Sayfalar

İzleyiciler

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Mide Kanserinin Tanisi ve Klinik Seyri

Mide Kanserinin Tanisi ve Klinik Seyri


Erken gastrik kanser genellikle asemptomatiktir, ilerlemiş karsinomlarda asemptomatik olabilir, fakat sıklıkla abdominal rahatsızlık ya da kilo kaybı nedeniyle açığa çıkar. Sık olmayarak bu neoplazmlar kardiyada lokalize olduklarında disfajiye ya da pilorik kanalda ortaya çıktıklarında obstrüktif semptomlara yol açarlar. Hastaların %10’u bir ya da iki metastatik hastalık bulgusu gösterebilir. En sık görülen uzak metastaz bulguları ele gelen supraklaviküler lenf nodu (Virchow nodu), rektal muayenede ele gelen kitle (Blumer shelf), periumblikal kitle (Sister Mary Joseph nodu), asit veya karaciğerde kitledir. En sık hematojen yayılım bölgesi karaciğerdir.

Mide Kanseri Tanısı

Mide Kanserinin Genetik Faktörleri

Mide Kanserinde Risk Faktörleri


Çevresel Faktörler


Diyet

Artmış tuz tüketimi

Yüksek nitrat tüketimi

A ve C vitamininden düşük diyet

Kötü hazırlanmış yiyecekler (tütsülenmiş, tuzlanmış)

Aşırı sıcak yeme

Sağlıksız içme suyu


Meslek


Kauçuk işçileri Kömür madeni işçileri

Sigara içme

Helicobacter Pilori enfeksiyonu

Epstein –Barr virüs enfeksiyonu

Radyasyona maruz kalma

Mide ülseri için daha önce geçirilen mide operasyonu


Mide Kanserinin Genetik Faktörleri


A kan grubu

Pernisiyöz anemi

Mide Kanseri Epidemiyolojisi Epidemiyoloji

Mide Kanseri Epidemiyolojisi


Epidemiyoloji


Mide kanseri her yıl bir milyondan fazla yeni vaka ile tüm dünyada kanser ölümlerinin ikinci önde gelen nedenidir. Mide kanseri insidansı 1940’dan bu yana batı ülkelerinde gittikçe azalmasına rağmen, Güney ve Orta Amerika, Uzak Doğu ülkelerinde hala yüksek seviyede stabil kalmaktadır.

Mide Kanseri ve Adjuvan Tedavi Nedir

Mide Kanseri ve Adjuvan Tedavi Nedir


Evreleme ve operatif tekniklerdeki gelişmelere rağmen küratif cerrahi ardından 5 yıllık sağkalım oranlarının %30-40 arasında değişmesi ve nükslerin hem lokal (lenf bezi), hem de sistemik (karaciğer, kemik) özellikte olması mide kanserinde adjuvan tedavinin gerekliliği fikrinin gelişmesine yol açmıştır.


Adjuvan tedavi, primer tümör çıkarıldıktan sonra var olduğu teorik olarak kabul edilen mikrometastazlara yönelik tedaviye denir. Mide kanserinde adjuvan tedavi konusunda fikir birliği oluşturan kanıta dayalı çalışmalar ne yazıkki çok azdır.


Ulusal Kanser Enstitüsündeki (NCI) araştırmacılar küratif rezeksiyon olmuş hastayı intraoperatif radyoterapi (İORT) alan ya da İORT almayan olarak randomize etmişlerdir. İORT, genel sağkalımda konvansiyonel tedavi üzerine bir kazanç sağlamamıştır. Gastrointestinal sistem çalışma grubunun lokal olarak rezeke edilemeyen pankreas ve gastrik adenokarsinomlu hastalarda yaptığı çalışmalar kombine tedavinin optimal radyoterapi veya yalnız kemoterapiden daha üstün olduğunu göstermiştir. Tipik olarak 5-FU kemoterapisiyle kombinasyon kemoradyoterapisi hem adjuvan hemde neoadjuvan düzende bu konsept üzerine değerlendirilmiştir.

Mide Kanseri ve Neoadjuvan tedavi Nedir

Mide Kanseri ve Neoadjuvan tedavi Nedir


Neoadjuvan kemoterapinin tedavideki rolü, bugün en fazla araştırma yapılan alanlardan biridir. Neoadjuvan tedavinin başlıca avantajları, cerrahi sırasında etrafa daha az tümör hücresi saçılması ve birde tümörün kemoterapiye olan duyarlılığının ölçülmesidir. Dezavantajı ise erken evre tümörlerin gereğinden fazla tedavi edilmesidir.

Metastatik Hastalık Tedavisi Nedir

Metastatik Hastalık Tedavisi Nedir


Mide kanserli birçok hasta (%20-%30) evre IV olarak başvurmakta ve önce lokalize hastalık zannedilen edilen hastaların bile tam bir evreleme sonrasında, ek %28-37’sinin metastatik olduğu saptanmaktadır. Evre IV hastalar için beş yıllık sağkalım sıfıra yakındır. Böylece, yeni tanı konulan birçok hasta kür şansını kaybetmiş bulunmaktadır (39). Kemoterapi, ilerlemiş mide kanserinde en iyi destek bakımla kıyaslandığında, yaşam kalitesini iyileştirmekte ve sağkalımı uzatmaktadır (42). Metastatik hastalıkta genelde en iyi destek bakımla sağkalım 3-6 ay, kemoterapi uygulaması ile 9-11 aya kadar uzatılabilmektedir. Bu nedenle kemoterapinin uygulanması düşüncesi standarttır.

Toraks, Lomber ve Sakral Vertebra Travmaları

Toraks, lomber ve sakral bölge travmalarında da yaralanma me*kanizması servikal bölge yaralanmaları gibidir. Etken çoğu zaman kunt ya da penetran travmalardır.

Toraks ve Lomber Vertebra Yaralanmalarında Fizyopatolojik Değişiklikler

Torasik Yaralanmalar