Sayfalar

İzleyiciler

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Rahim Ağzında Yara, Servikal Erozyon Ve HPV Virüsü

Rahim ağzında yara veya kronik servisit    ( Rahimde yara, Rahim yarası) kadın doğum muayenelerinde  çok sık görülen  bir problemdir. Tıbbi olarak “servikal erozyon” diye adlandırılır. Servisit kelimesinin  anlamı rahim ağzı iltihabı, enfeksiyonudur.
Rahimağzında yara rahim ağzını kaplayan normal  epitel hücrelerinin kaybolup daha kırmızı olan rahim kanalındaki endoservikal hücrelerinin  dışarı transformasyon alanına doğru uzanarak  yayılmasıdır . Bu yayılmış olan  hücreler daha çok kanladığı için kırmızı renkte görülürler ve eğer bir  enfeksiyon da eklenirse kanamaya daha yatkın olurlar. Bu enfekte  doku eğer tedavi edilmez ise müzminleşir  ve  kronik servisit yani yaraya dönüşür.
Rahim ağzı yarası kimlerde görülür? 
Rahim ağzında yara oluşumunun yaş ve normal doğum sayısı ile doğrudan bir alakası yoktur. Her yaş kadında görülebilmektedir. Rahim kanalının dışa dönmesi ektropion veya eversion  olarak isimlendirilmekte olup genellikle  kronik servisit ile karışmaktadır.
Rahim ağzı yarası'nın HPV enfeksiyonu ile bir ilgisi var mıdır?
Rahim ağzında yara görülmesi bir enfeksiyonun veya rahim ağzındaki bir hücre değişimini düşündüreceği için mutlaka incelenmesi ve pap smear testi yapılması gerekir. Rahim ağzı yarası mutlaka HPV varlığı anlamına gelmez fakat bu rahim ağzındaki yara görüntüsü sıklıkla HPV enfeksiyonuna bağlı hücresel değişiklere bağlı da olabilmektedir. Hekim mutlaka rahim ağzında yara görüntüsü varlığında bir HPV virüsü enfeksiyonunu da göz önünde bulundurur.
Rahim ağzı yarasının en sık nedenleri nelerdir?
Yaranın tam sebebi kesin olarak  bilinmemekle birlikte  en sık sebep serviksi etkileyen enfeksiyonlardır. Klamidya,trikomonaz, HPV virüsü, gonore  gibi enfeksiyonlar  tedavi edilmedikleri takdirde sıklıkla yaraya sebep olmaktadırlar. Diğer sebepler ise çok sık cinsel ilişki, hormonal değişiklikler ve bazı kimyasal faktörler ( spermisidler ,prezervatif üzerindeki kimyasallar ve kremler ) ve  sık vajinal duştur. Cinsel birleşme sırasında penisin yarattığı yada  vajinal tampon  kullanımının yol açtığı travmanın risk faktörü olduğu da inanılmaktadır .

 
Rahimağzı yarası kadında ne gibi belirtiler verebilir?
Rahim yarası sıklıkla herhangi belirti vermez ve yapılan  rutin jinekolojik muayene sırasında jinekolog tarafından  saptanır. Buna rağmen bir çok kadında rahimağzındaki yaraya bağlı en sık şikayet devam eden kokusuz, kaşıntısız  bol miktarda beyazımtrak  olan akıntılardır. Eğer yara büyük ise  “spotting” tarzında ara kanamalar veya ilişki sonrası kanamalar sıklıkla görülmektedir.
Rahim ağzı yarası kısırlığa sebep olur mu? 
Rahim ağzı  yaraları birçok kadında servikal mukusun (rahim ağzı salgısı)  değişmesine sebep olarak spermlerin rahim içine geçişini zorlaştırarak kısırlık problemlerine de yol açabildiği bilinmektedir. Hamilelerde  ise vajinal akıntının fazla miktarda olması ve tekrarlayan , tedaviye cevap vermeyen vajinal enfeksiyonlar rahim ağzı yarasını düşündürmelidir.
Servikal Erozyon, Rahimde Yara  tanısı nasıl konur? Vajinal Akıntı Kaşıntı ne  anlama gelir?
Yaranın tanısı çok kolaydır ve doktor tarafından yapılan  jinekolojik muayenede göz ile kolaylıkla  konulmaktadır. Mutlaka pap smear testi yapılmalıdır. Smear testinin  güvenli bir şekilde alınamayacağı taze  kanamalı , çok büyük  rahim ağzı yaralarında ,lezyonlarda ve şüpheli yaralarda doğrudan  smear testine gerek duymadan    kolposkopik inceleme ve kolposkopk biopsi yapılması daha doğrudur.
Rahim ağzındaki  yaranın tedavi  nasıl yapılır? Tedavide hangi yöntemler tercih edilmelidir?
Yaranın (kronik servisit) antibiyotik veya fitil ile yani bir  ilaç ile tedavisi mümkün değildir. Tedavinin prensibi  rahim ağzında enfekte olup değişime uğramış dokunun ortadan kaldırılarak (destruksiyonu) o bölgenin tekrar normal rahim ağzı epiteli ile kaplanmasına olanak sağlanmasıdır.  Yara tedavisinde kullanılan yöntemler:
  • Koterizasyon (Yakma tedavisi, Elektokoter tedavisi) :  Yara yakma ülkemizde en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Elektrokoter olarak isimlendirilen bir cihaz  ve elektrik yardımı ile rahim ağzındaki yara olan kısım ısı verilerek yakılır. Ortalama işlem4- 5 dakika sürmektedir. Yakılan kısım bir süre içinde (yaranın büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 ay) iyileşerek yerini normal yüzeye bırakır.  Hasta işlem sırasında az bir  ağrı hisseder. Genellikle bir anestezi uygulanmasına gerek yoktur. Yara yakma muayenehane şartlarında kolaylıkla  uygulanabilmektedir. İşlem sonrası bir süre vajinadan fitil şeklinde ilaç kullanması  (genellikle biokadin fitil), havuz –denize girilmemesi ve yaklaşık 1 ay kadar süre cinsel ilişki kısıtlaması gerekmektedir. Yakma işlemi sonrası ilk ay kadınlarda kanlı veya sulu akıntı veya az miktarda ara kanama gibi şikayetler sıklıkla görülmektedir.Özellikle doğurmamış kadınlarda rahim kanalında daralma yapabileceği ve kısırlığa sebep olabileceği için yakma en son seçenek olmalıdır.Başarı oranı diğer yöntemlerde olduğu gibi% 80-90’dır.
     
  • Kriyoterapi (Yara Dondurma ): Uzun bir  çubuk ile rahim ağzındaki yara olan kısmın  “Nitrous oxide gazı” ile  dondurulup dokunun harap edilmesi işlemidir. Muayenehane şartlarında yapılabilen kolay, risksiz, ucuz , hızlı ve yan etkileri az olan bir işlemdir. Ağrısı olduğu için lokal veya genel anestezi genellikle gerekmemektedir. İşlem ortalama 3-5 dakika sürmekte olup hasta için epey konforlu bir metodtur. İşlem sonrası bir süre vajinadan fitil şeklinde  ilaç kullanması (genellikle biokadin fitil)  ,havuz –denize girilmemesi ve 1 ay kadar süre cinsel ilişki kısıtlaması mutlaka gerekmektedir. Tedavi sonrası genellikle  uzun süren akıntı sıklıkla görülür.  Vajinal akıntı ve bazen de kaşıntı olabilmektedir, endişe yaratmamalıdır. Tedavinin başarı şansı  diğer yöntemlerdeki gibi %8 0-90 'dır. Kriyoterapi tedavisinin başarısızlığın en sık nedeni  yaranın kriyoterapi probundan  daha büyük  ve geniş olmasına bağlıdır. Bunun için büyük ve geniş yaralarda tercih edilmez, istenilen sonuç alınmaz. Unutmamak gerek ki, doğurmamış kadınlarda rahim ağzında daralma yapmayacağı için ilk tercih edilen yöntem olmalıdır. Kısırlık veya doğurganlığı olumsuz etkileme gibi bir riski yoktur.
     
  • Lazer tedavisi (laser tedavisi): Üllemizde çok sık kullanılan bir yöntem değildir.CO2 lazer tedavisi kriyoterapi için büyük olan yaralarda doğurmamış hastalarda  etkilidir. Bunun dışında diğer yöntemlere belirgin herhangi bir üstünlüğü yoktur ve epey  pahalı bir yöntemdir. Lazer tedavisi basit bir lokal anestezi ile muayenehane şartlarında kolaylıkla yapılabilinir.Lazer tedavisi sonucu oluşan  ve istenmeyen en sık komplikasyon uzun süren kanamadır.Bu tedavi şeklinin başarı şansı diğer yöntemlerde de olduğu gibi  %80-90 'dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları