Doğum öncesi tanıda bir adım daha
Anne karnındaki bebekte herhangi bir kalıtsal hastalığın olup olmadığının tespiti için Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi'nde deneme amaçlı yapılan ve girişimsel yöntemlere göre sıfır risk taşıyan anneden ''kan testiyle doğum öncesi tanı''da yüzde 100'e yakın başarı elde edildiği bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Tuli, hamilelik döneminde bebekte görülebilecek herhangi bir anomali ihtimalinin ailelerin bebek bekleme heyecanını kabusa dönüştürebildiğini, bunu tespit etmek amacıyla uygulanan ''Amniyosentez'' yönteminin ise bebeği kaybetme riski nedeniyle anne adaylarının korkulu rüyası olduğunu söyledi.
Tıp Ders Notları ----------------- Sağlıklı Yaşam / İlkyardım / sağlık Haberleri ------------- Hastalık ve Tedavileri
İzleyiciler
29 Nisan 2011 Cuma
28 Nisan 2011 Perşembe
Ortodontide Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Ortodontide Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Dişhekimlerinin sivri, kesici aletlerle çalışması ve kontamine aletlerin hekimleri yaralama riskinin bulunması, mikroorganizmaların kan ve tükürük yoluyla infeksiyon hastalıklarına neden olması sterilizasyon ve dezenfeksiyon kurallarının iyi bilinmesini ve uygulanmasını gerektirmektedir. Çünkü bu mikroorganizmalar basit enfeksiyonlara
sebep olabildiği gibi, AİDS, Hepatit gibi ciddi hastalıklara da neden olabilmektedir. Sterilizasyon, her türlü mikroorganizmayı (bakteri sporları dahil) ortadan kaldıran işlem olup, yaşayan tüm organizmalardan arındırılmış objeler 'steril' olarak tanımlanmaktadır. Objenin bu steril hali, hava ile temas edene kadar devam etmektedir.
Dişhekimlerinin sivri, kesici aletlerle çalışması ve kontamine aletlerin hekimleri yaralama riskinin bulunması, mikroorganizmaların kan ve tükürük yoluyla infeksiyon hastalıklarına neden olması sterilizasyon ve dezenfeksiyon kurallarının iyi bilinmesini ve uygulanmasını gerektirmektedir. Çünkü bu mikroorganizmalar basit enfeksiyonlara
sebep olabildiği gibi, AİDS, Hepatit gibi ciddi hastalıklara da neden olabilmektedir. Sterilizasyon, her türlü mikroorganizmayı (bakteri sporları dahil) ortadan kaldıran işlem olup, yaşayan tüm organizmalardan arındırılmış objeler 'steril' olarak tanımlanmaktadır. Objenin bu steril hali, hava ile temas edene kadar devam etmektedir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
dezenfeksiyon,
ortodontide,
sterilizasyon
Procedural Atlas of Endodontic Therapy
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Diş,
diş hekimleri,
diş hekimleri kitapları,
hekimleri,
için,
kaynak,
kaynaklar,
kitaplar
Book Properties
Book Properties
ISBN: 0721690300
Title: Color Atlas of Endodontics
Author: William T. Johnson
Publisher: Saunders
Publication Date: 2002-03-21
Number Of Pages: 256
Average Amazon Rating:
Editorial Description
ISBN: 0721690300
Title: Color Atlas of Endodontics
Author: William T. Johnson
Publisher: Saunders
Publication Date: 2002-03-21
Number Of Pages: 256
Average Amazon Rating:
Editorial Description
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
diş hekimleri,
diş hekimleri kitapları,
kaynaklar
Diş Hekimleri için Kaynaklar
ISBN: 1550091883
Title: Endodontics, Fifth Edition
Author: John I Ingle Leif K Bakland
Publisher: B.C. Decker
Publication Date: 2002-08
Number Of Pages: 992
Book Info
Loma Linda Univ. CA. Textbook provides current information available on endodontics. Discusses the topics of the diagnosis of pain, normal and pathologic pulp and periapical tissues, oral and perioral pain, mechanical
aided root canals, and bacteria. Presents all aspects of endodontic therapy. Previous edition: c1994. Includes abundant halftone illustrations
Title: Endodontics, Fifth Edition
Author: John I Ingle Leif K Bakland
Publisher: B.C. Decker
Publication Date: 2002-08
Number Of Pages: 992
Book Info
Loma Linda Univ. CA. Textbook provides current information available on endodontics. Discusses the topics of the diagnosis of pain, normal and pathologic pulp and periapical tissues, oral and perioral pain, mechanical
aided root canals, and bacteria. Presents all aspects of endodontic therapy. Previous edition: c1994. Includes abundant halftone illustrations
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
diş hekimleri,
diş hekimleri kitapları,
download,
indir,
kaynaklar
Apse nedir, Absenin Tedavisi, Apse nasıl geçer, Apseli Diş Çekilirmi?,
Apsenin Tanımı
Apse NEDİR
bir doku içinde iltihap oluşmak ( çıban )
İrin yapıcı özellikteki mikropların vücudun bir dokusunda yerleşerek, orada, içinde cerahat dolu bir boşluk yapması. Apse, iltihabın bir çeşidi olup, özelliği, dokunun eriyip içini cerahatın doldurmasıdır. Bazan da bir yaralanma, bir damarın bağlanması veya tıkanması sonucu ölü bir tabaka teşekkül eder ve buraya mikroorganizmaların yerleşmesi ile irin dolu bir boşluk meydana gelebilir.
Apseler iki türlüdür: Sıcak apse, soğuk apse.
Apsenin Tanımı
Apse NEDİR
bir doku içinde iltihap oluşmak ( çıban )
İrin yapıcı özellikteki mikropların vücudun bir dokusunda yerleşerek, orada, içinde cerahat dolu bir boşluk yapması. Apse, iltihabın bir çeşidi olup, özelliği, dokunun eriyip içini cerahatın doldurmasıdır. Bazan da bir yaralanma, bir damarın bağlanması veya tıkanması sonucu ölü bir tabaka teşekkül eder ve buraya mikroorganizmaların yerleşmesi ile irin dolu bir boşluk meydana gelebilir.
Apseler iki türlüdür: Sıcak apse, soğuk apse.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Absenin Tedavisi,
Apse nasıl geçer,
Apse nedir,
Apseli Diş Çekilirmi,
İltihaplar
Öpüşmek diş sağlığı için önemli
Öpüşmek diş sağlığı için önemli
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Beslenmesi,
çay,
Diş,
diş sağlığı,
kalsiyum,
öpüşmek,
Sağlığı c vitamini
Ağız Kokusunu Önleme
Ağız Kokusunu Önleme
Ağzınızın kokup kokmadığını tespit etmeniz zor değil, eşinize dostunuza sorarak bile koku olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Ancak net bir sonuç alabilmek için hekimler bazı cihazlardan destek alırlar. Bu iş için geliştirilmiş gaz kromatograflar ve özel sülfit monitörleri var. Bunlar nefesin yapısını kesin olarak gösterebiliyorlar.
Ağzınızın kokup kokmadığını tespit etmeniz zor değil, eşinize dostunuza sorarak bile koku olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Ancak net bir sonuç alabilmek için hekimler bazı cihazlardan destek alırlar. Bu iş için geliştirilmiş gaz kromatograflar ve özel sülfit monitörleri var. Bunlar nefesin yapısını kesin olarak gösterebiliyorlar.
Ağız Kokusu İçin Pratik Çözümler
Ağız Kokusu İçin Pratik Çözümler
Kötü ağız kokusu, çoğu zaman mahcubiyete, sosyo-psikolojik problemlere sebep olur; hatta evlilikleri bile etkileyebilir.
Sebepleri: Ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşikler kötü kokuya yol açar. Ölü ve ölmek üzere olan bakteriler sülfür bileşikleri açığa çıkarır.
Kötü ağız kokusu, çoğu zaman mahcubiyete, sosyo-psikolojik problemlere sebep olur; hatta evlilikleri bile etkileyebilir.
Sebepleri: Ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşikler kötü kokuya yol açar. Ölü ve ölmek üzere olan bakteriler sülfür bileşikleri açığa çıkarır.
Fizyolojik ağız kokusu
Fizyolojik ağız kokusu
Her sağlıklı birey sabah uyandığında sindirim kanalında biriken gazlar veya dil sırtında üreyen bakterilerin sebep olduğu ağız kokusu ortaya çıkabilir. Dil sırtını fırçalamak ve sürekli olmamak şartıyla çinko içeren ağız gargaraları kullanmak ve sakız çiğnemek bir çözümdür.
Her sağlıklı birey sabah uyandığında sindirim kanalında biriken gazlar veya dil sırtında üreyen bakterilerin sebep olduğu ağız kokusu ortaya çıkabilir. Dil sırtını fırçalamak ve sürekli olmamak şartıyla çinko içeren ağız gargaraları kullanmak ve sakız çiğnemek bir çözümdür.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
ağız,
fizyolojik,
kokusu
Patolojik Ağız Koksu (Gerçek halitosis)
Patolojik Ağız Koksu (Gerçek halitosis)
Patolojik halitosisi olan hastalar dişhekimine ağız kokusu şikayetiyle müracaat etmeyebilirler. Ağızlarındaki çirkin kokunun ya farkında değildirler, ya tolere etmektedirler veya kabullenmişlerdir.
Patolojik halitosisi olan hastalar dişhekimine ağız kokusu şikayetiyle müracaat etmeyebilirler. Ağızlarındaki çirkin kokunun ya farkında değildirler, ya tolere etmektedirler veya kabullenmişlerdir.
Nefes Kokusu
Nefes Kokusu
Tıp dilinde halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir. Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır: - Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı ilaçlar - Burun veya sinüz hastalıkları - Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı - Kusma veya uzun süreli perhizler Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir. Her şeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir. Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir. Her gün temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir.
kanda kolestrol yüksekliği
Kolestrol, kanda, sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta, böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan, yağ yapısında, kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir. Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere karşı korumak, sinir dokularının dayanıklılığını sağlamak ve deri altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır. 100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur. Bu miktar normaldir. 230 miligram kolestrol miktarı, kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir. Tedavi edilmezse; damar sertliği, beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur. Meydana Gelişi : Böbrek üstü bezleri, husyeler, yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler. Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır. Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir. Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler, göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir.
şeker hastalığı
Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir. Pankreas, kandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin denilen bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine getirmezse, kandaki fazla şeker, karaciğere depo edilir. Aç karnına alınan
Tıp dilinde halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir. Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır: - Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı ilaçlar - Burun veya sinüz hastalıkları - Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı - Kusma veya uzun süreli perhizler Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir. Her şeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir. Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir. Her gün temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir.
kanda kolestrol yüksekliği
Kolestrol, kanda, sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta, böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan, yağ yapısında, kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir. Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere karşı korumak, sinir dokularının dayanıklılığını sağlamak ve deri altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır. 100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur. Bu miktar normaldir. 230 miligram kolestrol miktarı, kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir. Tedavi edilmezse; damar sertliği, beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur. Meydana Gelişi : Böbrek üstü bezleri, husyeler, yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler. Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır. Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir. Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler, göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir.
şeker hastalığı
Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir. Pankreas, kandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin denilen bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine getirmezse, kandaki fazla şeker, karaciğere depo edilir. Aç karnına alınan
Estetik Diş Hekimliği
Estetik Diş Hekimliği
Günümüz yaşantısının ayrılmaz bir parçası olan estetik, diş hekimliğinde de çok önemli bir yere sahiptir. Estetik diş hekimliğinin amacı iyi planlanmış ve hastanın kişiliğine, kültürüne, yaşam şekline ve isteklerine uygun güzel bir gülüş yaratmaktır. Hastaya yeni bir gülüş tasarlanırken üç pencereden bakarak düşünmek gerekir.
Dr. Pınar Cebe, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü
Dişler, dişleri çevreleyen yumuşak doku ve ağız ve bunları da çevreleyen yüz. Estetik değerlendirmede bunları bir bütün olarak ele almak tedavinin başarısı için önemlidir. Doğada rastlanan ve estetiğin de temel unsurları olan form, balans, simetri ve altın oran diş hekimliğindeki estetik uygulamalarının da temelini oluşturur.
Günümüz yaşantısının ayrılmaz bir parçası olan estetik, diş hekimliğinde de çok önemli bir yere sahiptir. Estetik diş hekimliğinin amacı iyi planlanmış ve hastanın kişiliğine, kültürüne, yaşam şekline ve isteklerine uygun güzel bir gülüş yaratmaktır. Hastaya yeni bir gülüş tasarlanırken üç pencereden bakarak düşünmek gerekir.
Dr. Pınar Cebe, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü
Dişler, dişleri çevreleyen yumuşak doku ve ağız ve bunları da çevreleyen yüz. Estetik değerlendirmede bunları bir bütün olarak ele almak tedavinin başarısı için önemlidir. Doğada rastlanan ve estetiğin de temel unsurları olan form, balans, simetri ve altın oran diş hekimliğindeki estetik uygulamalarının da temelini oluşturur.
Çarpık dişlere, görünmez tel çözümü
Çarpık dişlere, görünmez tel çözümü
Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu, görünmez diş teli kullanımının önemli olduğunu vurgulayarak, ağız ve diş sağlığı konusunda her gün gelişen teknikler sayesinde düzensiz dişlerin tedavi edilmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Diş Hekimi Kışlaoğlu, özellikle estetik açıdan yetişkin ve genç hastalarda uygulanan "Incognito" tedavisinin önemli olduğunu söyledi. Kışlaoğlu, Incognito'nun dünyada en yaygın şekilde kullanılan tedavi sistemi olduğunu, dişlerin arka yüzeylerinin Fizyolojik yapısından kaynaklanan bir takım girinti çıkıntılardan dolayı hem klinikte indirekt uygulamayı, hem de laboratuar aşamalarını gerektirdiğini söyledi.
Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu, görünmez diş teli kullanımının önemli olduğunu vurgulayarak, ağız ve diş sağlığı konusunda her gün gelişen teknikler sayesinde düzensiz dişlerin tedavi edilmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Diş Hekimi Kışlaoğlu, özellikle estetik açıdan yetişkin ve genç hastalarda uygulanan "Incognito" tedavisinin önemli olduğunu söyledi. Kışlaoğlu, Incognito'nun dünyada en yaygın şekilde kullanılan tedavi sistemi olduğunu, dişlerin arka yüzeylerinin Fizyolojik yapısından kaynaklanan bir takım girinti çıkıntılardan dolayı hem klinikte indirekt uygulamayı, hem de laboratuar aşamalarını gerektirdiğini söyledi.
Diş lekesi nedir?
Diş lekesi nedir?
Dişlerin mine ve dentin tabakasında oluşan yediğimiz ve içtiğimiz besinlerden kaynaklanan ayrıca tedavi sürecinde kullanılan antibiyotiklerden de oluşabilen lekelerdir. Diş lekeleri kişiyi görünüm açısından rahatsız edicidir. Fakat kısa süreli tedavi işlemleri sayesinde kolaylıkla temizlenebilir.
Dişlerin mine ve dentin tabakasında oluşan yediğimiz ve içtiğimiz besinlerden kaynaklanan ayrıca tedavi sürecinde kullanılan antibiyotiklerden de oluşabilen lekelerdir. Diş lekeleri kişiyi görünüm açısından rahatsız edicidir. Fakat kısa süreli tedavi işlemleri sayesinde kolaylıkla temizlenebilir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Diş,
diş lekesi,
dişler
Hangi yemekler ve içecekler diş lekesi Yapar?
Hangi Besinler Diş Lekelerine Sebep Oluyor?
Dişlerde lekelenmelere sebep olan besinleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Soda ve Kola: İçecekler içerdikleri yoğun asit sebebi ile diş minesinde leke yaparlar.
Kımızı ve Beyaz Şarap: Kırmızı şarap dişlerde yoğun rengi sebebi ile beyaz şarap ise içerdiği asit nedeniyle dişlerde leke yapar.
Dişlerde lekelenmelere sebep olan besinleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Soda ve Kola: İçecekler içerdikleri yoğun asit sebebi ile diş minesinde leke yaparlar.
Kımızı ve Beyaz Şarap: Kırmızı şarap dişlerde yoğun rengi sebebi ile beyaz şarap ise içerdiği asit nedeniyle dişlerde leke yapar.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Diş,
diş lekesi,
hangi,
içecekler,
lekesi,
yapar,
yemekler
Altın Oran - Güzelliğin Ahengi
Estetik Diş Hekimliği
Estetik oranlar
Altın Oran - Güzelliğin Ahengi
Güzellik insanlığın varoluşundan beri ilgilendiği bir konsept olagelmiştir. Çoğunlukla fiziksel kriterlerle bağlantılı olarak değerlendirilen güzellik kavramı insan hayatını etkilemiştir. Uğruna bir çok fedakarlıklarda bulunulmuş, devamlılığı için çaba sarf edilmiş, varlığı mutlu kılarken yokluğu problem teşkil etmiştir. Toplumsal farklar göstermekle birlikte bazı konularda toplumlar üstü ve değişen ve gelişen zaman ve trendlerden bağımsız bir konsensus da sağlanmıştır. O da güzelliğin ölçülemezliği ve bununla içiçe olan uyumun ise formüle edilebilirliğidir.
Estetik oranlar
Altın Oran - Güzelliğin Ahengi
Güzellik insanlığın varoluşundan beri ilgilendiği bir konsept olagelmiştir. Çoğunlukla fiziksel kriterlerle bağlantılı olarak değerlendirilen güzellik kavramı insan hayatını etkilemiştir. Uğruna bir çok fedakarlıklarda bulunulmuş, devamlılığı için çaba sarf edilmiş, varlığı mutlu kılarken yokluğu problem teşkil etmiştir. Toplumsal farklar göstermekle birlikte bazı konularda toplumlar üstü ve değişen ve gelişen zaman ve trendlerden bağımsız bir konsensus da sağlanmıştır. O da güzelliğin ölçülemezliği ve bununla içiçe olan uyumun ise formüle edilebilirliğidir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
ahengi,
altın oran,
diş hekimliği,
estetik,
estetik oranlar,
güzelliğin,
güzellik
Diş tedavisinde büyüme faktörlü kemik tozu
Diş tedavisinde büyüme faktörlü kemik tozu mucizesi
Ağzında kemik kaybı olan hastalarda implant tedavisini zorlaştıran yeni kemik dokusu oluşturulması sorunu, büyüme faktörlü protein içeren kemik tozuyla aşıldı.
Büyüme faktörlü protein içeren kemik tozuyla hastanın kendi dokusundan elde edilen yapıya yakın canlı kemik elde edildiği, bunun da implant tedavisinde başarıyı artırdığı bildirildi. Meffert İmplant
Ağzında kemik kaybı olan hastalarda implant tedavisini zorlaştıran yeni kemik dokusu oluşturulması sorunu, büyüme faktörlü protein içeren kemik tozuyla aşıldı.
Büyüme faktörlü protein içeren kemik tozuyla hastanın kendi dokusundan elde edilen yapıya yakın canlı kemik elde edildiği, bunun da implant tedavisinde başarıyı artırdığı bildirildi. Meffert İmplant
Diş ağrısına pratik çözümler
Diş ağrısına pratik çözümler...
Diş ağrısı çektiğinizde evde yapabilecekleriniz neler, dişe rakı, kolonya, aspirin koymak işe yarar mı?
Diş ağrısı hiç beklenmedik bir zamanda başlar. Yolculukta, akşamları veya hafta sonları gibi. Diş Hekimi Deniz Kaldırım, “Bu gibi durumlarda diş doktoruna gitme imkânımız yoksa diş ağrısına karşı kendi kendimize önlem almamız gerekir” diyor ve o önlemleri şöyle sıralıyor: • Kesinlikle ağrıyan diş üzerine aspirin ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları sebebi ile bu gibi ilaçlar diş etinde ve çevredeki yumuşak dokularda tahrişlere sebep olabilmektedir
Diş ağrısı çektiğinizde evde yapabilecekleriniz neler, dişe rakı, kolonya, aspirin koymak işe yarar mı?
Diş ağrısı hiç beklenmedik bir zamanda başlar. Yolculukta, akşamları veya hafta sonları gibi. Diş Hekimi Deniz Kaldırım, “Bu gibi durumlarda diş doktoruna gitme imkânımız yoksa diş ağrısına karşı kendi kendimize önlem almamız gerekir” diyor ve o önlemleri şöyle sıralıyor: • Kesinlikle ağrıyan diş üzerine aspirin ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları sebebi ile bu gibi ilaçlar diş etinde ve çevredeki yumuşak dokularda tahrişlere sebep olabilmektedir
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
ağrısına,
çözümler,
Diş,
diş ağrısı,
pratik
24 Nisan 2011 Pazar
DNA örneğinden mükemmel eş!
Biyoloji öğrencilerinin verdiği çöpçatanlık hizmeti sayesinde en uygun partner genetik özelliklere bakılarak bulunuyor.
Almanya'da kurulan bir çöpçatanlık şirketi, başvuranlar için en uyumlu genetiğe sahip adayları buluyor. Mühih'te biyoloji öğrencileri tarafından verilen Gmatch hizmeti, kişilerin DNA örneklerini alarak, gen havuzlarında en uygun partneri arıyor.
Almanya'da kurulan bir çöpçatanlık şirketi, başvuranlar için en uyumlu genetiğe sahip adayları buluyor. Mühih'te biyoloji öğrencileri tarafından verilen Gmatch hizmeti, kişilerin DNA örneklerini alarak, gen havuzlarında en uygun partneri arıyor.
Menisküste çığır açacak tedavi!
Cambridge Üniversitesi’nde geliştirilen ‘Radikal Kıkırdak Tedavisi’ menisküs sorunu yaşayanlara umut oldu.
Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları, eklem iltihabından kaynaklı menisküs, kalça ve el iltihabı gibi hastalıklar için çığır açıcı bir tedavi geliştirdi.
‘Radikal Kıkırdak Tedavisi’ adı verilen yeni yöntemde, doktorlar iltihaplı bölgeyi tamamen alarak yerine kıkırdağı yeniden oluşturacak kök hücreleri içeren geçirgen, çift katmanlı bir protez yerleştirdi. Kemik iliğinden alınmış bu kök hücrelerin zarar görmüş bölgede kıkırdağı yeniden oluşturması bekleniyor.
Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları, eklem iltihabından kaynaklı menisküs, kalça ve el iltihabı gibi hastalıklar için çığır açıcı bir tedavi geliştirdi.
‘Radikal Kıkırdak Tedavisi’ adı verilen yeni yöntemde, doktorlar iltihaplı bölgeyi tamamen alarak yerine kıkırdağı yeniden oluşturacak kök hücreleri içeren geçirgen, çift katmanlı bir protez yerleştirdi. Kemik iliğinden alınmış bu kök hücrelerin zarar görmüş bölgede kıkırdağı yeniden oluşturması bekleniyor.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
biology,
çığır,
health,
human body,
Medicine,
meniscus,
menisküste,
science,
Tedavi
İnsanlar bağırsak gruplarına ayrılabilir
Bilim adamları, insanların kan gruplarına benzer bir şekilde ‘bağırsak grupları’ açısından da sınıflandırılabileceğini ve bu buluşun birçok hastalığın tedavisinde çığır açabileceğini ortaya çıkardı.
Almanya’daki Avrupa Moleküler Biyoloji Labaratuvarı’nda yapılan araştırmaya göre, insan bağırsakları ırk, yeme alışkanlıkları, kilo, yaş veya sağlık durumundan bağımsız olarak üç farklı türe ayrılıyor.
Almanya’daki Avrupa Moleküler Biyoloji Labaratuvarı’nda yapılan araştırmaya göre, insan bağırsakları ırk, yeme alışkanlıkları, kilo, yaş veya sağlık durumundan bağımsız olarak üç farklı türe ayrılıyor.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
bağırsak,
biology,
body,
bowel,
groups,
gruplarına,
health,
Human,
İnsanlar,
Medicine,
science
Kalsiyum takviyesine dikkat!
Yaşlıların kemik kırılmalarına karşı kalsiyum hapı almasının, kalp krizi ve felç riskini beşte bir oranında artırdığı bildirildi.
British Medical Journal tarafından yayınlanan yeni bir araştırma, kalsiyum takviyesinin D vitaminiyle birlikte alınsa bile kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini artırdığını gösterdi.
British Medical Journal tarafından yayınlanan yeni bir araştırma, kalsiyum takviyesinin D vitaminiyle birlikte alınsa bile kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini artırdığını gösterdi.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
biology,
body,
calcium,
dikkat,
health,
Human,
kalsiyum,
Medicine,
science,
takviyesine
22 Nisan 2011 Cuma
Böbrek yetmezliği - böbrek yetersizliği
Böbrek yetmezliği
Böbreklerin, metabolizma artıklarının vücuttan uzaklaştırılması, vücudun sıvı dengesinin sağlanması, kan basıncının ayarlanması, bazı hormonların sentez edilmesi gibi birçok farklı görevi vardır. Böbreklerin bu görevleri yerine getirememesi, yani fonksiyonlarının bozulması durumunda oluşan tabloya, böbrek yetmezliği veya böbrek yetersizliği denir.
Böbrek yetmezliği, günler veya haftalar gibi kısa bir sürede ortaya çıkarsa akut böbrek yetmezliği, 3 ay veya daha uzun süre devam ederse kronik böbrek yetmezliği olarak adlandırılır. Genel olarak akut böbrek yetmezliğinin belli bir süre sonra iyileşmesi beklenir; kronik böbrek yetmezliği ise genellikle ilerleyici bir durumdur.
Böbreklerin, metabolizma artıklarının vücuttan uzaklaştırılması, vücudun sıvı dengesinin sağlanması, kan basıncının ayarlanması, bazı hormonların sentez edilmesi gibi birçok farklı görevi vardır. Böbreklerin bu görevleri yerine getirememesi, yani fonksiyonlarının bozulması durumunda oluşan tabloya, böbrek yetmezliği veya böbrek yetersizliği denir.
Böbrek yetmezliği, günler veya haftalar gibi kısa bir sürede ortaya çıkarsa akut böbrek yetmezliği, 3 ay veya daha uzun süre devam ederse kronik böbrek yetmezliği olarak adlandırılır. Genel olarak akut böbrek yetmezliğinin belli bir süre sonra iyileşmesi beklenir; kronik böbrek yetmezliği ise genellikle ilerleyici bir durumdur.
21 Nisan 2011 Perşembe
Saç dökülmelerinizin nedeni dişinizdeki çürükler olabilir
Saç dökülmelerinizin nedeni dişinizdeki çürükler olabilir
Geçmeyen cilt yaraları, deri döküntüleri, ani saç kayıpları yaşıyorsunuz ve tüm çabalarınıza rağmen bir çözüm bulamıyorsunuz. Oysaki bu tür sorunlarınız "ne de olsa ağrısı geçti dişçiye gitmeme gerek yok" dediğiniz diş çürüklerinizden kaynaklanıyor olabilir.
Diş çürüklerinden kurtulmak için mutlaka dişçinizi ziyaret edip, diş hastalıklarınızı tedavi ettirmelisiniz. Memorial Ataşehir Hastanesi Diş Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Dt. Mert Topçubaşı diş çürüklerinin yol açabileceği sorunlar hakkında bilgi verdi.
Geçmeyen cilt yaraları, deri döküntüleri, ani saç kayıpları yaşıyorsunuz ve tüm çabalarınıza rağmen bir çözüm bulamıyorsunuz. Oysaki bu tür sorunlarınız "ne de olsa ağrısı geçti dişçiye gitmeme gerek yok" dediğiniz diş çürüklerinizden kaynaklanıyor olabilir.
Diş çürüklerinden kurtulmak için mutlaka dişçinizi ziyaret edip, diş hastalıklarınızı tedavi ettirmelisiniz. Memorial Ataşehir Hastanesi Diş Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Dt. Mert Topçubaşı diş çürüklerinin yol açabileceği sorunlar hakkında bilgi verdi.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
çürükler,
dişinizdeki,
dökülmelerinizin,
nedeni,
olabilir,
saç
19 Nisan 2011 Salı
Mükemmel spermin profili çıkarıldı!
Mükemmel sperm
Tüp bebek tedavisi gören çiftlerdeki temel sorunlardan biri, yeterli miktarda ya da kalitede sperm olmaması...
Mükemmel olmayan spermler, üreme kapasitesini düşmesine neden oluyor. Bilimsel araştırmalara göre, spermin mükemmel olması için bazı kriterler söz konusu. Baş kısmının kuyruk ve boyun kısmına oranı, baş kısmının uzunluk ve eni arasındaki oran, baş kısmında dölleme özelliğinin yer aldığı akrozom denilen alanın büyüklüğü gibi bir çok kriter, spermin mükemmel olmasını sağlıyor.
Tüp bebek tedavisi gören çiftlerdeki temel sorunlardan biri, yeterli miktarda ya da kalitede sperm olmaması...
Mükemmel olmayan spermler, üreme kapasitesini düşmesine neden oluyor. Bilimsel araştırmalara göre, spermin mükemmel olması için bazı kriterler söz konusu. Baş kısmının kuyruk ve boyun kısmına oranı, baş kısmının uzunluk ve eni arasındaki oran, baş kısmında dölleme özelliğinin yer aldığı akrozom denilen alanın büyüklüğü gibi bir çok kriter, spermin mükemmel olmasını sağlıyor.
Kist tedavisi - Kistler nasıl tedavi edilir?
Kistler nasıl tedavi edilir?
Yumurtalık kistleri ve rahimde görülen myomlar, pek çok kadının ortak sorunu. Genellikle pek belirti göstermiyorlar. Belirtiler ise çoğunlukla karın ile kasıkta ağrı, uzun süreli kanama veya karın şişliği gibi yakınmalar oluyor. Cinsel hayatı da kabusa çeviren bu kistleri kontrol almak veya ortadan kaldırmak mümkün.
Yumurtalık kistlerine ve rahimde gelişen myomlara doğurganlık çağındaki kadınlarda sıkça rastlanıyor. Kistler belirtisiz seyredebildiği gibi, çeşitli yakınmalara da yol açabiliyor. Kadınlarda kistler, en sık adet düzensizlikleri, adet döneminde veya cinsel ilişki sırasında alt karın ile kasıkta ağrılara neden oluyor.
Yumurtalık kistleri ve rahimde görülen myomlar, pek çok kadının ortak sorunu. Genellikle pek belirti göstermiyorlar. Belirtiler ise çoğunlukla karın ile kasıkta ağrı, uzun süreli kanama veya karın şişliği gibi yakınmalar oluyor. Cinsel hayatı da kabusa çeviren bu kistleri kontrol almak veya ortadan kaldırmak mümkün.
Yumurtalık kistlerine ve rahimde gelişen myomlara doğurganlık çağındaki kadınlarda sıkça rastlanıyor. Kistler belirtisiz seyredebildiği gibi, çeşitli yakınmalara da yol açabiliyor. Kadınlarda kistler, en sık adet düzensizlikleri, adet döneminde veya cinsel ilişki sırasında alt karın ile kasıkta ağrılara neden oluyor.
18 Nisan 2011 Pazartesi
Kime aşılama, kime tüp bebek?
Kime aşılama, kime tüp bebek?
Kısırlık denince akla gelen ilk tedavi yöntemi tüp bebek oluyor. Devreye giren bir başka seçenek ise aşılama. Buradaki önemli nokta ise kime hangi yöntemin uygulanacağına karar vermek.
Değişen yaşam koşulları, çevre kirliliği, stres faktörleri, kadınların meslek sahibi olmak için anne olmayı ileri yaşlara bırakmaları kısırlığın giderek daha fazla görünen bir sorun olmasına neden oluyor.
Kısırlık denince akla gelen ilk tedavi yöntemi tüp bebek oluyor. Devreye giren bir başka seçenek ise aşılama. Buradaki önemli nokta ise kime hangi yöntemin uygulanacağına karar vermek.
Değişen yaşam koşulları, çevre kirliliği, stres faktörleri, kadınların meslek sahibi olmak için anne olmayı ileri yaşlara bırakmaları kısırlığın giderek daha fazla görünen bir sorun olmasına neden oluyor.
Geçmeyen ağrıların sebebi fibromiyalji mi?
Özellikle ağrı ve yorgunluk olmak üzere, pek çok farklı yakınma nedeniyle doktor doktor dolaşıyorlar. Ancak bir türlü tanı konulamıyor, bunun sonucunda da çevreleri tarafından "hastalık hastası" olarak damgalanıyorlar.
Oysa onlar aslında fibromiyalji hastası ve kimi zaman aylar, kimi zaman da yıllarca tanı konulamadığı için kalitesiz bir yaşam sürmek zorunda kalabiliyorlar! Fibromiyalji, vücutta 3 aydan uzun süre devam eden ve başta yaygın ve inatçı kas ağrıları olmak üzere, uyandıktan sonra vücutta tutukluluk ve yorgunluk gibi yakınmalarla seyreden bir yumuşak doku romatizması olarak tanımlanıyor.
Yapılan çalışmalar fibromiyaljinin erişkin yaşlarda yüzde 5 oranında görüldüğünü ortaya koyuyor. Kadınlar tüm hastaların yüzde 70-80’i gibi büyük bir oranını oluşturuyor. İçinde bulundukları durumu genellikle “İş yapmasam bile sürekli yorgunum”, “Her yerim ağrıyor”, “Vücudumdan tüm enerji çekiliyor; kol ve bacaklarımda derman kalmıyor” şeklinde anlatan hastalar, kaynağı teşhis edilemeyen ağrı, yorgunluk ve diğer yakınmaları nedeniyle yıllarca çeşitli branştaki doktorlara başvuruyor. Doğru teşhis konulamadığı için de hastalık ilerliyor ve hayat kalitesinde ciddi düşüş ile işgücü kaybına neden oluyor.
Üstelik doktor doktor dolaşmalarına rağmen yakınmalarının nedeninin uzun süre anlaşılamaması, fibromiyalji hastalarının çevreleri tarafından “hastalık hastası” olarak nitelendirilmelerine yol açıyor. Peki fibromiyalji nasıl bir hastalık? Nasıl tedavi ediliyor? Atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak için ne yapmak gerekiyor? Tüm bunlar ve daha birçok soruyu Acıbadem Maslak Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Reyhan Çeliker yanıtlıyor.
Pek çok faktör hastalığı tetikliyor
Hastalığın sebebi tam olarak bilinmiyor. Vücutta ağrıyı baskılayan ve kontrol eden mekanizmaların bozuk olduğu düşünülüyor. Depresyon, stres, uyku bozuklukları ve birçok çevresel faktörün fibromiyaljiyi tetiklediği kabul ediliyor. Bunlar trafik kazaları gibi fiziksel travmalar, ruhsal baskılar, enfeksiyonlar ve hormonal bozukluklar olarak sıralanabilir. Genetik faktörlerin de rolü olduğu ve aile öyküsü olanlarda daha sık görüldüğü biliniyor.
Mükemmelliyetçi kadınlar risk altında
Fibromiyalji mükemmeliyetçi, titiz ve her şeyin en iyisini yapma telaşıyla yoğun stres altına giren kadınlarda daha sık görülüyor. Ayrıca uyku bozukluğu olan, uzun süre aynı pozisyonda ve bilgisayar başında çalışan kadınlarda da bu hastalığa sıkça rastlanıyor. Hastalık; çalışan, genç ve stresli bir yaşam süren kadınların yanı sıra ev kadınlarını da etkisi altına alabiliyor.
Her zaman yorgun, her zaman ağrı çeken kadınlar
Fibromiyalji hastaları sürekli ağır iş yapmış gibi kendilerini hep yorgun hissettiklerini ve her yerlerinin ağrıdığını ifade ediyor. Sabahları gelişen ağrı en tipik belirtisi. Ağrı boyun, sırt ve bel gibi tek bir bölgede veya tüm vücutta yaygın olarak hissedilebiliyor. Sık rastlanan bir başka yakınma da, yine özellikle sabahları hissedilen yorgunluk hissi. Hastalar uzun saatler boyunca uyusalar bile sabahları yorgun uyanmaktan, hareket etmeden veya sıcak bir duş almadan açılamamaktan yakınıyor. Yorgunluklarını da “Sanki üzerimde beton blokları var” şeklinde tarif ediyorlar. Yorulmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunmadıkları zamanlarda bile vücutlarındaki tüm enerjinin çekildiğinden, kol ve bacaklarında güç kalmadığından şikayet ediyorlar.
Çok sayıda yakınmaya neden oluyor
Fibromiyalji pek çok belirtiyle seyreden bir hastalık. Sabah belirgin olan ve kısa süre devam eden eklemlerde tutukluk hali fibromiyaljinin bir diğer belirtisi. Bazen uykuya dalmada zorluk veya sık uyanma şeklinde uyku bozukluğu da görülebiliyor. Konsantrasyon bozukluğu, yumuşak dokularda şişlik hissi, ellerde uyuşmalar, gerilim tipi baş ağrısı, bazen migren, irritabl bağırsak sendromu (karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık ve ishal), ağrılı adet kanamaları, sık idrara çıkma, çene ekleminde ağrı, huzursuz bacak sendromu, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sıkıntılar da tabloya eşlik edebiliyor. Bu belirtiler hava değişimi, yoğun stres, mutsuzluk, uzun süreli hareketsizlik, yine uzun süre belli bir pozisyonda çalışma ve aşırı aktivite durumlarında artabiliyor. Bu kadar çeşitli belirtilerin olması, fibromiyaljinin farklı hastalıklar ile karıştırılmasına neden oluyor.
Ağrıları ve yorgunluğu azaltmak için
Yaşam alışkanlıklarınızda yapacağınız değişikliklerle atakların şiddetini ve sıklığını azaltabilirsiniz. Bunun için:
Spor: Düzenli egzersiz yapıldığında ağrıların şiddeti azalıyor, hatta tamamen kaybolabiliyor. Genellikle germe ve gevşeme egzersizlerinin yanı sıra yürüme, yüzme veya bisiklet gibi düşük etkili hafif aerobik egzersizler öneriliyor. Örneğin haftada 3-4 kez, 45 dakika – 1 saat yürümek, ağrıların azalmasına büyük bir katkı sağlıyor. Yapılan çalışmalar yoga, pilates ve tai-chi egzersizlerinin de yararlı olduğunu gösteriyor.
Beslenme: Dengeli beslenin. Meyve ve sebzeden zengin bir beslenme şekli, kaslarınız için gerekli olan eser elementler ile mineralleri sağlar. Aşırı şekerli gıdalar almayın, kafein alımını azaltın, alkol ve sigara kullanmayın.
Uyku: Düzenli uyuyarak fiziksel ve psikolojik olarak rahatlayın. Aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkın. Gündüz uyumaktan kaçının.
Hareket: Hareketli bir yaşantı sürün. Yüzün, yürüyün, bisiklet gibi aerobik egzersizleri yapın. Asansör yerine merdivenleri tercih edin. Aracınızı bir durak uzakta park edip gideceğiniz yere kadar yürüyün.
Psikoloji: Çevrenizde varsa destek gruplarına katılın. Stresli yaşam stilinizi değiştirin.
Meditasyon ile stresten arının. Gevşemek için her gün kendinize zaman ayırın. Hastalığın sebepleri değil, çözümleri üzerinde durun. Aktif kalın.
İş hayatı: Yoğun bir tempoda çalışıyorsanız, sık sık ara vererek dinlenin. Unutmayın ki, kariyer her şey demek değildir.
Oysa onlar aslında fibromiyalji hastası ve kimi zaman aylar, kimi zaman da yıllarca tanı konulamadığı için kalitesiz bir yaşam sürmek zorunda kalabiliyorlar! Fibromiyalji, vücutta 3 aydan uzun süre devam eden ve başta yaygın ve inatçı kas ağrıları olmak üzere, uyandıktan sonra vücutta tutukluluk ve yorgunluk gibi yakınmalarla seyreden bir yumuşak doku romatizması olarak tanımlanıyor.
Yapılan çalışmalar fibromiyaljinin erişkin yaşlarda yüzde 5 oranında görüldüğünü ortaya koyuyor. Kadınlar tüm hastaların yüzde 70-80’i gibi büyük bir oranını oluşturuyor. İçinde bulundukları durumu genellikle “İş yapmasam bile sürekli yorgunum”, “Her yerim ağrıyor”, “Vücudumdan tüm enerji çekiliyor; kol ve bacaklarımda derman kalmıyor” şeklinde anlatan hastalar, kaynağı teşhis edilemeyen ağrı, yorgunluk ve diğer yakınmaları nedeniyle yıllarca çeşitli branştaki doktorlara başvuruyor. Doğru teşhis konulamadığı için de hastalık ilerliyor ve hayat kalitesinde ciddi düşüş ile işgücü kaybına neden oluyor.
Üstelik doktor doktor dolaşmalarına rağmen yakınmalarının nedeninin uzun süre anlaşılamaması, fibromiyalji hastalarının çevreleri tarafından “hastalık hastası” olarak nitelendirilmelerine yol açıyor. Peki fibromiyalji nasıl bir hastalık? Nasıl tedavi ediliyor? Atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak için ne yapmak gerekiyor? Tüm bunlar ve daha birçok soruyu Acıbadem Maslak Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Reyhan Çeliker yanıtlıyor.
Pek çok faktör hastalığı tetikliyor
Hastalığın sebebi tam olarak bilinmiyor. Vücutta ağrıyı baskılayan ve kontrol eden mekanizmaların bozuk olduğu düşünülüyor. Depresyon, stres, uyku bozuklukları ve birçok çevresel faktörün fibromiyaljiyi tetiklediği kabul ediliyor. Bunlar trafik kazaları gibi fiziksel travmalar, ruhsal baskılar, enfeksiyonlar ve hormonal bozukluklar olarak sıralanabilir. Genetik faktörlerin de rolü olduğu ve aile öyküsü olanlarda daha sık görüldüğü biliniyor.
Mükemmelliyetçi kadınlar risk altında
Fibromiyalji mükemmeliyetçi, titiz ve her şeyin en iyisini yapma telaşıyla yoğun stres altına giren kadınlarda daha sık görülüyor. Ayrıca uyku bozukluğu olan, uzun süre aynı pozisyonda ve bilgisayar başında çalışan kadınlarda da bu hastalığa sıkça rastlanıyor. Hastalık; çalışan, genç ve stresli bir yaşam süren kadınların yanı sıra ev kadınlarını da etkisi altına alabiliyor.
Her zaman yorgun, her zaman ağrı çeken kadınlar
Fibromiyalji hastaları sürekli ağır iş yapmış gibi kendilerini hep yorgun hissettiklerini ve her yerlerinin ağrıdığını ifade ediyor. Sabahları gelişen ağrı en tipik belirtisi. Ağrı boyun, sırt ve bel gibi tek bir bölgede veya tüm vücutta yaygın olarak hissedilebiliyor. Sık rastlanan bir başka yakınma da, yine özellikle sabahları hissedilen yorgunluk hissi. Hastalar uzun saatler boyunca uyusalar bile sabahları yorgun uyanmaktan, hareket etmeden veya sıcak bir duş almadan açılamamaktan yakınıyor. Yorgunluklarını da “Sanki üzerimde beton blokları var” şeklinde tarif ediyorlar. Yorulmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunmadıkları zamanlarda bile vücutlarındaki tüm enerjinin çekildiğinden, kol ve bacaklarında güç kalmadığından şikayet ediyorlar.
Çok sayıda yakınmaya neden oluyor
Fibromiyalji pek çok belirtiyle seyreden bir hastalık. Sabah belirgin olan ve kısa süre devam eden eklemlerde tutukluk hali fibromiyaljinin bir diğer belirtisi. Bazen uykuya dalmada zorluk veya sık uyanma şeklinde uyku bozukluğu da görülebiliyor. Konsantrasyon bozukluğu, yumuşak dokularda şişlik hissi, ellerde uyuşmalar, gerilim tipi baş ağrısı, bazen migren, irritabl bağırsak sendromu (karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık ve ishal), ağrılı adet kanamaları, sık idrara çıkma, çene ekleminde ağrı, huzursuz bacak sendromu, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sıkıntılar da tabloya eşlik edebiliyor. Bu belirtiler hava değişimi, yoğun stres, mutsuzluk, uzun süreli hareketsizlik, yine uzun süre belli bir pozisyonda çalışma ve aşırı aktivite durumlarında artabiliyor. Bu kadar çeşitli belirtilerin olması, fibromiyaljinin farklı hastalıklar ile karıştırılmasına neden oluyor.
Ağrıları ve yorgunluğu azaltmak için
Yaşam alışkanlıklarınızda yapacağınız değişikliklerle atakların şiddetini ve sıklığını azaltabilirsiniz. Bunun için:
Spor: Düzenli egzersiz yapıldığında ağrıların şiddeti azalıyor, hatta tamamen kaybolabiliyor. Genellikle germe ve gevşeme egzersizlerinin yanı sıra yürüme, yüzme veya bisiklet gibi düşük etkili hafif aerobik egzersizler öneriliyor. Örneğin haftada 3-4 kez, 45 dakika – 1 saat yürümek, ağrıların azalmasına büyük bir katkı sağlıyor. Yapılan çalışmalar yoga, pilates ve tai-chi egzersizlerinin de yararlı olduğunu gösteriyor.
Beslenme: Dengeli beslenin. Meyve ve sebzeden zengin bir beslenme şekli, kaslarınız için gerekli olan eser elementler ile mineralleri sağlar. Aşırı şekerli gıdalar almayın, kafein alımını azaltın, alkol ve sigara kullanmayın.
Uyku: Düzenli uyuyarak fiziksel ve psikolojik olarak rahatlayın. Aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkın. Gündüz uyumaktan kaçının.
Hareket: Hareketli bir yaşantı sürün. Yüzün, yürüyün, bisiklet gibi aerobik egzersizleri yapın. Asansör yerine merdivenleri tercih edin. Aracınızı bir durak uzakta park edip gideceğiniz yere kadar yürüyün.
Psikoloji: Çevrenizde varsa destek gruplarına katılın. Stresli yaşam stilinizi değiştirin.
Meditasyon ile stresten arının. Gevşemek için her gün kendinize zaman ayırın. Hastalığın sebepleri değil, çözümleri üzerinde durun. Aktif kalın.
İş hayatı: Yoğun bir tempoda çalışıyorsanız, sık sık ara vererek dinlenin. Unutmayın ki, kariyer her şey demek değildir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
ağrıların,
fibromiyalji,
geçmeyen,
sebebi
Diyabet ve kanser
Diyabet ve kanser
Diyabet Mellitus yani şeker hastalığı, günümüzde giderek artan sıklıkta karşımıza çıkan kronik bir hastalıktır. Dünyada 250 milyon kişide diyabet hastalığı olduğu bilinmektedir. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu sayının 380 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Amerikan Hastanesi Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Dr. Sinan Tanyolaç, şeker hastalığı üzerine bilgi verdi.
Diyabet ile kanser birlikteliği uzun zamandan beri ilgi çeken bir konudur. Yapılan çalışmalar sonucunda diyabetik hastalarda kanser oranının diyabetik olmayanlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Diyabetin tek bir formu olmadığı ve birçok metabolik parametrelerdeki anormalliklerle seyreden heterojen bir hastalık olması, kanser ile olan ilişkisinin nedenleri konusunda değişik yorumlar yapılmasına neden olmaktadır. Bunun yanında, diyabetik hastaların kullandıkları ilaçlar, diyet ve metabolizma kontrol düzeyleri de kanser ile olan ilişkisinde belirleyici etkenler olarak rol oynayabilir.
Diyabet Mellitus yani şeker hastalığı, günümüzde giderek artan sıklıkta karşımıza çıkan kronik bir hastalıktır. Dünyada 250 milyon kişide diyabet hastalığı olduğu bilinmektedir. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu sayının 380 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Amerikan Hastanesi Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Dr. Sinan Tanyolaç, şeker hastalığı üzerine bilgi verdi.
Diyabet ile kanser birlikteliği uzun zamandan beri ilgi çeken bir konudur. Yapılan çalışmalar sonucunda diyabetik hastalarda kanser oranının diyabetik olmayanlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Diyabetin tek bir formu olmadığı ve birçok metabolik parametrelerdeki anormalliklerle seyreden heterojen bir hastalık olması, kanser ile olan ilişkisinin nedenleri konusunda değişik yorumlar yapılmasına neden olmaktadır. Bunun yanında, diyabetik hastaların kullandıkları ilaçlar, diyet ve metabolizma kontrol düzeyleri de kanser ile olan ilişkisinde belirleyici etkenler olarak rol oynayabilir.
16 Nisan 2011 Cumartesi
Enürezis (Gece Islatması,Alt Islatma)
Enürezis (Gece Islatması,Alt Islatma)
Çocukluk çağının en sık görülen sorunlarından biri olan enürezis zeka yaşı ile uyumlu olmayan gece ve / veya gündüz istem dışı işemedir. Çocuklar genellikle 3- 5 yaşları arasında idrarını gece gündüz kontrol edebilecek olgunluğa erişirler.Bu nedenle bu durumun beş yaşına kadar görülmesi normal olarak kabul edilmektedir. Zekası normal olan bir çocukta beş yaşından sonra en az peş peşe üç ay boyunca haftada en az iki kez gece veya gündüz ıslatması normal dışı olarak değerlendirilmektedir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
enurezis,
enurezis nocturna,
nocturna
Semmelweis el yikama - Tıp Tarihinde İlk El Yıkama - Semmelweis Refleksi (Semmelweis Reflex)
Dr. Semmelweis 1847 yılında geliştirdiği bir kuramla doktorların hastalarla temas etmeden önce ve ettikten sonra ellerini dezenfekte etmelerini öneriyor.
Bu öneri tıp otoriteleri tarafından şiddetle reddediliyor. Çünkü zamanın bilimsel görüşlerine aykırı. Hatta görüşün doğru olma ihtimali olsa bile her hastayla ilgilenmeden önce ellerin yıkanması zahmetli bir iş olarak algılanıyor.
Bu öneri tıp otoriteleri tarafından şiddetle reddediliyor. Çünkü zamanın bilimsel görüşlerine aykırı. Hatta görüşün doğru olma ihtimali olsa bile her hastayla ilgilenmeden önce ellerin yıkanması zahmetli bir iş olarak algılanıyor.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
İlk,
İlk el yıkama,
refleksi,
reflex,
semmelweis,
semmelweis el yikama,
semmelweis refleksi,
semmelweis reflex,
tarihinde,
Tıp,
yıkama,
yikama
USMLE Step 1 - Anatomy and Physiology
USMLE Step 1 - Anatomy and Physiology
USMLE Step 1 - Anatomy and Physiology
Hotfile.com: One click file hosting: USMLE_Anatomy_Physiology.pdf
USMLE Step 1 - Anatomy and Physiology
Hotfile.com: One click file hosting: USMLE_Anatomy_Physiology.pdf
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
anatomy,
physiology,
step,
usmle
İlkyardım Ders Notları - First Aid for the USMLE Step 3
First Aid for the USMLE Step 3
First Aid for the USMLE Step 3 (First Aid)
Let the authors of First Aid for the USMLE Step 1 show you how to ace the USMLE Step 3 with this proven survival guide.
First Aid for the USMLE Step 3 (First Aid)
Let the authors of First Aid for the USMLE Step 1 show you how to ace the USMLE Step 3 with this proven survival guide.
Anatomi, Biyokimya, Dahiliye, Farmakoloji, Genel Cerrahi, Kadın Doğum, Mikrobiyoloji ve Pediatri Soru Kitapları
TUS SORU KİTAPLARI (tümer)
Anatomi, Biyokimya, Dahiliye, Farmakoloji, Genel Cerrahi, Kadın Doğum, Mikrobiyoloji ve Pediatri Soru Kitapları (pdf formatında)
Daha önce sitemizden size sunulan soru kitaplarını ben bir linkte sizlere tekrar sunuyorum, yararlı olması dileğimle
Hotfile.com: One click file hosting: tumer_soru_drwhite.rar
Anatomi, Biyokimya, Dahiliye, Farmakoloji, Genel Cerrahi, Kadın Doğum, Mikrobiyoloji ve Pediatri Soru Kitapları (pdf formatında)
Daha önce sitemizden size sunulan soru kitaplarını ben bir linkte sizlere tekrar sunuyorum, yararlı olması dileğimle
Hotfile.com: One click file hosting: tumer_soru_drwhite.rar
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Anatomi,
Biyokimya,
cerrahi,
dahiliye,
doğum,
Farmakoloji,
genel,
kadın,
kitapları,
Mikrobiyoloji,
pediatri,
soru
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı
Kronik ostrüktif akciger hastaligi (KOAH) tam reverzibl olmayan hava akimi
kisitlanmasiyla karakterli bir hastaliktir. Hava akimi kisitlanmasi, genellikle progressif olup
zararli partikül ve gazlara akcigerlerin anormal inflamatuar cevabi ile birliktedir.
Hastaligin prevalans, morbidite ve mortalite oranlari ülkelere göre önemli farkliliklar
gösterebilir. Ancak, saglikli verilerin toplandigi tüm ülkelerde, hem erkeklerde hem de
kadinlarda önemli bir saglik problemi teskil ettigi görülmektedir. KOAH prevalans ve
mortalite verileri, muhtemelen hastaligin toplam yükünün çok altindadir. Çünkü, hastalik,
genellikle klinik olarak belirgin hale gelinceye ve orta derecede ilerleyinceye kadar
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı
Kronik ostrüktif akciger hastaligi (KOAH) tam reverzibl olmayan hava akimi
kisitlanmasiyla karakterli bir hastaliktir. Hava akimi kisitlanmasi, genellikle progressif olup
zararli partikül ve gazlara akcigerlerin anormal inflamatuar cevabi ile birliktedir.
Hastaligin prevalans, morbidite ve mortalite oranlari ülkelere göre önemli farkliliklar
gösterebilir. Ancak, saglikli verilerin toplandigi tüm ülkelerde, hem erkeklerde hem de
kadinlarda önemli bir saglik problemi teskil ettigi görülmektedir. KOAH prevalans ve
mortalite verileri, muhtemelen hastaligin toplam yükünün çok altindadir. Çünkü, hastalik,
genellikle klinik olarak belirgin hale gelinceye ve orta derecede ilerleyinceye kadar
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
akciğer,
hastalığı,
kronik,
obstrüktif
Göğüs Hastalıkları - Astma
Göğüs Hastalıkları-Astma
ASTMA
Astma, havayollarinin kronik inflamatuar bir hastaligidir. Kronik inflamasyon,
havayollarinin, uyaranlara asiri cevap vermesine de neden olur (brons hiperreaktivitesi).
Klinikte, nöbetler halinde gelen nefes darligi, hiriltili soluma, öksürük ve gögüste sikisma
hissi ile ortaya çikmaktadir. Semptomlarin nedeni, kendiliginden veya ilaçlarla, kismen veya
tamamen kaybolabilen yaygin ve reverzibl hava yolu obstrüksiyonudur.
Astma, sikligi ülkeden ülkeye degisen bir hastaliktir. Bazi ülkelerde ve topluluklarda
% 10, hatta % 20’nin üzerinde bulundugu halde, % 1’den az oldugu bildirilen topluluklar da
vardir. Ülkemizden bildirilen rakamlar, Avrupa ülkelerinden bildirilenlere yakin veya onlarin
biraz asagisindadir. Çocukluk çaginda erkekleri, eriskin dönemde ise kadinlari daha çok
etkslemektedir. Türkiye’de çocuklarda % 5-8, eriskinlerde % 5’in altinda oldugu
bildirilmektedir. Genel görüs, astma sikliginin bütün dünyada artmakta oldugu seklindedir.
Bunun nedeni olarak da degisen çevre kosullari gösterilmektedir (ev içi ve dis ortam hava
kirliliginin artmasi).
Büyük sehirlerde, endüstri bölgelerinde ve deniz kenarinda yasayanlarda daha fazla
gelismektedir. Ayrica düsük sosyoekonomik durum, bebeklik ve çocuklukta sigara dumanina
maruz kalma ve atopi öyküsü olanlar da risk altindadir.
Patogenez ve Patoloji
Astim atagi sirasinda alinan brons biyopsisi ve brons lavaji örneklerinde hava yolu
inflamasyonu oldugu görülmektedir. Agir astim ataklarinda inflamasyon da daha siddetli
olmaktadir. Atak sirasinda, inflamasyondan baska havayollari düz kaslari kasilmakta, mukus
salgisi artmakta, epitelde dökülmeler meydana gelmekte, brons duvarinda bulunan
kapillerlerde geçirgenlik artarak epitel alti dokuya sivi geçisi olmakta (ödem) ve inflamasyon
hücreleri toplanmaktadir. Astmatik inflamasyonun özelligi eozinofilden zengin olmasidir. Bir
kisim havayollari sekresyonla tikanmaktadir. Ayrica inflamasyonun yeterince kontrol
edilmedigi kronik astim vakalarinda kalici yapisal degisiklikler (remodeling) olan brons düz
kaslarinda ve mukus salgilayan bezlerde hipertrofi, subepitelyal fibrozis, revaskülarizasyon
gelismektedir.
ASTMA
Astma, havayollarinin kronik inflamatuar bir hastaligidir. Kronik inflamasyon,
havayollarinin, uyaranlara asiri cevap vermesine de neden olur (brons hiperreaktivitesi).
Klinikte, nöbetler halinde gelen nefes darligi, hiriltili soluma, öksürük ve gögüste sikisma
hissi ile ortaya çikmaktadir. Semptomlarin nedeni, kendiliginden veya ilaçlarla, kismen veya
tamamen kaybolabilen yaygin ve reverzibl hava yolu obstrüksiyonudur.
Astma, sikligi ülkeden ülkeye degisen bir hastaliktir. Bazi ülkelerde ve topluluklarda
% 10, hatta % 20’nin üzerinde bulundugu halde, % 1’den az oldugu bildirilen topluluklar da
vardir. Ülkemizden bildirilen rakamlar, Avrupa ülkelerinden bildirilenlere yakin veya onlarin
biraz asagisindadir. Çocukluk çaginda erkekleri, eriskin dönemde ise kadinlari daha çok
etkslemektedir. Türkiye’de çocuklarda % 5-8, eriskinlerde % 5’in altinda oldugu
bildirilmektedir. Genel görüs, astma sikliginin bütün dünyada artmakta oldugu seklindedir.
Bunun nedeni olarak da degisen çevre kosullari gösterilmektedir (ev içi ve dis ortam hava
kirliliginin artmasi).
Büyük sehirlerde, endüstri bölgelerinde ve deniz kenarinda yasayanlarda daha fazla
gelismektedir. Ayrica düsük sosyoekonomik durum, bebeklik ve çocuklukta sigara dumanina
maruz kalma ve atopi öyküsü olanlar da risk altindadir.
Patogenez ve Patoloji
Astim atagi sirasinda alinan brons biyopsisi ve brons lavaji örneklerinde hava yolu
inflamasyonu oldugu görülmektedir. Agir astim ataklarinda inflamasyon da daha siddetli
olmaktadir. Atak sirasinda, inflamasyondan baska havayollari düz kaslari kasilmakta, mukus
salgisi artmakta, epitelde dökülmeler meydana gelmekte, brons duvarinda bulunan
kapillerlerde geçirgenlik artarak epitel alti dokuya sivi geçisi olmakta (ödem) ve inflamasyon
hücreleri toplanmaktadir. Astmatik inflamasyonun özelligi eozinofilden zengin olmasidir. Bir
kisim havayollari sekresyonla tikanmaktadir. Ayrica inflamasyonun yeterince kontrol
edilmedigi kronik astim vakalarinda kalici yapisal degisiklikler (remodeling) olan brons düz
kaslarinda ve mukus salgilayan bezlerde hipertrofi, subepitelyal fibrozis, revaskülarizasyon
gelismektedir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
astma,
göğüs,
Hastalıkları
TUS Hakkında
TUS Hakkında
Tababet Uzmanlık Tüzüğü, Tıpta Uzmanlık Tüzüğü, Yükseköğretim Kanunu ve ilgili yönetmeliklerin hükümleri çerçevesinde Sağlık Bakanlığı (SB) eğitim hastanelerinde (TUS Kılavuzunda verilen Tablo-3'teki kurumlar) ve üniversitelerin tıp fakültelerinde tıpta uzmanlık eğitimi görmek isteyen adayların seçme işlemleri, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavları Hakkında Yönetmelik ve Yükseköğretim Yürütme Kurulunun 25.12.1986 tarih ve 86.50.1164 sayılı kararına, Sağlık Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu arasında ve Genelkurmay Başkanlığı ile Yükseköğretim Kurulu arasında imzalanan protokollere göre Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yürütülecektir. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavının (TUS) birinci basamağı olan Yabancı Dil Sınavının amacı Bilim Sınavına girecek adayları seçmektir. Bilim Sınavı olarak adlandırılan ikinci basamak sınavının amacı ise bu sınav sonucuna göre tıpta uzmanlık eğitimine kabul edilecek adayları seçerek tercihlerine göre mevcut kontenjanlara yerleştirmektir.
Tababet Uzmanlık Tüzüğü, Tıpta Uzmanlık Tüzüğü, Yükseköğretim Kanunu ve ilgili yönetmeliklerin hükümleri çerçevesinde Sağlık Bakanlığı (SB) eğitim hastanelerinde (TUS Kılavuzunda verilen Tablo-3'teki kurumlar) ve üniversitelerin tıp fakültelerinde tıpta uzmanlık eğitimi görmek isteyen adayların seçme işlemleri, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavları Hakkında Yönetmelik ve Yükseköğretim Yürütme Kurulunun 25.12.1986 tarih ve 86.50.1164 sayılı kararına, Sağlık Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu arasında ve Genelkurmay Başkanlığı ile Yükseköğretim Kurulu arasında imzalanan protokollere göre Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yürütülecektir. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavının (TUS) birinci basamağı olan Yabancı Dil Sınavının amacı Bilim Sınavına girecek adayları seçmektir. Bilim Sınavı olarak adlandırılan ikinci basamak sınavının amacı ise bu sınav sonucuna göre tıpta uzmanlık eğitimine kabul edilecek adayları seçerek tercihlerine göre mevcut kontenjanlara yerleştirmektir.
İnce Bağırsak Tümörleri
İNCE BAĞIRSAK TÜMÖRLERİ
INCE BAGIRSAK TUMORLERI
Mide kapısından (mideden onikiparmakbağırsağına geçiş yeri; pior) ileoçekal valfa (incebağırsaktan kalınbağırsağa geçiş yeri) kadar olan geniş yayılımıyla incebağırsak tüm sindirim kanalının yüzde 75 ini oluşturur. Buna karşın bu bölgede kötü huylu tümörlerin görülme oranı oldukça düşüktür (yüzde 0,05-0,5). Bu düşük oranın, besinlerle alınan karsinojenlerin (kanser oluşumuna neden olabilen maddeler) incebağırsakta çözülmesine ve incebağırsak yüzeyiyle büyük olasılıkla doğrudan ilişkilerinin az olmasına bağlı olduğu sanılır.
İncebağırsakta kötü huylu tümörlere az rastlanmasının nedenleri:
INCE BAGIRSAK TUMORLERI
Mide kapısından (mideden onikiparmakbağırsağına geçiş yeri; pior) ileoçekal valfa (incebağırsaktan kalınbağırsağa geçiş yeri) kadar olan geniş yayılımıyla incebağırsak tüm sindirim kanalının yüzde 75 ini oluşturur. Buna karşın bu bölgede kötü huylu tümörlerin görülme oranı oldukça düşüktür (yüzde 0,05-0,5). Bu düşük oranın, besinlerle alınan karsinojenlerin (kanser oluşumuna neden olabilen maddeler) incebağırsakta çözülmesine ve incebağırsak yüzeyiyle büyük olasılıkla doğrudan ilişkilerinin az olmasına bağlı olduğu sanılır.
İncebağırsakta kötü huylu tümörlere az rastlanmasının nedenleri:
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
bağırsak,
İnce,
tıp ders notları,
Tümörleri
Tıbbi İngilizce Kelime Bankası
Tıbbi İngilizce Kelime Bankası
A variety of: pek çok çeşit
Abstain from: kaçınmak
Accumulate: toplanmak
Actually: gerçekte
Additionally: ek olarak
Adequate: yeterli
Afflict: zarar vermek
Also: aynı zamanda
Amount: miktar
Approach: yol, yaklaşım
Arise from: -den kaynaklanmak
As a consequence of: -ın sonucu ola-rak
As a consequence: sonuç olarak
As a result: sonuç olarak
At least: hiç olmazsa, en azından
As well as: kadar
At the onset of: -ın başlangıcında
Avert: kaçınmak
Absolute: mutlak , kesin
To attack: saldırmak , kriz , atak
Appropriate: uygun , yerinde
According to: -e göre
To activate: etkin hale getirmek , canlandırmak
To act: hareket etmek, yazife görmek , rol almak
Available: mevcut , var
To asses: değerlendirmek, taktir etmek
Almost: hemen hemen
To avoid: sakınmak , kaçınmak
To ascend: yukarı çıkmak, yükselmek
To apply: uygulamak, başvurmak
Application: uygulama, başvuru
Alone: tek başına, yalnız
To associate: ilişki kurmak, ilişkilen-dirmek
Anywhere: herhangi bir yer
A variety of: pek çok çeşit
Abstain from: kaçınmak
Accumulate: toplanmak
Actually: gerçekte
Additionally: ek olarak
Adequate: yeterli
Afflict: zarar vermek
Also: aynı zamanda
Amount: miktar
Approach: yol, yaklaşım
Arise from: -den kaynaklanmak
As a consequence of: -ın sonucu ola-rak
As a consequence: sonuç olarak
As a result: sonuç olarak
At least: hiç olmazsa, en azından
As well as: kadar
At the onset of: -ın başlangıcında
Avert: kaçınmak
Absolute: mutlak , kesin
To attack: saldırmak , kriz , atak
Appropriate: uygun , yerinde
According to: -e göre
To activate: etkin hale getirmek , canlandırmak
To act: hareket etmek, yazife görmek , rol almak
Available: mevcut , var
To asses: değerlendirmek, taktir etmek
Almost: hemen hemen
To avoid: sakınmak , kaçınmak
To ascend: yukarı çıkmak, yükselmek
To apply: uygulamak, başvurmak
Application: uygulama, başvuru
Alone: tek başına, yalnız
To associate: ilişki kurmak, ilişkilen-dirmek
Anywhere: herhangi bir yer
ANATOMİ DERS NOTLARI
ANATOMİ DERS NOTLARI
ANATOMİ DERS NOTLARI
Download:
http://hotfile.com/dl/41667509/18fd9e5/Anatomi_Ders_Notlari_drwhite.rar.html
İçindekiler:
Ust Taraf Kemikleri.pdf
Abdomen-Inguinal.pdf
Aksial Iskelet Kemikleri.pdf
Beyin Sapi.pdf
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
ANATOMİ DERS NOTLARI,
Tıp Fakültesi Notları
Sigaranın Yaptığı Hastalıklar, Sigara Hastalıkları
Sigaranın Yaptığı Hastalıklar, Sigara Hastalıkları
Sigaranın yanmasıyla ortaya çıkan zararlı maddelerin sayısı 4.000'in üstündedir. Bir tek sigaranın yanmasıyla 5 milyon partikül ortaya çıkar. Zehirli maddeler, tütün bitki*sinin yetiştiği topraktan, tarımda kullanılan koruyucu ilaç*lardan, bitkinin yapraklarından ve sigaranın kağıdından kaynaklanır. Bunları şöyle sınıflandırabiliriz:
A- Kanser Yapanlar:
En önemlileri, aromatik hidrokarbonlar, nitrosamin ve radyoaktif maddeler olup bunlar iki grupta toplanırlar: a- Kanseri başlatanlar b- Kanseri hızlandıranlar
Sigaranın yanmasıyla ortaya çıkan zararlı maddelerin sayısı 4.000'in üstündedir. Bir tek sigaranın yanmasıyla 5 milyon partikül ortaya çıkar. Zehirli maddeler, tütün bitki*sinin yetiştiği topraktan, tarımda kullanılan koruyucu ilaç*lardan, bitkinin yapraklarından ve sigaranın kağıdından kaynaklanır. Bunları şöyle sınıflandırabiliriz:
A- Kanser Yapanlar:
En önemlileri, aromatik hidrokarbonlar, nitrosamin ve radyoaktif maddeler olup bunlar iki grupta toplanırlar: a- Kanseri başlatanlar b- Kanseri hızlandıranlar
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
hastalıklar,
Hastalıkları,
Sigara,
sigaranın,
yaptığı
8 Nisan 2011 Cuma
Suçlu Genlerimiz mi?
"Suç genlerde"
Yapılan yeni bir araştırma, bazı insanların fazla kahve tüketmesinde genetik faktörlerin payı olduğunu tespit etti.
Amerikalı bilim adamları, bu sonuca varmadan önce 40 binden fazla kişinin genlerini inceledi. Bilim adamları iki DNA molekülünün, yüksek düzeyde çay, kahve, çikolata, gazlı içecekler ve kafein içeren başka bazı içeceklerin daha fazla tüketilmesine yol açtığını tespit etti.
Bu moleküller; CYP1A2 ve AHR. Söz konusu genlerden AHR daha çok CYP1A2'nin faaliyetlerini düzenliyor. Çalışmanın sonuçları ise PLoS Genetics dergisinde yayımlandı.
Yapılan yeni bir araştırma, bazı insanların fazla kahve tüketmesinde genetik faktörlerin payı olduğunu tespit etti.
Amerikalı bilim adamları, bu sonuca varmadan önce 40 binden fazla kişinin genlerini inceledi. Bilim adamları iki DNA molekülünün, yüksek düzeyde çay, kahve, çikolata, gazlı içecekler ve kafein içeren başka bazı içeceklerin daha fazla tüketilmesine yol açtığını tespit etti.
Bu moleküller; CYP1A2 ve AHR. Söz konusu genlerden AHR daha çok CYP1A2'nin faaliyetlerini düzenliyor. Çalışmanın sonuçları ise PLoS Genetics dergisinde yayımlandı.
7 Nisan 2011 Perşembe
Çocuk cerrahisi hemşireliği
Yenidoğanın transportu ve ameliyat öncesi hazırlık
Erişkine kıyasla çok önemli bir konu olup, usulüne uygun yapılmadığı takdirde prognozu kö*tü yönde etkiler ve mortalite yükselir. Ameliyat ol*ması gereken bir bebek, çocuk cerrahisi servisine ve oradan da ameliyathaneye tercihan bir transport kuvözü içinde ısı kaybı minumum olacak şekilde götürülmelidir. Respiratuar problemi olan bebek*ler için her an entübe edilme durumunda gerekli malzeme hazır olmalıdır. Ambu ve oksijen her an gerekebilir.
Erişkine kıyasla çok önemli bir konu olup, usulüne uygun yapılmadığı takdirde prognozu kö*tü yönde etkiler ve mortalite yükselir. Ameliyat ol*ması gereken bir bebek, çocuk cerrahisi servisine ve oradan da ameliyathaneye tercihan bir transport kuvözü içinde ısı kaybı minumum olacak şekilde götürülmelidir. Respiratuar problemi olan bebek*ler için her an entübe edilme durumunda gerekli malzeme hazır olmalıdır. Ambu ve oksijen her an gerekebilir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Cerrahisi,
çocuk,
Çocuk cerrahisi,
ders,
Ders Notları,
notları
Çocuk cerrahisi hastalıkları
Çocuk cerrahisi hastalıkları
Yenidoğan immünolojik olarak tam gelişme*miştir ve sepsis riski fazladır. Antijen ile karşılaş*madığı için, immunglobulin seviyeleri düşüktür. Kompleman seviyeleri de düşük olduğu için, opso-nizasyon ve bakteri fagositoz aktiviteleri yeterli de*ğildir. Minimum bakteriyal kontaminasyonda bile sepsis kolayca gelişebileceğinden, cerrahi girişim geçirecek yenidoğanlarda antibiyotik profilaksisi genellikle uygulanmaktadır.
Bu arada yenidoğanın hepatik fonksiyonları da yeterli düzeyde değildir. Bilirubin konjugasyonun-dan sorumlu glukuronil transferaz gibi enzimler yetersizdir.
Yenidoğan immünolojik olarak tam gelişme*miştir ve sepsis riski fazladır. Antijen ile karşılaş*madığı için, immunglobulin seviyeleri düşüktür. Kompleman seviyeleri de düşük olduğu için, opso-nizasyon ve bakteri fagositoz aktiviteleri yeterli de*ğildir. Minimum bakteriyal kontaminasyonda bile sepsis kolayca gelişebileceğinden, cerrahi girişim geçirecek yenidoğanlarda antibiyotik profilaksisi genellikle uygulanmaktadır.
Bu arada yenidoğanın hepatik fonksiyonları da yeterli düzeyde değildir. Bilirubin konjugasyonun-dan sorumlu glukuronil transferaz gibi enzimler yetersizdir.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Cerrahisi,
çocuk,
Çocuk cerrahisi,
ders,
Ders Notları,
notları
Çocuk Cerrahisi ve Ders Notları
Çocuk Cerrahisi ve Ders Notları
Çocuklar ve özellikle yenidoğanlar, erişkinlere kıyasla, anatomik ve fizyolojik bakımdan önemli farklılıklar gösterirler. Bu farklılıklar nedeniyle ço*cukların ve yenidoğanlarm hastalıkları, cerrahi so*runları ve tedavileri farklı bir yaklaşımla ele alınır. Bu bölümde, çocukların cerrahi sorunlarından olan gastrointestinal sistem, inguinal bölge, karın duvarı ile ilgili hastalıklarına ve çocukluk çağı tümörlerine kısaca değinilerek preoperatif, operatif ve postopera-tif yaklaşımlar özetlenecektir. Bu bölümde yer alma*yan çocukluk çağının diğer sistemlerle ilgili cerrahi hastalıklarına ise diğer bölümlerde yer verilmiştir.
Yenidoğanın Özellikleri
Çocuklar ve özellikle yenidoğanlar, erişkinlere kıyasla, anatomik ve fizyolojik bakımdan önemli farklılıklar gösterirler. Bu farklılıklar nedeniyle ço*cukların ve yenidoğanlarm hastalıkları, cerrahi so*runları ve tedavileri farklı bir yaklaşımla ele alınır. Bu bölümde, çocukların cerrahi sorunlarından olan gastrointestinal sistem, inguinal bölge, karın duvarı ile ilgili hastalıklarına ve çocukluk çağı tümörlerine kısaca değinilerek preoperatif, operatif ve postopera-tif yaklaşımlar özetlenecektir. Bu bölümde yer alma*yan çocukluk çağının diğer sistemlerle ilgili cerrahi hastalıklarına ise diğer bölümlerde yer verilmiştir.
Yenidoğanın Özellikleri
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
Cerrahisi,
çocuk,
Çocuk cerrahisi,
ders,
Ders Notları,
notları
Biomechanics History ( Biyomekanik Tarihi ) 2
1600's Rene Descartes
He published Tractus de Homine et de Formatione Fœtus in 1675. He stated “The body is a machine (the lever is a machine) made by the hand of God.” Descartes argued that all of animal physiology could be explained by mechanics (levers systems force analysis).
From his Meditations On First Philosophy, he stated “Archimedes, that he might transport the entire globe from the place it occupied to another, demanded only a point that was firm and immovable (fulcrum supporting force of effort and force of resistance); so, also, I shall be entitled to entertain the highest expectations, if I am fortunate enough to discover only one thing that is certain and indubitable.”
1600’s Giovanni Alfonso BorelliBorn in 1608, he is considered to be the Father of Biomechanics for his contributions to the field. The American Society of Biomechanics annually awards the scientist contributing the greatest achievement within the field with it's highest award, the Borelli Award.
Borelli’s knowledge of mechanics relative to human movement was restricted to the principles of levers and, as such, it appears to generate his accurate account of spinal muscle action. He worked in collaboration with Marcello Malpighi. Malpighi was a professor of theoretical medicine at the University of Pisa. Malpighi recalled “What progress I made in philosophizing stems from Borelli. Borelli states this about Malpighi “I worked hard dissecting living animals at his home and observing their parts to satisfy his keen curiosity”.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
biomechanics,
biyomekanik,
history,
tarihi
Biomechanics History ( Biyomekanik Tarihi )
Biomechanics History
A look back in time at the lever and the spine.The lever as a tool was probably used for simple things like prying and moving rocks since time immemorial.
The lever can be seen as a working tool as long as 5,000 years ago in Egypt.
The shaduf was used by ancient Egyptians to help farmers get water from the Nile to dry land to irrigate their crops. The weight at the far end provided a "see-saw" mechanism which aided the farmer in lifting the bucket of water to land.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
biomechanics,
biyomekanik,
history,
tarihi
Demonstration that classical teaching of force of effort for 2nd and 3rd class levers is erroneous
Demonstration that classical teaching of force of effort for 2nd and 3rd class levers is erroneous.
In our first manual, we demonstrated that there was functionally no such thing as a 2nd class lever. We have since learned that there are teachers who still want to use classic instruction because they think that this methodology is still valid for teaching force of effort. We will now demonstrate that this is erroneous teaching.
Note! The secret to the proof will be the application of Benedetti's discovery of the effective lever arm in 1599 as it applies to the principle of rotation (torque).
The difference between 2nd and 3rd class lever systems begin by teaching that levers are structurally defined relative to the placement of the fulcrum (F), force of effort (E) and force of resistance (R).
Classical teaching next moves to emphasizing functional importance by first demonstrating that force of effort is determined by the ratio of the effective effort arm to the effective resistance arm (the Principle of Equilibrium of Rotation).The first formula taught leading to proof of the above statement is:
Force of effort x Effective effort arm (measured length) = Force of resistance x Effective resistance arm (measured length).
The second formula derived from the above formula is:
Force of effort = Force of resistance x Effective resistance arm Effective effort arm
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
2nd,
3rd,
class,
classical,
demonstration,
effort,
erroneous,
force,
levers,
teaching
Maya ve Mantarlar
Maya ve Mantarlar
Maya ve mantarların büyük çoğunluğu, doğada saprofit veya komensal olarak toprak, kaya, su, bitki, balık, insekt, besin, hayvan ve hatta insanlarda yaşarlar. 110.000'den fazla mantar türü tespit edilmiştir. Bunlardan çok azı insanlarda ve genellikle deride mikotik (dermatofitler) enfeksiyonlara sebep olurlar. Bilinçsiz antibiyotik kullananlar*da, immün sistemi baskılananlarda, immün yetersizlik olanlarda ve hijyenik kurallara uymayanlarda ağız içinde, protezlerinde ve/veya dudaklarında maya ve mantar enfek*siyonları sık oluşur.
Mayalar üreme ve çoğalmaları aşamasında unisellüler yapıda olan mantarlar olarak da tanımlanabilir. Nadiren yalancı hifa oluşturabilenleri de bulunur (Örn. Candida albi-cans). Önemli cinsler; Candiada, Cryptococcus, Torulopsis, Rhodotorula, Sporobolo-myces, Trichosporum, Saccharomyces.
Maya ve mantarların büyük çoğunluğu, doğada saprofit veya komensal olarak toprak, kaya, su, bitki, balık, insekt, besin, hayvan ve hatta insanlarda yaşarlar. 110.000'den fazla mantar türü tespit edilmiştir. Bunlardan çok azı insanlarda ve genellikle deride mikotik (dermatofitler) enfeksiyonlara sebep olurlar. Bilinçsiz antibiyotik kullananlar*da, immün sistemi baskılananlarda, immün yetersizlik olanlarda ve hijyenik kurallara uymayanlarda ağız içinde, protezlerinde ve/veya dudaklarında maya ve mantar enfek*siyonları sık oluşur.
Mayalar üreme ve çoğalmaları aşamasında unisellüler yapıda olan mantarlar olarak da tanımlanabilir. Nadiren yalancı hifa oluşturabilenleri de bulunur (Örn. Candida albi-cans). Önemli cinsler; Candiada, Cryptococcus, Torulopsis, Rhodotorula, Sporobolo-myces, Trichosporum, Saccharomyces.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
aspergillus,
blastomyces,
cocoidioides,
epider-mophyton,
histoplasma,
mantarlar,
maya,
microsporium,
penicil-lium,
trichophyton
Mikroorganizmaların Hücre Yapıları
Mikroorganizmaların Hücre Yapıları
Ökaryötik Hücre Nedir; Ökaryötik yapılı canlı hücresinin (alg, maya, mantar, protozoon, ve gelişmiş canlılar) temel özelliği, genetik şifreleri taşıyan DNA'nın bir zarla çevrili olan çekirdekte bulun*masıdır.
Prokaryotik Hücre Nedir; Prokaryotik yapıdaki hücrelerde (Bakteriler) ise hücre duvarların kompleks olması ve tek kromozomdan ibaret olan genetik materyalin sitoplazma içerisinde dağınık bir şe*kilde bulunmasıdır.
Bakterilerde Hücre Yapısı
Ökaryötik Hücre Nedir; Ökaryötik yapılı canlı hücresinin (alg, maya, mantar, protozoon, ve gelişmiş canlılar) temel özelliği, genetik şifreleri taşıyan DNA'nın bir zarla çevrili olan çekirdekte bulun*masıdır.
Prokaryotik Hücre Nedir; Prokaryotik yapıdaki hücrelerde (Bakteriler) ise hücre duvarların kompleks olması ve tek kromozomdan ibaret olan genetik materyalin sitoplazma içerisinde dağınık bir şe*kilde bulunmasıdır.
Bakterilerde Hücre Yapısı
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
hücre,
hücre yapıları,
mikroorganizmalar,
mikroorganizmaların,
yapıları
Mikroorganizmaların İsimlendirilmeleri, Mikroorganizma İsimleri
Mikroorganizmaların İsimlendirilmeleri, Mikroorganizma İsimleri
Mikroorganizmalar, Cari von Linne (1753) tarafından kullanılan binominal (çift isim*lendirme) sisteme göre adlandırılmaktadır. Buna göre, mikroorganizmaların adı iki ke*limeden oluşmaktadır. İlki Cins ismini, ikincisi tür ismini göstermektedir. Genellikle latince kökenli isimler verilerek tüm dünyada birörneklilik sağlanmaya çalışılmakta*dır. Canlılar alemi içerisinde hayvanlar alemi içerisinde incelenen mikroorganizmala*rın sistematiğine baktığımızda; soldan sağa Alem Filum, Sınıf, Takım, Familya, Kabile, Cins ve Türleri bulunmaktadır.
Mikroorganizmaların Cins ve Tür İsimlerine Bazı örnekler
Mikroorganizmalar, Cari von Linne (1753) tarafından kullanılan binominal (çift isim*lendirme) sisteme göre adlandırılmaktadır. Buna göre, mikroorganizmaların adı iki ke*limeden oluşmaktadır. İlki Cins ismini, ikincisi tür ismini göstermektedir. Genellikle latince kökenli isimler verilerek tüm dünyada birörneklilik sağlanmaya çalışılmakta*dır. Canlılar alemi içerisinde hayvanlar alemi içerisinde incelenen mikroorganizmala*rın sistematiğine baktığımızda; soldan sağa Alem Filum, Sınıf, Takım, Familya, Kabile, Cins ve Türleri bulunmaktadır.
Mikroorganizmaların Cins ve Tür İsimlerine Bazı örnekler
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
İsimlendirilmeleri,
İsimleri,
mikroorganizma,
mikroorganizmaların
Kadınlar 21 yaşında bu testi yaptırmalı: Pap Smear
Birkaç dakikalık işlem hayat kurtarıyor
Kadınlar 21 yaşında bu testi yaptırmalı: Pap Smear
Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin kadın Human Pappiloma Virüsü’nun sorumlu tutulduğu rahim ağzı kanserine yakalanıyor ve bu kadınların yarısı hayatını kaybediyor. Oysa yılda bir kez yaptırılması önerilen pap smear testi ile rahim ağzı kanserlerinin yüzde 90’ı erken dönemlerinde, hatta henüz hücre değişimlerinin olduğu süreçte yakalanabiliyor, bu sayede de tedavi olanağı doğuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Görgen, servikal smear testinin erken teşhis için günümüzde en yaygın olarak kullanılan tarama yöntemi olduğuna dikkat çekerek, “Rahim ağzı kanserinden korunmak için servikal smear testine cinsel ilişkiye başladıktan 3 yıl sonra veya 21 yaşında başlanması ve testin yılda bir kez tekrar edilmesi gerekiyor” diyor.
Kadınlar 21 yaşında bu testi yaptırmalı: Pap Smear
Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin kadın Human Pappiloma Virüsü’nun sorumlu tutulduğu rahim ağzı kanserine yakalanıyor ve bu kadınların yarısı hayatını kaybediyor. Oysa yılda bir kez yaptırılması önerilen pap smear testi ile rahim ağzı kanserlerinin yüzde 90’ı erken dönemlerinde, hatta henüz hücre değişimlerinin olduğu süreçte yakalanabiliyor, bu sayede de tedavi olanağı doğuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Görgen, servikal smear testinin erken teşhis için günümüzde en yaygın olarak kullanılan tarama yöntemi olduğuna dikkat çekerek, “Rahim ağzı kanserinden korunmak için servikal smear testine cinsel ilişkiye başladıktan 3 yıl sonra veya 21 yaşında başlanması ve testin yılda bir kez tekrar edilmesi gerekiyor” diyor.
Gen mutasyonu, Parkinson'un ortaya çıkmasını hızlandırıyor
Parkinson hastalığının ortaya çıkmasını hızlandıran gen mutasyonu tespit edildi.
Kanada'nın Ottawa hastanesine bağlı araştırma enstitüsünden bilim adamları, glukoserebrozidaz (GBA) genindeki değişimin alfa-sinüklein proteinin beyinde birikmesine yol açarak parkinsonun ortaya çıkmasını hızlandırdığını belirtti.
Bilim adamları, alfa-sinükleinin, parkinsonla birlikte beyinde kademeli olarak birikmesi nedeniyle "kötü kolesterole" benzediğine dikkati çekti. Araştırmaya imza atanlardan Dr. Michael Schlossmacher bu durumun, gen mutasyonu olan kişilerin parkinson belirtilerini diğerlerinden 4-5 yıl önce göstermesinin nedenini açıklayabileceğini ifade etti.
Schlossmacher sonuçların başka araştırmalarla doğrulanması halinde yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinin hızlanabileceğini vurguladı.
Araştırma "Annals of Neurology" dergisinde yayımlandı.
Kanada'nın Ottawa hastanesine bağlı araştırma enstitüsünden bilim adamları, glukoserebrozidaz (GBA) genindeki değişimin alfa-sinüklein proteinin beyinde birikmesine yol açarak parkinsonun ortaya çıkmasını hızlandırdığını belirtti.
Bilim adamları, alfa-sinükleinin, parkinsonla birlikte beyinde kademeli olarak birikmesi nedeniyle "kötü kolesterole" benzediğine dikkati çekti. Araştırmaya imza atanlardan Dr. Michael Schlossmacher bu durumun, gen mutasyonu olan kişilerin parkinson belirtilerini diğerlerinden 4-5 yıl önce göstermesinin nedenini açıklayabileceğini ifade etti.
Schlossmacher sonuçların başka araştırmalarla doğrulanması halinde yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinin hızlanabileceğini vurguladı.
Araştırma "Annals of Neurology" dergisinde yayımlandı.
sağlık,tıp dersleri,tıp fakültesi,medical
gen,
gen mutasyonu,
hızlandırıyor,
hızlı,
mutasyonu,
ortaya,
parkinsonun
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)