Prof. Dr. Güngör Eroğlu, Türkiye'de bahar  alerjisinin görülme sıklığının yüzde 10 olduğunu belirterek, bahar  alerjinin ilk tedavisinin korunma olduğunu, hastaya mümkün olduğu kadar  polenlerden kaçınmasını önerdiklerini söyledi.
California, Colorado, Eyalet ve Tulane üniversitelerinin tıp  fakültelerinde 35 yıl çalıştıktan sonra ABD'de 
SPARK Eğitim ve Araştırma  Vakfı'nı kuran Prof. Dr. Güngör Eroğlu, baharla birlikte çimen,  ot, çiçek ve ağaçların çiçek açmaları ile birlikte polenlerin atmosfere  yayıldığını, sonunda ağız, burun, göz ve akciğerlere kadar ulaştıklarını  anlattı. Bahar alerjisinin, doğuştan alerjik bünyeye sahip olan  kişilerde görüldüğünü belirten Eroğlu, polenlerin alerjiyi azdırdığını  söyledi.
Polenlerin burun akıntısı ve tıkanmasına, göz yaşarmasına neden  olduğunu, deride döküntü, kızarıklık ve kaşıntı meydana getirdiğini,  egzamayı arttırdığını ve astımı azdırdığını kaydeden Eroğlu, bahar  alerjisinin mevsimsel olduğunu, bahar mevsiminde gelip geçtiğini dile  getirdi.
İlkbaharda polenlerden, bahar sonu ve yaz başında çayırlardan, sonbahara  doğru da yabani otlardan kaynaklı alerjiler görüldüğünü belirten  Eroğlu, mevsimsel alerjilerin ilkbahar, yaz ve sonbaharda ortaya  çıktığını, kışın da enfeksiyonların mevcut alerjik durumu tetiklediğini  anlattı. Türkiye'de bahar alerjisinin görülme sıklığının yüzde 10  olduğunu belirten Eroğlu, kişi neye alerjisi olduğunu bilirse  korunmasının daha kolay olduğunu söyledi.
Bahar alerjisinin ilk tedavisinin korunma olduğunu vurgulayan Eroğlu, ''Bahar  alerjisini geçici olarak tedavi etmekten yanayız. O nedenle hastalara  'Pencere ve camları kapayın, polenler evlere kadar girmesin' diyoruz.  Hastaya mümkün olduğu kadar polenlerden kaçınmasını öneriyoruz. Alerjisi  olan kişinin rüzgarlı bir havada parkta dolaşmasının hiçbir anlamı yok.  Bu, alerjiyi korkunç şekilde azdırıyor'' dedi.
Eroğlu, korunma dışında alerjinin olumsuz etkilerini bertaraf etmek için  kullanılan ilaçlar olduğunu ifade ederek, hastaya test yapılarak,  alerjinin neden kaynaklandığının bulunabildiğini ve buna uygun bir  tedavi yöntemi uygulandığını söyledi.
Test sonucunda kişinin hangi ağaca ve bitkiye alerjisinin olduğunun ortaya çıktığını belirten Eroğlu, ''Bu durumda hastaya 'Senin çayırla, kavakla, çam ağacıyla, söğütle problemin var. İlkbahar geldiğinde dikkat et' diyoruz'' diye konuştu.
Aşı tedavisi
Yıl boyu süren alerjilerde, semptomlarından çok rahatsız olan kişilere aşı önerdiklerini dile getiren Eroğlu, şöyle konuştu:  ''Aşıyı ne zaman yapıyoruz? Önce test yaparak, hastanın neye alerjisi  olduğunu buluyoruz ve buna uygun aşıdan yaparak, alerjisini ortadan  kaldırmaya çalışıyoruz. Aşı tedavisi her zaman başlayabilir. Alerji  aşısı grip aşısı gibi değil. Önce ayda iki, sonra bir kez yapılan aşının  faydasını görmek için 2-3 yıl devam etmek gerekiyor. Alerji tedavisinde  aşı en son çare. Tıp, alerji aşılarının etkisinin daha kısa sürede  görülmesi için çalışıyor. Uzmanlar, daha etkili ve kısa sürede sonuçlar  veren aşılar üzerinde çalışıyor. Bahar alerjisi kaçınılmaz ama korunmak  mümkün.'' Güngör Eroğlu, Türkiye'de alerji aşısı üretilmediğini, talebin Avrupa ülkelerinden karşılandığını bildirdi.
'Kuş tüyü bile alerjiye neden oluyor'
Mantarlar, ev tozu, küf, hamam böceği, kuş tüyü, evcil hayvanlar, nem, kuru havanın da alerjiye neden olduğunu belirten Eroğlu, ''Bahar alerjisinde en çok polenler sebep oluyor. Kişi, alerjik bünyeli ise her türlü alerjene maruz kalabilir'' dedi. Alerjinin çok yaygın kullanıldığını ama her durumun alerji olmadığını vurgulayan Eroğlu, şöyle devam etti: ''Her  şey alerjen değil, irritandır. Kokuya olan alerji değil, irritandır.  'Çocuğum öksürdü' diye doktora gidiyorsunuz, hemen 'alerji' diyor.  Alerji, çok sık görülmeyen ama çok fazla konulan bir teşhis. Biraz da  tıp dünyası materyalizme kaydığı için testleri de sık yapmaya  başladılar. Testlerin belli derecesi var. Belli dozu aşarsanız pozitif  sonuçlar çıkarabilirsiniz. Bu şekilde de bazı uygulamalar var. Tıbbın  materyalizme kayması ile bazı zararlar görmeye başladık. Alerjisi  olmayana 'Alerjisi var' diye teşhis konuluyor, test yapılmaması gerekene  test yapılıyor, pozitif çıkmayan sonuç, pozitif çıkarılıyor.''
Prof. Dr. Güngör Eroğlu, alerjenlerin bölgeden bölgeye de değiştiğine dikkati çekerek, ''Doğudaki bitki örtüsü farklıdır, batıdaki farklı. Bu insanlar yer değiştirdiği zaman da kendilerini iyi hissediyor'' dedi.   
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları