı yoktur
Planarya’da vücudun iki tarafında uzanan bir çift sinir şeridi ile bunları birbirine bağlayan sinir ağından oluşur. Bu şekildeki sinir sitemlerine ip merdiven sinir sistemi denir. Baştaki düğümler beyin görevi yapar.
Eklem bacaklarda ve Halkalı solucanlarda; karın tarafında boydan boya uzanan bir sinir sistemi görülür. Beyin ve bazı duyular vardır.
3. Omurgalılarda Sinir Sistemi
En gelişmiş sinir sistemi omurgalılarda görülür. Bütün omurgalılarda benzer yapı gösteren sinir sistemi; merkezi sinir sistemi ve çevresel sinir sistemi olmak üzere iki kısımda incelenir. Sinir sistemi nöron adını verdiğimiz özelleşmiş sinir hücrelerinden meydana gelir.

II. SİNİR SİSTEMİNİN GENEL YAPISI
Sinir sisteminin yapı ve görev birimi olan nöron; geniş bir hücre gövdesi ve bu gövdeden çıkan uzantılara sahiptir.

1. Nöronun Yapısı ve Özellikleri
Nöron gövdesinden iki tip uzantı çıkar. Bu uzantılardan kısa ve ince olanlarına dentrit denir. Dentritler içinde en uzun ve kalın olanı ikinci uzantıyı oluşturur. Buna akson denir.
Aksonlar miyelinli ve miyelinsiz olmak üzere iki çeşittir. Miyelinsiz aksonlarda izolasyonu sadece hücre yapar. Miyelinli aksonlarda impuls iletimi, miyelinsiz aksonlara göre 10 kat daha hızlıdır.