Sayfalar

İzleyiciler

18 Haziran 2011 Cumartesi

DNA analizinde bir buluş, bir mucize tedavi

ABD'DE yaşayan 14 yaşındaki Alexis Beery'nin bir türlü teşhis konulamayan hastalığına, kişiye özgü DNA analizi çare oldu.

Alexis'in sık sık nefessiz kalmasının nedeni kişiye özel DNA analizi yapılarak bulundu.

Mutasyona uğramış bir gen yüzünden nefes borusunda spazm meydana geldiği anlaşılan Beery, hormon tedavisiyle iyileştirildi.

Yaşam Enerji: Zeytinyağı felci önlüyor

Yaşam Enerji: Zeytinyağı felci önlüyor: "Zeytinyağı felci önlüyor Fransa Bordeaux Üniversitesinde yapılan bir araştırma, zeytinyağının 65 yaş üzeri insanlarda felçten korumaya y..."

17 Haziran 2011 Cuma

Dilimin Ucunda Fenomeni

Dilimin Ucunda Fenomeni





Her şeyi eksiksiz hatırlasak! sanrım böyle bir lafı hayatımızda en az bir kere de olsa kullanmışızdır. peki nasıl yapabileceğimize dair herhangi bir fikrimiz var mı? beynimiz böyle bir şeye hazır ama sanırım biz değiliz..
Literatüre baktığımızda Atkinson ve Shiffen beynimizde işleyen belleğin duyusal bellek, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olarak üç bölümle oluştuğunu ortaya koymuşlar. meselam bir uyarıcıyla karşılaştığımızda duyusal bellek çok kısa bir sürede bu bilgileri depoluyor fakat bu bilgiler milisaniyelerle depolandığı için uçup gidiyor. yani duyusal bellkte yok yok işlemlediğimiz bilgiler ise duyusal bellekten kısa süreli belleke aktarılıyor. kısa süreli bellek bilginin tekrarlanarak varolabildiği bir depo. her insanın 7 artı, eksi 2 nesneyi aklında tutabilecek bir kapasitesi vardır fakat bu kümeleme gibi çeşitli atraksiyonlarla arttırılabilir. telefon numarasını aklınızda tutabildiğiniz sürece kısa süreli bellek sizi asla yalnız bırakmaz ne zaman ki ihanet edersiniz o zaman sizi terk eder. ee normal hayatta da böyle olmaz mı saten:P kısa süreli bellekte bilginin kodlanması sessel yani fonolojik olarak gerçekleşir, uzun süreli bellekte ise bilgiler anlamlarıyla sindirildikleri için anlamsal olarak kodlanır. yani bir bilgiyi ayrıntılı tekrar yoluyla kendi cümlelerimizle anlatabiliyorsak ve bunu sürekli olarak kullanabiliyorsak artık bilgi kemale ermiş demektir.
(?)peki kısa süreli bellekte bilgi neden uzun süre kalamaz?
kısa süreli belleği bir tatil beldesine, bilgileri de turiste benzetirsek; beldenin kapasitesi ve gelen turistin kalma süresi sınırlı olacağından ve sürekli bir turist akışı nedeniyle eski turistlerin bir yerden sonra defolacağıdan ve bu yüzden belediye başkanının da eskilerine el fatiha deyip yeni turstler için gözünde dolar işareti oluşacağından turistler yaz sonu alanı terk ederler. turist lakaplı bilgiler de yok olur gider.
(?)peki ya kısa süreli bellekten uzun süreli belleke geçiş nasıl olur?
Beynin fizyolojisine baktığımızda hipokampüs adı verilen yapının bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçisini sağladığını görmekteyiz. tabi bu görme muhabbeti teori olarak gerçekleşiyor. ayrıntılı tekrar yoluyla nörol kodlama gerçekleşir. bu kodlama nörol aktiviteye sebep olur. ve beyindeki yapısal aktiviteyi oluşturur. nörol aktivite sürdürülünce de beyindeki sinapslar güçlenir ve sonuçta biz öğrenmiş oluruz.
Konseyidasyon hipotezine göre; bilgi basit ve ayrıntılı tekrar sayesinde kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçer. ayrıntılı tekrarda kişi öğrendiği bilgiyi varolan bilgileriyle dansa davet oynatır. eşsiz kalanlar ise unutulur gider. eşli olanlar ise evlenir ve çocuklarıyla beraber genişleyerek o konuda daha çok bilgi sahibi olmamıza neden olur.
Bilgi işlemleme düzeyleri yaklaşımına göre ise; bilginin işlemlenmesi yüzeysel düzeyden derin düzeye doğru gerçekleşir. herhangi bir konuyu yeni öğrendiğimizi ele alırsak ilk okuduğumuzda anlamayız fakat daha sonra tekrar okuduğumuzda ne kadar basit olduğunu görür kendimle dalga geçeriz. o konuda daha ayrıntılı bilgiler eklemek temel bilgileri bildiğimizde daha kolay olur ve bu sonsuza kadar sürüp gider.

psikoloji ve bilinç

psikoloji ve bilinç




taa en başlardan Aristo ve Platon'un yaşadığı devirlerden geliyor bilince duyulan merak ve araştırma isteği. Daha sonra İngiliz empiristleri ve çağrışımcılar da katılıyor bu meraklıların içine, lakin bu kadar merak konusu olan bilinç bir davranışçılar tarafından dikkat çekmiyor.
Psikolojiyi felsefeden ayırarak bir bilim haline getiren Wilhelm Wundt psikolojinin konusunun bilinci ve bilincin elemanlarını olduğunu ortaya koydu. Bilinç daha basit elementlere ayrılarak analiz edilebilirdi. Materyalizm, pozitivizm ve empirisizmin egemen olduğu 1879 yılında Wundt deterministik bir görüşle her sonucun bir nedeni olduğunu söylüyordu. psikolojinin çalışma metodu olarak da bilinç deneyimlerini aktaran iç gözlem yöntemiydi.Wundt'un psikolojisinden yola çıkan Titchener ise yapısalcılığı ortaya koyarak bilincin yapısına odaklanmıştı. Charles Darwin'in evrim teorisinden etkilenen Spencer ve Hall soyarıtımı görüşüne katılmış ve işlevi ön plana koyan görüşüyle William James'in İşlevselcilik ekolünü ortaya koymasına neden olmuştur. Lakin james bu ekolü yapısalcılığı eleştirmek için ortaya atmış ve sonucunda titchener'in ortaklığıyla işlevselcilik ortaya çıkmıştır. işlevselcilik ingiltere'de ortaya çıkmasına rağmen Amerikan kültürüne oldukça uygun özellikler taşıması nedeniyle uygulamalı psikoloji şeklinde yayılmıştır. Bu yayılmada ekonomik koşulların ve savaşların etkisini de unutmamak gerekir. uygulamalı psikoloji öznel olan işlevselciliği biraz daha nesnel hale getirmiş ve psikolojinin hayata uygulanmasını sağlamıştır. Giderek nesnelleşen psikoloji sonunda davranışçılık ekolünün

Psikoloji Ve Pdr Bölümü Arasındaki Farklılıklar

Psikoloji Ve Pdr Bölümü Arasındaki Farklılıklar


Rehberlik ve Psikolojik danışmanlık bölümü ile psikoloji bölümünün -bu alana ilgi duyan bir çok kişi yada bu bölümleri seçmek isteyen öğrenciler tarafından- iş alanları, mesleki unvan, işlevler… vb açılardan ne gibi farklılıklar taşıdıkları çok fazla bilinmemektedir. İki meslek arasında derin analiz yapmak yerine yalın bir anlatımla bu farklılıkları ortaya koymakta yarar vardır.

Yaşam Enerji: Akupunktur'da Dile Bakarak Teşhis

Yaşam Enerji: Akupunktur'da Dile Bakarak Teşhis: "Akupunktur'da Dile Bakarak Teşhis Tedaviden önce akupunktur uzmani 'nabiz testi' denilen metotla vücudun enerji hatlarinda düzensizlik ol..."

Astım Krizi ve Astım ile Polen, Böcek Gibi Etkenlerin İlişkisi

Astım ve Çevresel Etkenler, Astım Böcek İlişkisi

Havada bulunan en rahatsız edici alerjen, tozla*ra karışmış olarak yaşayan, gözle görülemeyecek denli minik böceklerdir. Çıplak gözle görülemedikleri için bu yaratıkların, halı ya da döşemelere saklı ola*rak yaşayıp yaşamadıklarını anlayabilmek, olanaksız*dır. Bu böcekler, genellikle yatak odaları ve banyo*lar gibi çıplak gezinilen yerlerde bulunurlar. Çünkü deriden dökülen minik